"Her sarsıntı aynı hissettirmez!"

"Her sarsıntı aynı hissettirmez!"
Deprem anında zemin yapısına bağlı şiddet değişkenliğine dikkat çeken uzmanlar, alüvyon zeminlerde sarsıntının büyümeye bağlı olarak daha fazla hissedilebileceğini vurguladı.

Konya’nın Selçuklu ilçesi Sarıcalar Mahallesi’nde dün saat 18.06’da AFAD’a göre 5.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem, Konya'nın yanı sıra çevre illerden de hissedildi. Resmi kaynaklar kentte olumsuz herhangi bir durumun yaşanmadığını açıkladı. Konya’da yaşanan depremi değerlendiren Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Şükrü Arslan, yaşanan depremden korkulacak herhangi bir durumun olmadığını söyledi. 5.0’lık depremden sonraki ilk 15 saat içerisinde 27 artçı sarsıntının meydana geldiğini ifade eden Arslan, “01 Ağustos Salı günü 18.06’da Selçuklu ilçemize bağlı Sarıcalar Mahalle’sinde 5.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremi takiben 15 saat içerisinde yaklaşık 27 adet artçı sarsıntılar meydana geldi. Bu artçıların büyüklükleri bir ila 2,5 şiddeti arasında değişmektedir. Bu deprem hepimizin bildiği yaklaşık Kuzey-Güney gidişli Konya Fay Zonu üzerinde eğim atımlı normal fay segmentinde meydana gelmiştir. Konya kapalı havzası bir çöküntü havzasıdır. Bu ve buna benzer çapta depremlerin olması muhtemeldir. Yaşanan bu depremi farklı durumlara yorumlamak ve bunun akabinde büyük depremler beklemek bilimsel bir yaklaşım değildir. Mevcut depremden kaynaklı korkulacak bir durum yoktur” dedi.

ZEMİNDEN KAYNAKLI FARKLI HİSSEDİLİYOR

Zemin yapısından kaynaklı depremin şiddetinin farklılık gösterebileceğinin altını çizen Arslan, “Deprem sarsıntısı kaya zeminlerde ve alüvyon (ova) zeminlerde farklı davranışlar sergilemektedir. Ne yazık ki alüvyon zeminlerde zemin büyütmesi dediğimiz durum sarsıntıyı yapılara şiddetli iletmesine neden oldu. Konya gibi alüvyon zeminlere kurulu şehirlerde zemin büyütmesi nedeniyle kuş uçuşu şehre 150-200 kilometre uzaklıkta olan depremlerde de sarsıntıyı fazlasıyla hissedilebiliyor. Konya’da alüvyon zemine kurulu olduğu için sadece yakınındaki faylardan oluşan depremlerden değil çok uzaklardaki depremlerden de etkilenebiliyor. Konya’da sismik ölçüm ve kayıtlarının tutulduğu dönemlere bakıldığında büyük yıkıcı depreme rastlanılmamıştır. Ancak yer bilimcilerimizden fay uzmanlarımızın yapmış olduğu çalışmalarda; Konya’da bulunan fayların geniş periyod aralığında orta-büyüklükte deprem ürettikleri sonucuna ulaşmışlardır. Konya merkez ve ilçelerini etkileyebilecek faylara baktığımızda bölgesel faylar olarak nitelendirdiğimiz Akşehir Fay Zonu, Tuz Gölü Fay Zonu ve Ecemiş Fay Zonu bulunmaktadır. Bu fay zonları Konya’ya 150-200 kilometre uzaklıkta olsa da zemin büyütmesi nedeniyle dikkat etmemiz gereken aktif potansiyelli faylardır” diye konuştu.

“5 BÜYÜKLÜĞÜNDE BİR DEPREM YÜZEYDE DEFORMASYON OLUŞTURMAZ”

Deprem sonrası yarılmalarla ilgili sosyal medyada ve bazı yayın kuruluşların yapılan haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Arslan, “Sosyal medya ve bazı basın yayın kuruluşlarında deprem sonrası yarılmaların olduğu haberi gerçekleri yansıtmamaktadır. Bu yarıklar deprem kaynaklı değil. Depremden kaynaklı yarıklar oluşabilmesi için deprem büyüklüğünün en az 6 ve üzeri olması gerekir. 5 büyüklüğünde bir depremin yüzeyde deformasyon oluşturması beklenmez. Bu yarıklar daha önce de ilimizde sıkça karşılaştığımız Karapınar, Emirgazi, Altınekin, Dedeler ve Tuzlukçu bölgesinde görülen asismik yarılmalardan farklı değildir. Bu yarılmalar depremden bağımsız yer altı sularının çekilmesi sonucu yüzey kırığı hattında bloklar arasındaki farklı kil tabaka seviyelerinin oluşturması ve yaşanan bloklar arası farklı hacimsel küçülmeler sonucunda oluşan yarılmalardır” şeklinde konuştu.

“MİYOSEN-MLİYOSEN YAŞLI KAYAÇLARI KAPSAYAN

BİR ÇÖKÜNTÜ HAVZASI”

Konya havası hakkında bilgi veren Arslan, “Konya il merkezi ve çevresinde en önemli genç yapıları K-G gidişli Konya grabeni (çöküntüsü) ve yaklaşık D-B gidişli Kızılören çöküntüsü oluşturur. Konya çöküntüsü; Batıda Konya Fay Zonu, Doğuda Divanlar Fayı, Kuzeyde ise Karaömerler Fayı ile sınırlıdır. Konya il merkezinin batı kesimi Konya Fay Zonu üzerinde bulunmaktadır. Kızılören grabeni (havzası) BKB-DGD gidişli eğim atımlı normal kenar fayları ile sınırlı egemen olarak miyosen-mliyosen yaşlı kayaçları kapsayan bir çöküntü havzasıdır” ifadelerini kullandı.

UNUTMAYALIM DEPREM ÖLDÜRMEZ, YAPI ÖLDÜRÜR!

Deprem meydana gelmeden yapılarda gerekli önlemin alınması ve jeoloji mühendislerinin istihdamına önem verilmesi gerektiğini ifade eden Arslan, “Konya için şu anda yapılabilecek en doğru çalışma mevcut yapılarımızın olası bir deprem de nasıl davranacağının ortaya konulmasıdır. İlimizde yapı stokunun durumunu tahmin edebiliyor olsak da kesin olarak ortaya koyabilmek için ‘yapı stoku envanteri’nin çıkartılması büyük önem arz etmektedir. Mevcut yapı stoklarının belirlenmesi ile riskli görülen yapılara çok hızlı bir şekilde müdahale edilerek kentsel dönüşüm uygulanmalı. Ülkemiz ve ilimiz de, geçmişte birçok yıkıcı depremler yaşandığı gibi, gelecekte de yaşanacağı bir gerçektir. Bu nedenle ‘fay yasası’ başta olmak üzere, afet öncesi hazırlık ve risk azaltma projelerine daha fazla önem vererek, kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş çalışmaları yapılmalı. Bu doğrultuda afetle mücadelenin tekrar gözden geçirilmesi gerekmektedir. Yapı denetim mekanizması güçlendirilmeli, uygun zeminde doğru projelendirme uygulanmalıdır. Yapı denetim firmalarında proje müellifleri ile birlikte jeoloji mühendislerinin de istihdamı sağlanmalı ve yerinde denetim muhakkak sağlanmalıdır” sözleriyle cümlelerine son verdi •Pakize Şengül

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum