Haşim Bayram, Kimyacı

Haşim Bayram, Kimyacı
Kombassan Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı merhum Haşim Bayram’ın vefatından yaklaşık on yıl kadar önce anlattıklarının ve hatıralarının ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.

Konya’nın sayılı Kimya Öğretmenlerinden, Yozgat Lisesi, Konya Gazi Lisesi ve Konya İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yapan, Büyük Konya Dershanesiyle bir çok Konyalı gencin Üniversiteyi kazanmasına vesile olan, Konya’nın müteşebbis insanlarından, kurduğu Kombassanla Konya’nın adını dünyaya duyuran, 36 bin insana iş ve aş kazandıran Kombassan Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı merhum Haşim Bayram’ın vefatından yaklaşık on yıl kadar önce anlattıklarının ve hatıralarının ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz. (EROL SUNAT)

hasim-bayram-ersin-gozen-ve-nevzat-arabaci.jpg

KİMYACI

Haşim Hoca, Kimyacı idi. Branşına oldukça hakimdi. Kimya gibi kolay olmayan, kolay sınıf geçilemeyen, o devir öğrencilerinin birkaç bütünleme takıntısından biri olan Kimya dersini, kolay öğrenilen, kolay sınıf geçilen, hatta Kimya tahsili yapmak isteyenlerin severek, ilgi duyarak okuyacağı bir dal haline getirmişti.

Güven duyulan biriydi. Branşına ve mesleğine aşıktı.

Onun öğretmenlik yaptığı 12 Eylül öncesi dönemlerde, okullar çok karışıktı. Öğrenciler sınıf geçmekten çok siyasi görüşlerin etkisindeydiler.

Okulların belalı sınıfları arena gibiydi.

Kendilerinden olmayan öğretmene ders yaptırmamak, okulu terk ettirmek, hatta meslekten istifa ettirmek o sınıfların öğrencilerinin üstlendikleri bir görev gibiydi.

Haşim Hoca, o imtihanlardan başarıyla geçen, kuru gürültüye pabuç bırakmayan, taraflı idarecileri pes ettiren ancak bunun karşılığında birkaç yer gezdirilen öğretmenlerden birisi olmuştu.

Mesleğini bırakmaya hiç niyeti yoktu. Çok zor şartlarda okumuş. Ailesinin kendisinin okuması için yapmış olduğu fedakarlıkları hiç unutmamıştı.

O günlerde tabiri caizse ya bu deveyi güdecek, yada bu diyardan gidecekti.

Bu diyardan gitmeye hiç niyeti yoktu.

Ya öğretmenlik yapacaktı, ya da öğretmenlik.

Öğretmenlikle başladı, aldılar öğretmenliğini elinden Kayseri’de bir okula hademe yaptılar.

Sonrada Kombassan’ı kurdu, onu baş tacı yaptılar.

img-5145.jpg

HAŞİM’E SÖYLE BENİM DERSHANEYE GELSİN!

Kimya’yı çok severdim. Yaşayarak anlatırdım. Öğretmenlik yaparken üç arkadaş Büyük Konya Dershanesini kurduk. İsmet Demir, ben ve Ahmet Büyükakkaşlar.

Dershane Zaferdeydi. Alaaddine bakardı. Abide İş Hanında Dershaneler sokağının başlangıcındaydı.

Konya’da bizim dershanemiz dolmadan, başka dershaneye talebe gitmezdi. Başarı oranı yüzde yüzdü. 8-10 sene sürdü.

Arkadaşlarla Büyük Konya Dershanesini kurduk. Kardeşim daha sonra nikah memurluğu ve Otogar Müdürlüğü yaptı ve emekli oldu.

Dershane devam ederken Kombassan başladı. Dershanede amacım iyi öğrenci yetiştirmekti.

Fakir çocukları bedava okuturduk.

Başarılı bir çocuk vardı. Üniversiteyi kazanmıştı. Çocuğun ninesi gelmiş. Bana yumurta getirmiş. Hocam dedi ben fakir bir kadınım. Durumum bu senin yaptıklarına karşı bende bu yumurtaları getirdim dedi. Bu bana çok dokundu.

img-4993.jpg

HEDEFİM YÜZBİN KİŞİYE İŞ VERMEKTİ

Afra’nın adını ben verdim. Şimdiki Kulesitenin oralarda bir yer vardı. İlk Afra orasıydı. Küçük bir yerdi. İbrahim diye birinden aldım orayı.

Afra, benzerleri içinde en güzeli anlamını taşır. Bizde perakende için bir yer aradık. Adese ile aynı günlerde bu işe başladık.

Belediye yerin üstüne bir şey yapmaya müsaade etmedi. Bende yerin altına indim.

Bana “ deli” dediler.

Konya’nın tüccarları, “Ulen dediler, biz Konyalıyı pasaja sokamıyoruz, sen yerin altına nasıl indireceksin?”

O sıralarda Bosna hadisesi vardı. Mostar köprüsünü Sırplar yıkmıştı.

Hatırası yaşasın diye Mostar köprüsünün modelini oraya koyduk.

Gökdeleni yaparken Belediyede bazı insanlar buna da karşı çıktılar. 25 katlı bu binanın 3 katı yer altında, 25 katı yer üstündeydi.

Kağıt fabrikasının açılışı yapılıyordu. O sırada oğlum Talha doğmuş. Tam ben kurdeleyi keserken Talha’nında hastanede göbek bağı kesilmiş. Konya’nın ileri gelenleri, bu bataklığın üzerine kağıt fabrikası yapılmaz demişlerdi.

Kombassan’da 36 bin kişi çalıştı. Hedefim yüz bin kişiye iş vermekti.

img-5142-1.jpg

AYRICALIKLI HİSSELERLE BENİ YIKTILAR!

Villalar falan yaptık. Ortaklara dükkanlar ve villalar yaptık. Mermer fabrikası yapmaya karar verdik. Avrupa’daki işçileri Bosna’daki olaylardan sonra Türkiye’ye gelemiyorlardı. Onların rahat bir biçimde gelebilmesi için Alfa Air’i aldım. koltuklarını kestiler. Devlet çok baskı yaptı o zaman. Karşımızdaki güçler engelledi bizi. Yeşil sermaye dediler. Misafirlerimiz geliyordu. Ortaklarımız için Otel Bera’yı açtık.

Haşim Bayram’a Bera’nın anlamını sordum, hatırlayamadı. Okurlarımız için anlamını veriyorum.

“Bera; “Fazilet, Seçkin olma vasfı, Olgunluk anlamına geliyor. Ashabdan, el-Bera' b. Azib: (vefatı Küfe-691). Bedir gazası dışında bütün savaşlara katıldı. Rey ve Kazvin'i fethetti. Kufe'de vefat etti.”

Ortaklarımızın tesettürlü hanımları ve kızları içinde Bera Antalya’yı açtık.

Ordumuz Kıbrıs savaşında uçak lastiği bulamamıştı. Ordumuza yardım olsun diye PETLAS’ı aldım. Ancak bir sene kadar elimde kaldı. PETLAS’a yatırım yaptırmadılar.

TÜMOSAN’ı almayı çok istedim. Bizden çekindiler, Anadolu sermayesi diye.

Konya’ya ikinci bir Çimento fabrikası düşündüm.

O darlıkta paramızla çimento alamıyorduk.

Onun üzerine Çimento Fabrikası kurmaya karar verdim. Hatta Fransa’da Konya’daki Çimento Fabrikasının sahipleri geldiler.

İstediğin kadar çimentoyu maliyetine verelim, Fabrika kurma dediler.

Tabi o zaman sayın Demirel aracı oldu. Ama hep onların tarafını tuttu. Bize Çimento Fabrikası kurmak için ÇED raporu vermediler.

Ortaklarımız vatanperver insanlardı. Memleketimiz kazansın diyorlardı.

Ben hedefime ulaşamadım. Anadolu insanının başarılı olacağını göstermekti hedefim. İyi bir örnek olmak istiyordum. Zannederim kısmen de oldu. Gittiğim birçok ülkede, biz sizi örnek aldık diyorlardı. Dünyada gitmediğim ülke yok.

Şimdi yönetimde bulunanlar için başarılı olsunlar inşallah diyorum.

Bu millet, bizim ortaklarımız iyi şeylere layık.

Konuşmasının tam o anında birden sinirlendi Haşim Bayram, Holdingi yönetenler için;

“Bu insanlar hain!...Bunlar altın hisseler çıkardılar, ayrıcalıklı hisselerle beni yıktılar. Ben karşıydım ayrıcalıklı hisseye.” Dedi.

PAŞAYA KARŞI GELDİ HADEME OLDU!...

Haşim Bayram Konya Gazi Lisesi Kimya öğretmeniydi. En belalı, en girilmez sınıfları ona vermişlerdi.

Haşim Bayram’ın öğretmen arkadaşlarından Nevzat Arabacı, o yıllara ait bir hatıraya girdi ve dedi ki;

12 Eylül sonrasında onunla birlikte aynı okuldaydık Haşim Kimya’ya, ben Felsefe derslerine girerdim.

Onun Bedrettin Paşayla ilgili bir hatırası var. O olay sonrasında Kayseri’ye hademe olarak gitti. Kendi anlatsın;

Haşim Bayram başladı anlatmaya;

Bedrettin Demirel okula gelecekti. Herkes pür telaş ne oluyor falan dedim. Bedrettin Paşa gelecek dediler. Tam o sırada geldi. Öğretmenlerin tırnaklarına baktı.

Gazi Lisenin kapısındaydım. Tırnaklara bakan Paşayı içimden bir vursam diye geçti. Müdür odası hemen kapının girişindeydi.

Gel Paşam dedim. Müdür odasına girdik.

Okul Müdürü Mustafa Türkaslan’dı.

Müdür Odasında eski Müdürlerin fotoğrafları vardı. Bazıları sakallıydı.

Bak Paşam dedim. İnsan kılıkla kıyafetle bir şey olmaz. İnsanın beyni lazım dedim.

Sakallı Müdürlerin fotoğraflarını göstererek biz bunların zamanındayken Amerika bize vergi veriyordu dedim.

Okul Müdürüne dedi ki, bu arkadaş yarın tıraş olacak. Halbuki o gün tıraş olmuştum. Tıraş olacak yanıma alıp getireceksin. Ben yeni tıraş oldum dedim, derimi mi kazıtacağım?

Bu olay sonrası Haşim Bayram, Kayseri’de bir okula Hademe olarak tayin edildi. Kayseri’ye gitti ve aynı gün istifa ederek geri döndü.

O KADAR NEDEN YORULDUN? SANA NEYDİ?

Haşim Bayram, hatıralarını anlatırken çok zorlandı. Anlat diyenlere ise, “ Oğlum gelmiyor ki…Zorlanıyorum yahu!... Konuşamıyorum Abi!...Hazır değilim Abi…Çok söyleyeceğim var amma, konuşamıyorum!…” gibi cümlelerle cevaplar veriyordu.

Bazı günler neredeyse birkaç kelime dışında hiç konuşmadı.

Sadece konuşanlara, böyle değil mi diyenlere, evet- haklısın dediğin gibi oldu kelimeleriyle destek oldu.

Konya Gazi Lisesi ve Konya İmam Hatip Lisesinde birlikte öğretmenlik yaptığı arkadaşı Nevzat Arabacının onun hakkında söylediklerine de, ara ara birer kelimeyle katıldı.

İlk cümlesi kendi ağzından şöyleydi Haşim Bayramın,

“ Benim esas hedefim, Müslümanların başarılı olduğunu göstermekti. Tam göstereceğim zaman elimden aldılar. Yüz bin işçi çalıştırmak istiyordum.”

Nevzat Arabacı, hayalin neydi dedi, o kadar neden yoruldun?

Sana neydi? diye sordu.

Haşim Bayram, konuşmuyordu.

Seni ben anlatayım, sende söyleyeceğini söyle dedi;

Anadolu insanını müteşebbis yapmak,

Memur zihniyetinden kurtarmak,

Adil bir paylaşım sağlamak,

Herkesin birlikte gelire ortak olduğu fabrikalar açmak,

Anadolu insanının iktisadi esaretten kurtulmasını sağlamak çağın yeni model Anadolu insanını yetiştirmekti.

Yanıma aldığım insanlar benim şöhretimden faydalanarak kendi menfaatlerine uygun işle yaptığından idealimden yara aldım.

Ama kendim kimsenin bir kuruşunu yanıma geçirmedim.

670 lira maaşım var.

Üzerinde kayıtlı hiçbir şeyim yoktur.

Bu insanların kendim gibi düşündüğünü zannettim.

Eğer öyle olmasaydı bu kadar zarar görmez fabrikalara fabrikalar katabilirdim.

Fabrikaları Anadolu’nun bütün sathına yaymaktı niyetim.

KOMBASSANI ÇOK ULVİ BİR GAYE İÇİN KURDUM

Karşımda dünya sermayesi vardı. Dünya sermayesi ile boğuşurken oradaki, içteki kavgalarımı dışarıdakiler anlayamıyordu.

Hedefimde ekonomik güç olarak Üniversite kurmak vardı. bunun için Üniversite Hocalarını bir araya getirdim.

Çoğu memur kafası zihniyetinde olduğu için benime çatışıyorlardı.

El attıklarımın çoğu menfaatçiydi.

Şu anda sağlığıma kavuşmuş olsam. Bugüne kadar yaptığım işleri analiz eder nerde hata yaptım, hatalarıma bakar fakat bu idealimi daha yüksek noktalara götürür, Anadolu’yu harekete geçirirdim. Herkesi köyünde kentinde müteşebbis insan haline getirmekti hedefim.

Savunma sanayini düşündüm.

Uzayla ilgili projelerim vardı. Eğitime ağırlık veremedim.

Üzerimde 88 bin insanın sorumluluğu var.

670 lira maaşımın dışında hiçbir gelirim yok.

Eşim ve çocuklarım yanında. Kızlarımı evlendirdim. Oğlum Üniversiteye devam ediyor.

Haşim Bayram genç müteşebbisler için birkaç cümle söyledi,

“Önce kendilerine güvensinler, vatanı ve milleti sevsinler. Büyük idealleri olacak, ideallerini gerçekleştirmek için çalışacaklar.”

Konya’yı dünyanın izleyeceği ilim ve ticaret merkezi haline getirmeyi düşünmüştüm.

Kombassan’ı çok ulvi bir gaye için, Anadolu insanının başarılı olacağını göstermek için kurdum.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.