HDP Heyetinden Çarpıcı Açıklama

HDP Heyetinden Çarpıcı Açıklama
HDP Heyeti, Kobani protestoları hakkında açıklama yapıyor.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın açıklamalarından satır başları:

 

Öncelikle hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Bugün buraya nasıl geldiğimizi bilemezsek, yarın nereye gideceğimizi de kestiremeyiz.

 

'HDP'nin çağrısıyla oldu' deyip dosyayı kapatanlar hiçbir şey anlamamış demektir. 2 yıldır insanlar çözüm sürecinin adımlarının geçiştirilmesine tepki veriyorlardı. Dolayısıyla çözüm sürecinin getirdiği ruh halini unutmamak lazım.

 

Biz hükümetin Suriye yaklaşımını eleştirdik. Öneriler yaptık. Türkiye'nin Suriye politikasının doğru olmadığını, Suriye'deki bütün etnik grupların desteklenmesi gerektiğini belirttik. Fakat hükümet orada yaşayan hakları işine geldiği gibi ayırarak yardım etti.

 

Dönemin Başbakanı Erdoğan 'Suriye bizim iç meselemizdir.' dedi. Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu da aynı şeyleri söyledi. Ancak, mesele Kobani olunca 'Başkalarının meselesi neden bizim meselemiz oluyor' denildi. Eğer Suriye bizim iç meselemiz oluyorsa Kobani evimizin içi olmalı. İşte bu tutarsız açıklamalar kırılmalara yol açtı.

 

ÖSO'ya 2 bin TIR gönderildi. Kobani'ye 1 yardım TIR'ı gönderebilmek için binlerce görüşme yapıldı. ÖSO'ya hangi hukukla gönderiliyorsa Kobani'ye de öyle gönderilsin istedik. Bunlar halkta kırılma yarattı.

 

Biz hep hükümetle temasta olduk. Sayın Başbakan'la hep görüştük. Başbakan'a da dilimiz döndüğünce halktaki kırılmayı anlattık. Rica ettik. Sorduk 'Kürtlerin devleti yok diye mi bu kadar sahipsizler?' Başbakan Davutoğlu 'Hayır Kürtlerin devleti de biziz.' dedi.

 

Bu kadar katliam girişimine karşılık sadece kınamayla yetinip, '180 bin kişiyi de içeri aldık daha ne yapalım demek' kırıcıdır. Kobani'yi birlikte kurtaralım. 40 ülkeyle koalisyon yapabiliyorsunuz, halkınızla da koalisyon yapın. IŞİD Kürt'e de Türkmen'e de tehdittir. IŞİD gibi bir barbarlığı yaşatmayalım. Birlikte mücadele edelim.

 

'IŞİD Mürşitpınar'a yükleniyor' haberini alınca halkı eyleme çağırdık. Ama hiçbir yerde asla şiddet kullanılmadı. Çünkü biz şiddet çağrısı yapmadık. Çağrımız halkımızı göreve davet etmekti. Halklarımız sağduyulu davrandı. Gece sabaha kadar bütün dünyayı ayağa kaldıran eylemlerle dünya Kobani'nin sesini duydu. Ve bombalamalarla IŞİD Mürşitpınar'ı ele geçiremedi.

 

Ertesi gün, karanlık sivil kişilerin silahla vatandaşlara saldırı haberleri geldi ve bunun arkası durdurulamadı. Görkemli halk duruşunu başka bir yere çekmeye çalıştılar.

 

Şiddeti büyüten HDP'nin çağrısı değildir. Şiddeti tahrik edenleri bulmak devletin görevidir. Ülkenin Cumhurbaşkanı'ndan beklediğimiz 'Kobani düştü düşecek' müjdesi değildi, Kobani'nin yanında olduğunu açıklamasıydı.

 

Hükümet, 'Biz halkın mesajını aldık, şiddeti durdurun' diyeceğine hiçbir yasada yazmayan 'Misliyle cevap vereceğiz' diyerek şiddetin normal olduğunu bir Bakan'ın ağzından duyduk.

 

Kobani orada tecavüzle, katliamla, soykırımla karşı karşıya olsun siz burada çözüm zarar görmesin diye susun demek doğru bir yaklaşım değildir.

 

Burada HDP suçludur demek, HDP'nin çağrısıyla oldu demek çözüm değildir.

 

Bütün bu ifade ettiklerimizin dışında şu saatten itibaren bizler yönümüzü doğru bir şekilde bulmak istiyorsak bütün halklar olarak el ele vermek zorundayız. Kürt, Alevi, Ermeni bu ülkenin düşmanı değildir. Suriye'de yaşayanlar bu ülkenin düşmanı değildir. Bundan daha tehlikeli bir şey olamaz. Başımıza gelebilecek en büyük felaket halkların savaşıdır. Biz Türkiye gerçek bir kardeşlik demokrasi ülkesi olsun diye uğraşıyoruz.

 

Kobani'de savaş devam ediyor ama hiç kimse şiddete yönelmemelidir. Protesto hakkını kullanmalı ama duyarlı davranmalıdır. Halklar arası dayanışmayı güçlendirmelidir. Hiçbir yerde

 

Bizler de Kobani'deki acil sorunu çözebilmek için, hem çözüm sürecinin devamı için müzakerelere devam edeceğiz.

 

Dün akşam Öcalan ile de kısa bir mesaj bağlantısı kurduk. Kendisi de katliam ve provokasyon tehlikesine karşı diyalog çağrısında bulundu.

 

Uluslararası topluma buradan bir kez daha sesleniyoruz. Kobani'de katliam olursa bundan sizler sorumlu olacaksınız. IŞİD'i büyüten de, silahları veren de sizlersiniz. Sorumluluk öncelikle sizlerde. Hükümet de bu çağrılarımızın bu saatten sonra sağduyuyla yürümesini sağlamalıdır.

 

Birbirini suçlayarak, hakaret ederek bu kırılma daha da büyütülmemelidir. Kardeşliğimizin temelleri ciddi şekilde sarsılıyor. Buna izin vermeyelim. Kobani Türkiye biçin tehdit değildir. Kobani'yi birlikte kurtaralım ki geleceğimizi de kurtaralım.

 

Son olarak günlerdir her yerde büyük fedakarlıklarla dayanışma gösteren bütün varandaşlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.