Mehmet Önal

Mehmet Önal

İçimde Bir His Var!

İçimde Bir His Var!

Kudüs’te görevlendirilen bir gazeteci, Ağlama Duvarı’nın önünden her geçişinde, yaşlı bir Musevi’nin orada öyle durup dua ettiğini fark etmiş. Bir hafta, iki hafta... Sonunda adamla bir röportaj yapmaya karar vermiş. İzin alıp açmış teybini, sormuş adama:

- Kendinizi biraz anlatır mısınız?

- Adım David, Polonya Yahudisiyim. Yaşım 68. Smalla’da bir kumaş dükkânım var. Evliyim. İki çocuğum Tel Aviv’de bir çiçek serasında çalışıyor...

- Sizi her gün burada, Ağlama Duvarı’nın önünde, dua ederken görüyorum.

- Evet, her sabah dükkânı açmadan buraya gelirim. Dünya barışı ve insanların kardeşliği için dua ederim. Öğle tatilinde bu sefer insanların mutluluğu, acıların sona ermesi için Yaradan’a yalvarırım. Akşam da, eve dönerken, bu kez dürüst ve iyi insanların esenliği için dua ederim. Cumartesi günümü de burada, yine dua ederek geçiririm.

- Ne güzel! Kaç senedir bunu sürdürüyorsunuz ?

- İsrail’e göçtüğümden beri, yani 40 yılı geçti.

Gazeteci çok etkilenmiş, heyecanla sormuş:

- 40 yıldır her gün dua ediyorsunuz. 40 yıldır yılmadınız. Bugün nasıl bir duygu içindesiniz, neler hissediyorsunuz?

Uzun uzun iç geçirmiş yaşlı Musevi, sonra da bezgin bir sesle cevap vermiş:

“Vallahi artık bilemiyorum” demiş, “İçimde, sanki duvara konuşuyormuşum gibi bir his var...”

……………………………………………….

Hikaye bu. Hepimizin zaman zaman bu hisse kapıldığı Olur. İmam Hatipli yıllardan hatırladığım bir Arapça tamlama var benzer karşılığı olan. “Kellim Kellim La Yenfağ” Türkçesi “ Konuş konuş boşa” manasında.

Bazen anlaşılmadığınızı düşünürsünüz. Yıllarca inançla söylediğiniz ve yaptığınız şeylerin karşılığı olmadığı veya anlaşılmadığı hissine kapılırsınız. Ama yapılan iyi şeylerin mutlaka bir karşılığı vardır. Yapılan hiçbir şey boşa değildir. Ummadığınız bir anda hikayedeki gazeteci gibi, 40 yıl sonra da olsa gelir birileri sizi bulur. Şaşırır kalırsınız.

Buradaki ince nokta bir karşılık beklemek değildir. Beklentisiz olmaktır. Hesabi değil, Hasbi olmaktır. İnandığı değerler ve doğrular için yılmadan, bıkmadan, usanmadan doğru bildiğini söylemek, doğru bildiğini yapmaktır.

Bir gün gelir söylemlerinizin, söylemleştiğini, eylemlerinizin, eyleme dönüştüğünü görürsünüz. Yeter ki doğru bildiğinizi yapmaya devam edin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Önal Arşivi
SON YAZILAR