İçişleri Bakanı Soylu: (1)

İçişleri Bakanı Soylu: (1)
"Son zamanlarda karanlık bir akıl alttan alta, gizli gizli bu bölgeye (Karadeniz'e) huzursuzluk enjekte etmeye, burayı bir 'risk alanı' olarak göstermeye, eylem ve faaliyetlerini buraya kaydırmaya çalışmaktadır"- "Bu geçtiğimiz 13 Ağustos'tan önce Karaden

TRABZON (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Son zamanlarda karanlık bir akıl alttan alta, gizli gizli bu bölgeye (Karadeniz'e) huzursuzluk enjekte etmeye, burayı bir 'risk alanı' olarak göstermeye, eylem ve faaliyetlerini buraya kaydırmaya çalışmaktadır." dedi.

Soylu, AK Parti Çaykara İlçe Başkanlığının 6. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, siyasetin millet için yapıldığını belirterek, siyasetin her türlü zorluklarına katlanan teşkilat mensuplarına fedakarlıkları dolayısıyla teşekkür etti.

Türkiye'nin, dünyanın en pahalı, en özel arazisinde bulunduğunu belirten Soylu, "Evet, doğrudur risklerle fırsatların alabildiğine yüksek olduğu Anadolu coğrafyası üzerinde bu aziz millet bin yıldır bileğinin gücüyle, aklıyla, dininin ve manevi değerlerinin verdiği o eşsiz ruh ve medeniyet anlayışıyla beraber bütün riskleri yönetebilmiş ve tüm farklılıklarını kendi medeniyetinin gücü ve zenginliği haline getirmeyi becerebilmiştir. Bu toprakların doğusunda enerji kaynakları, batısında ise gelişmiş ve enerji ihtiyacı olan medeniyetler vardır. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, onlardan izler taşıyan topraklardır bu topraklar. Bu toprakların üç tarafında deniz üzerinde ticaret yolları vardır. Akdeniz, deniz ticaretinde dünyanın neredeyse bir numarasıdır." diye konuştu.

Soylu, Karadeniz'in, Anadolu coğrafyasının belki de en özellikli, fırsatları çok, riskleri ve siyasi problemleri olmayan en güvenilir ve sorunsuz bölgesi olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Son zamanlarda karanlık bir akıl alttan alta, gizli gizli bu bölgeye huzursuzluk enjekte etmeye, burayı bir 'risk alanı' olarak göstermeye, eylem ve faaliyetlerini buraya kaydırmaya çalışmaktadır. Dün, içimizi acıtan bir hadise yaşandı. Kefken açıklarında bir mülteci teknesi battı. Şu ana kadar aldığımız haberle 21 kişi hayatını kaybetti. Birçok insan şaşırdı, 'Karadeniz'de mülteci teknesinin ne işi var?' dedi. Doğru, daha önce olmayan bir hadise ilginç bir şekilde gelişti. Bu geçtiğimiz 13 Ağustos'tan önce Karadeniz'de herhangi bir mülteci vakası yoktur ancak ne oluyorsa, birileri hangi düğmeye basmaya çalışıyorsa 13 Ağustos'tan itibaren Karadeniz'de bir mülteci geçişi hareketlenmesi başlıyor. Sahil Güvenliğimiz, jandarmamız, emniyetimiz, sınırları koruyan askerlerimiz teyakkuza geçiyorlar ve 13 Ağustos'tan bugüne kadar Sahil Güvenlik Komutanlığımızın Karadeniz'deki mülteci yakalamalarının toplam sayısı 834 kişi. Az bir rakam değil, sıfırdan 834. Jandarmamızın da karada bota binmeye hazırlanırken yaptığı iki olay yakalamasıyla ele geçen mülteci sayısı 237. Toplam bin 71 mülteci yakalaması gerçekleşiyor 13 Ağustos'tan itibaren. Şunu söyleyeyim, bir kısmı da bunların Romanya'ya geçti. Bunu ağustosun ortasında fark ettik, 'Acaba ne tezgah, oyun kuruyorlar, ne yapıyorlar gene?' diye."

Türkiye'nin yaklaşık 40 yıldır PKK terörüyle mücadele halinde olduğuna işaret eden Soylu, "Yıllardır bu bölgede herhangi bir terör hadisesi meydana gelmedi ama bakıyorsunuz ki biz Doğu ve Güneydoğu'da bu PKK'nın ümüğünü sıktıkça birer ikişer burada eylem yapmaya ve bu bölgeyi huzursuz etmeye çalışıyorlar. Eren Bülbül yavrumuzun şehadeti, 15 Temmuz'un hemen ertesinde yine Maçka'da üç polisimizin şehadetiyle neticelenen terör saldırısı işte böyle bir aklın neticesidir. Mesele gayet açık ve nettir. Türkiye'de her noktada bir huzursuzluk, her noktada bir ekonomik kayıp, her noktada insan hayatına dair bir tehlike algısı yaratmaya çalışıyorlar." dedi.

Soylu, terör operasyonu yaptıklarını anlatarak, şunları kaydetti:

"Onlar 'Sivil kayıp var.' diyorlar. Karadeniz Trabzon'un, Trabzon turizmin yeni incisi. 'Huzur ve güvenli bölge.' diyoruz. Saydığım hadiselerle bunu yaralamaya çalışıyorlar. 'Acaba bir engel çıkartabilir miyiz, acaba engelleyebilir miyiz, acaba ekonomik gelişimi durdurabilir miyiz?' anlayışı içerisindeler. Türkiye'nin gelişmesi ve kalkınmasını engellemek için ellerine geçen irili ufaklı her taşı atıyorlar. Mesele Karadeniz meselesi değildir, mesele Türkiye'yi adeta bir sorun adası olarak göstermeye çalışma meselesidir ama bu doğru değildir."

- "Biz Anadoluyuz" Projesi

"Biz Anadoluyuz" Projesi kapsamında dün Afyonkarahisar'da, Tunceli'den gelen pırıl pırıl çocuklarla beraber olduğunu ifade eden Soylu, proje süresince 50 bin çocuğu doğudan batıya, batıdan da doğuya götüreceklerini söyledi.

Soylu, projenin amacının çocukların medeniyetin zenginliklerini görmelerini sağlamak olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

"Sadece yaşadıkları yerler değil, niçin bu Anadolu coğrafyası üzerinde bu kadar oyun oynanıyor, o büyüklüğü gördüklerinde anlasınlar. Edirne'yi tanısınlar ama Muş Ovası'nı da görsünler. Bir taraftan Pamukkale'yi hissetsinler, diğer taraftan bu ülkede milli mücadelemizin geçtiği toprakları da anlasınlar. Çanakkale'de ecdadımızın nasıl bir birlik ve beraberlik içerisinde dünyaya meydan okuduğunu anlasınlar."

Çocukların ülkenin doğal varlıklarının yanı sıra yatırımlarını da görmesini arzuladıklarına işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuklarımız değerlerimizi görsünler ve desinler ki 'Bizim memleketimiz büyük bir memleket.' Kato Dağı'na çıktığımda, Allah rahmet eylesin 'Aydoğan Paşam, buraları terörden arındırdığımız zaman buralar hayvancılığın cenneti olur.' dedim. Dağlıca'ya gittiğimizde, o topraklardaki bereketi gördüğümüzde, oralarda hayvancılığın nasıl yapılması gerektiğini ve ülkemizin önemli bir unsurunun daha yükselmesinin gerçekleşebileceğini hissettik. Türkiye'yi ciddi bir şekilde zafiyete uğratmaya çalışıyorlar. Biz yükselmek istedikçe bizi zayıflatmak istiyorlar. Biz zenginleşmek istedikçe bizi fukaralıkla terbiye etmek istiyorlar. Biz üniversitelerimizi kurdukça bizi cehaletle imtihan etmek istiyorlar. Biz birleştikçe ve büyüdükçe 'Acaba nereden Türkiye'yi böleriz, parçalarız.' diye bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyorlar. Biz inancımıza, geleneklerimize, dinimize, değerlerimize sahip çıktıkça 'Hangi televizyon dizileriyle acaba kültür erozyonuna uğratırız.' diye bir anlayışı ortaya koymaya çalışıyorlar. Biz etrafımızdaki coğrafyaya el uzattıkça, 'O coğrafyaları nasıl daha keşmekeş hale, nasıl daha karmaşık hale getiririz.' diye bir anlayış içerisindeler."

Soylu, kurgu ve oyunların Türkiye üzerine olduğunu anlatarak, "Almanya'da seçim yaparlar, konusu Türkiye olur. Amerika'da olay yaparlar, konusu Türkiye olur. Etrafımızdaki coğrafyada olay oluştururlar, konusu Türkiye olur. 'Türkiye'nin gücünü, medeniyet birikimini, anlayışını, demokrasiyle olan gelişmesini acaba nasıl engellemeye çalışırız?', bunun hesabı içerisindeler. Bunların hepsi bizi eski Türkiye'de çaresiz halde bırakıyordu, oysa bugün ne yapıyorlarsa yapsınlar, ne ortaya koyuyorlarsa koysunlar, üzerimize nasıl geliyorlarsa gelsinler, etrafımızı nasıl çevrelemek istiyorlarsa istesinler, kardeşliğimize hangi zararı vermek istiyorlarsa istesinler, Türkiye bundan etkilenmiyor, tam tersi Türkiye bunlardan güçlenerek çıkıyor." dedi.

(Sürecek)


Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.