Haşim Bayram, Ufukları Hocama yetişemedi

Haşim Bayram, Ufukları Hocama yetişemedi
Kombassan Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı merhum Haşim Bayram’ın vefatından yaklaşık on yıl kadar önce anlattıklarının ve hatıralarının dördüncü bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.

Konya’nın sayılı Kimya Öğretmenlerinden, Yozgat Lisesi, Konya Gazi Lisesi ve Konya İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yapan, Büyük Konya Dershanesiyle bir çok Konyalı gencin Üniversiteyi kazanmasına vesile olan, Konya’nın müteşebbis insanlarından, kurduğu Kombassanla Konya’nın adını dünyaya duyuran, 36 bin insana iş ve aş kazandıran Kombassan Holding eski Yönetim Kurulu Başkanı merhum Haşim Bayram’ın vefatından yaklaşık on yıl kadar önce anlattıklarının ve hatıralarının dördüncü bölümünü sizlerle paylaşıyoruz. (EROL SUNAT)

‘UFUKLARI HOCAMA YETİŞEMEDİ!’

Haşim Bayram, Konya’da işletmeciliğin önünü açan, bu konuda neler yapılabileceğini gösteren bir adam olarak tanındı.

Zor kabuk değiştiren, yeni bir şeylere zor adapte olan, kolay kabullenmeyen Konya, Haşim Bayram ve onun çizgisinde mücadele edenlere tavır koydu.

İnanmadı, dalga geçti, nasıl olur, nasıl olabilir diye yaygara kopardı, set çekti.

Her ne yapıldıysa tutmadı.

İş verene, aş verene karşı yapılan engellemeler karton duvarlara, karton setlere döndü. İnsanlar o düşünceleri yıkıp geçtiler.

Kombassan hareketi, Konya’ya heyecan veren, heyecan getiren bir hareket oldu.

Şehir hareketlendi.

Kombassan kendi alanında bir lokomotif vazifesini görerek, sınırları aşıp gidiyordu.

Hem de ne gitmek…

Kombassan’ın yükselme döneminde 57’ye çıkan bağlı şirket sayısı, baş döndürücü bir hızın göstergesiydi.

Siyasette, bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez, diyen Özal sonrasında gelişen Kombassan hareketinde de bir manada aynı anlayış hakimdi.

Kombassan’ın yaptıklarına bir çok kimsenin hayalinin yetişmesi mümkün gözükmüyordu.

Haşim Bayram şehrin ufkunu açmış, Konya’yı bir anda Avrupa ile komşu yapmıştı.

Yurt dışında çalışan işçiler anlatılanları merakla dinlemişler ve bunları anlatan insanın samimiyetine inanmışlardı.

Kombassan Haşim Hoca ile birlikte kıtalararası dolaşan kendine yeni iş alanları, iş sahaları bulma yolunda ilerleyen bir kuruluş olmuştu.

İmkan verilseydi, yüz bin değil, birkaç yüz bin kişi çalıştıran bir kuruluş olabilirdi, diyenleri dinlemek mümkün.

BİRÇOK İNSAN ÜZERİNDE HAK VE HUKUKU FAZLADIR

O dönemin işletmecilerinden biri olan ve Haşim Bayram’ın yanında dinlediğim Mustafa Yalçın, onunla ilgili hatıralarına şöyle başladı;

Haşim Bayram Konya’nın yetiştirdiği en önemli, en değerli şahsiyetlerden birisidir. Tabi ki, kıymetini bilenlere. Bir çok insanın üzerinde hak ve hukuku çok fazladır.

Hocamla bir iş için Gaziantep’e gidecektik. Bir gece Almanya’dan geldi. Hocamı aldık. Arabaya bindik, arabada benimle birlikte bir arkadaş daha vardı.

Sürün dedi. Karaman yoluna düştük. O zaman Antep’e gideceğimizi anladık. Sertavul’da bir mola verdikten sonra Antep’e vardık. Yarım saat içinde işler halloldu.

Antalya’ya gidiyoruz dedi. Akşam Antalya’ya geldik. Bir saat kadar mola verdikten sonra Sakarya’ya gidiyoruz dedi. o zamanlar araçlarda mobil telefon var.

Hocam arayacağı yerleri aradı. Sabahın yedisinde Sakarya’ya varmıştık. Saat 11-12 civarı işler bitti. Oradan da Ankara’ya, oradan da Konya’ya geldik. Hiç uyku falan yok. Bu seyahat unutamadığım bir seyahat oldu.

O seyahatta Adana’yı çıktıktan sonra otobanlar yeni yapılmıştı. Bir petrol istasyonuna girdik. Hocama bir sigara ikram ettim. Dedi ki, ben direksiyon başında uyuyordum. Arabanın arkasında küçük bir yastık ve battaniye vardı. Hocam yarım saat kadar uyudu. Ondan sonra yola devam ettik.

img-4984.jpg

‘BİR ALAY ÇIPLAĞIN İÇİNDE NE İŞİN VAR DEDİLER’

Hocamın ufkuna yanındaki adamlar yetişemediler. Dalkavuklar ve yalakalar etrafını sardı. Tamam hocam diyenler, arkasından da, bırak ya…ne yapacak diyorlardı.

Afra Gökdelenin temeli atılırken dört kişiydik. Haşim Hocam, ben, kasap ve bir arkadaş daha.

Başka kimse yoktu.

Bismillah dedik başladık.

Buraya 4-5 trilyon gömülür mü, bu adam akılsız mı dediler.

Konya’nın ufkunun açılmasına önce Allah sonra Haşim Bayram sebeptir.

Bu insanlar çok çabuk inkar ettiler. Nankörlük ettiler.

Bu Afra’yı görmeye otobüsler dolusu insanlar geliyordu. Sebep olandan Allah razı olsun diye, ellerini açıp dua ediyorlardı.

Konya’ya işletmeciliğin ne olduğunu Haşim Bayram öğretti.

Ey Haşim Hoca! Bunları nasıl düşündün diyorlardı.

Bu insanların ufku Haşim Hocaya yetişemedi.

Türkiye’de birçok yere yardım etti. Onun yardımcı olmadığı insan yoktur.

Hocam Alanya’da çok yerler aldı.

Bir gün gelecek insanlar buraya pasaportla girecekler diyordu.

Bir alay çıplağın içinde ne işin var dediler. Çıplaklar kampında ne arıyor bu adam dediler. Haşim Hocam Mahmutlar ve Kargıcak’tan binlerce metrekare çok değerli yerler aldı.

Afra’dan önce de, Alanya’da bir market aldı. Almadan önce benimde içinde bulunduğum bir ekiple Alanya’ya geldik bir çalışma yaparak, sonucu bir rapor halinde verdik. Markette o zamanın değeri ile 500 milyon liralık içki vardı.

Bana ne yaparsan yap, bizim paramıza bu içkiyi karıştırma dedi. Parasını alalım dediysem de, ne kendime, ne size bunu aldırmam dedi.

Bila meccani Marketi devraldığımız insanlara biz bu içkileri istemiyoruz diye verdik.

Alanya’da hiçbir zaman yıldızlı otellerde kalmadık.

Bizim kaldığımız yerlerin yıldızı asla olmazdı.

Haşim Hocam Kombassan’ın parası çarçur ediliyor denmesin diye, arabanın içinde yatardı.

img-5223.jpg

HAŞİM BAYRAM’I ÇOK ÇABUK UNUTTUK!

Ben insan beyni arıyorum derdi. Bulamadı. Süper zeki insanlar getirdi.

İçerdeki hainler o adamları yediler.

Vehbi Koç’un, Sabancı’nın Müdürleri proje üretirken, bizim Müdürler dedikodu ürettiler.

Ben lokantacıyım. Benden bir kurumun başına Genel Müdür olur mu, olmaz. Gittin de falanca adamı getirdin, dibindeki adamı görmedin dediler.

Haşim Hocamı arkadan hançerlediler.

Bana çok kızdı. Çok bağırdı. Ben Afra Şelaleler Köşkünü çalıştırdım. Orada Türkiye’nin en ünlü isimlerini ağırladık. Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Terim, rahmetli Erol Taş…

Kombassan olarak Mevlana Ödülü diye bir ödülü Haşim Hocam koydu.

Konyalının ufkunun açılmasının en büyük sebeplerinden birisi Haşim Bayram’dır.

Bu milletin yüzde doksan beşi okumaz.

Kitabın bir başına, bir ortasına, birde sonuna bakarız.

Çok unutkanız.

Haşim Bayram’ı çok çabuk unuttuk.

Büyükşehir Belediye Başkanı bir kaza geçirdi. Binlerce insan dualar gönderdi. Şimdi kapıdan içeriye kimseyi almıyor.

Bir onu düşünün, birde Haşim Beyi… Haşim Bey yaşamış mı, ölmüş mü belli değil!...

Haşim Hocamın kıymetini insanlar hiç bilmez.

Konya vefa şehri falan da değil.

Ben 60 kişi çalıştırıyordum. Kurban Bayramında bütün personelimin kurbanlığı alınırdı. Şekeri kolonyası verilirdi. Ramazan ayında bütün ihtiyaçları şirketçe karşılanırdı.

İşe başladığımız günden itibaren sigortasız hiç kimse çalışmadı. Sigorta primleri ise herkesin aldığı maaş kadar yatıyordu.

Ben Haşim Hocama asgari ücret üzerinden yatıralım teklifinde bulunduğumda reddetti.

Afra Markette 500 kişi çalışıyordu. O çalışanlarında kurbanları alınır, şeker ve kolonyaları verilir Ramazan ayında erzak paketleri verilir yada onun karşılığında çek verilerek marketten alışveriş yapma imkanı tanınırdı.

Bu her babayiğidin harcı değil. Bu saydıklarımızın yanına odun-kömür yardımını da koyarsanız, verilen desteğin boyutları ortaya çıkar.

mustafa-yalcin.jpg

‘BECERİKSİZ ADAM, MAZERETLİ ADAMDIR’

Hocamın meşhur bir sözü vardı. “Beceriksiz adam, mazeretli adamdır” derdi. Biz ona hiçbir zaman mazeret götürmezdik.

Çoğu zaman yaptığımız işleri bir rapor halinde sunardık.

Mesai diye bir kavram onda yoktu.

Bir çok kararı gece yarısı almıştır. Mesela Kongaz. Bir Ramazan gecesi Sahurdan bir saat önce Kongaz’a karar vermişti.

Hocam bir karar almadan önce kılı kırk yarardı.

Eğer dedi bir tüpün içinde bir-iki kilo gaz kalıyorsa ben bu vebali ödeyemem dedi.

Tüpler iyice temizlenmeden dolum yapılmayacak noktasında karar alındıktan sonra kararını verdi.

Hocamı her arayan bulurdu.

Son zamanlarda Haşim Hocamı görüştürmek istemedikleri adamlarla görüştürmediler.

Yok dediler!

Müsait değil dediler!

İşi var bir yere gitti dediler!

Görüştürmediler.

Haşim Hocam da, Seyit Mehmet Buga’da hiç akıllarından geçirmedikleri bir anda teknik nakavt oldular.

O günlerde onlara yakında nakavt olacaksın deseler inanmazlardı. Ona kadar değil, yirmiye kadar saysan yerden kalkamazlardı.

O kadar bu insanla su içtin, ekmek yedin.

Hatır sormak parayla mı?

Selamünaleyküm Hocam demek bu kadar zor mu?

Haşim Bayram Konya çapında değil, dünya çapında bir adam.

Duyarsız insanlar!...

Yahudi, oğlum demiş bu esnaflığın hapı yok ki, esnaf olasın!... bu işte ayakta durmak için gaddar olacaksın, hatır-gönül tanımayacaksın.

Amma Haşim Hoca öyle değil ki…birisinin selamı ile yanına varılsa, hemen dinler ve yardımcı olurdu. Şimdi bu kalmadı.

*****

Hocam art niyetli olmadığından böyle oldu.

Unuttular, gittiler!...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.