İçişleri Bakanı Soylu Ordu'da

İçişleri Bakanı Soylu Ordu'da
Soylu: (1)- "Şimdi diyorlar ki bu devam etsin. Ne olacak? Bir ekonomik kriz olursa yine bunların ayağına çelmeyi takarız. Türkiye'de 7 Haziran'ı hatırlayın. O terör örgütünün uzantılarının, siyasi uzantılarının o afralarını, tafralarını, şımarıklıklarını.

ORDU (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Şimdi diyorlar ki bu devam etsin. Ne olacak? Bir ekonomik kriz olursa yine bunların ayağına çelmeyi takarız. Türkiye'de 7 Haziran'ı hatırlayın. O terör örgütünün uzantılarının, siyasi uzantılarının o afralarını, tafralarını, şımarıklıklarını. 'Özerklik ilan edeceğiz', hadi et de göreyim şimdi özerklik." dedi.

Bakan Soylu, kentte düzenlenen "Halk Oylaması Bölge Güvenlik Toplantısı"nın ardından, AK Parti Ordu İl Başkanlığı'nda partililerle bir araya geldi.

Konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan Soylu, partilileri "Recep Tayyip Erdoğan" şarkısı ve "Rabia" işaretiyle selamladı.

Bakan Soylu, dünyanın 17. Avrupa'nın ise 6. büyük ekonomisi sayılan Türkiye'nin geçmişte çok farklı bir tabloya sahip olduğunu anımsatarak, "2002 öncesinde yüzde 70 enflasyonları görmüş, emekli maaşları için Avrupa'da kapı kapı borç dilenen yatırımları durmuş, yatırımlarının temel atma törenleri yapılan ama açılış törenleri yapılamayan, bir yatırımın ortalama 8 ile 8,5 yıl süreyle tamamlanma şansı olabilen bir Türkiye'den, Bolu tüneline başlayıp bitiremeyince soğuk hava deposu olarak, patates deposu olarak kullanmaya kalkan, IMF'den orta halli bir memurun elinde bir mektupla geleceği zaman bütün ülkenin teyakkuza geçtiği ama sorarsanız en büyük meselenin kızlarımızın başörtüsü olduğu, üniversite kapılarında başörtülü kızların coplandığı, insanların dini hayatının derecesine göre fişlendiği ve herkesin ayrı ayrı tasnif edildiği bir ülkenin içerisindeydik." diye konuştu.

Milletin 10 yılda bir yapılan darbelerle adeta şoklamaya çalışıldığına işaret eden Soylu, korku siyaseti ve bölünme paranoyalarının yanı sıra vesayet kurumlarıyla bu ülkeyi dizayn etmeye çalışanların sadece tek bir yere giremediklerini, oranın da milletin gönlü olduğunu vurguladı.

Bütün planlara ve kurulan tezgahlara karşı milletin çok basit bir çözüm ürettiğini anlatan Bakan Soylu, "Kendisine demokrasi öğretmeye çalışanlara çok basit bir cevap verdi. 3 Kasım 2002'de mührü AK Parti'ye vurdu ve sandığa attı. 50 gramlık oy pusulasıyla birlikte bu millete tezgah kuranlara, bu milletin yarına ait özgürlüğüne, hürriyetine, zenginliğine ve ekonomisinin büyümesine kast edenlere cevabı hemde basit bir şekilde verdi." ifadelerini kullandı.

- "Milletimizi parça pinçik etmeye çalıştılar"

Memleketin çok badirelerden geçtiğine değinen Soylu, şöyle devam etti:

"Her attıkları adımlarla bu milletin birliğine, bu milletin beraberliğine, bu milletin bir birine olan tutkunluğuna, sevgisine, sevdasına saldırdılar. Biz hep beraber cumhuriyeti kurduk. Bizim atalarımız kurdu. Bu cumhuriyeti kurarken bugün geldiğim Erzurum dahil olmak üzere milletimizin bütün fertleri o gün hürriyetin, özgürlüğün ateşini yaktılar. Birlik içerisinde oldular. Bunu da gerçekleştirdiler. Ama bir çok fesatı, bir çok sıkıntıyı bu milletin içine sokmaya çalıştılar. Milletimizi parça pinçik etmeye çalıştılar. Her birimizin gönlüne, her birimizin aklına başka düşünceler ekmeye ve bu ülkenin gücünü, bu ülkenin birliğini ve beraberliğini bozarak azaltmaya çalıştılar. Bir gün bu millet yeniden bir araya geldi. 1950'de rahmetli Menderes ile yeniden bir adım attı."

O gün gerçekleştirilen darbenin rahmetli Menderes'e, hükümete ve siyasete yapılmış bir darbe olmadığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:

"50 ile 60 arasında bir tek Kürt isyanı olmamıştır. Bu memlekette insanlarımız büyük bir gayret içerisinde, dünyanın gelişmiş ülkeleriyle rekabet edebilmeleri için çaba harcamıştır. Köyler ve şehirler birbirleriyle entegre olmuş. Ama bu ülkenin tüm birliğini yok etmek için ellerinden geleni yaptılar. Türlü türlü oyunlarla, bugün aynısını gördüğümüz birçok iftiralarla bu ülkenin insanları ve sevdikleriyle karşı karşıya bıraktılar. Darbe yaptılar. Size, bana, 'kuru kalabalıklar' diyen, 'siz bu ülkeyi yönetmeyi hak etmiyorsunuz' diyen, 'siz kimsiniz de bu coğrafya hakkında karar vereceksiniz' diyenler, bu ülkenin başbakanını, bakanlarını astılar. Bize bir mesaj verdiler, 'bu ülkenin sahibi siz değilsiniz' dediler. Biz bu ülkenin sahibiyiz demeyi şiddetle, biz bu ülkenin sahibiyiz demeyi hiçbir zaman zorla, baskıyla, bir gün ortaya koymadık. Allah'a şükürler olsun ki önümüze ne zaman sandık geldi, reyle, oyla, sandıkla bu millet ferasetini ve aklını ortaya koydu, 'bizim birliğimize, bizim beraberliğimize karışmayın' dedi. Yetmedi, 71 muhtırasında, 80 darbesinde, yetmedi ardından, 28 Şubat'ta, bir taraftan 27 Nisan'da, bir taraftan gezi olaylarında, bir taraftan 17-25 Aralık darbesinde bir taraftan 6-7 Ekim olaylarında ve bir tarafta o meşhur 15 Temmuz gecesinde bu milletin birliğini ve beraberliğini ortadan kaldırmaya çalıştılar."

İçişleri Bakanı Soylu, milletin tarihinden aldığı derslerle meydanlarda tankların ve helikopterlerin önüne çıktığını anımsatarak, şu görüşlerini paylaştı:

"Bu millet çok badirelerden geçti. Bizi ürkütmeye ve korkutmaya çalıştılar. Sindirmeye çalıştılar. Geri adım attırmaya çalıştılar, 'size bu ülkeyi yönettirmeyeceğiz' dediler. Bizi terbiye etmeye çalıştılar. Bir gün anarşizm ile terbiye etmeye çalıştılar. Bir gün terörizm ile terbiye etmeye çalıştılar, bir gün faizle terbiye etmeye çalıştılar, bir gün kendi gazetelerinde ortaya koydukları yalanlarla terbiye etmeye çalıştılar, bir gün ekonomiyi alabora etmeye çalışarak terbiye etmeye çalıştılar, bir gün dışarıdan verdikleri mesajlarla terbiye etmeye çalıştılar, bir gün ülkenizi böleriz, bu ülkeyi başınıza böleriz diye terbiye etmeye çalıştılar. Bizim sevdiklerimize hakaret ederek, küçük düşürmeye çalışarak, bizi terbiye etmeye çalıştılar. Ama bu millet kendi istikametinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Bütün bunlara rağmen dimdik ayakta durdu. Bu memleket sessiz devrimlerle birlikte bu ülkenin başına örülmek istenen bütün çorapları elinin tersiyle itti."

İçinde bulundukları sistemin darbeler ürettiğini belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sistemin devam etmesini savunanlar, aynen bunun devam etmesini istiyorlar. 15 Temmuz akşamı saat 20:00'de Hakkarili gençler bakanlığımızdaydı. Ben yarım saat, bir saat sonra bu ülkede bir darbe olacağını düşünmüyorum. Bu darbelerin içinde yaşamış bir ailenin mensubu olarak darbe olacağını hiç düşünmüyorduk. Hangi biriniz 15 Temmuz akşamı birtakım ihanet gruplarının bu ülkenin yarınlarına ve bu ülkenin sevgilisi olan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bir darbe girişimi içerisinde olduğunu düşünür. 28 Şubat'ı hepimiz hatırlıyoruz. İktidar dolu dizgin gidiyordu. Hangi birimiz 27 Şubat günü 28 Şubat'ta böyle bir tabloyla karşılaşabileceğini ve yeniden Türkiye'nin birtakım zulümlerle bir takım ayrımlarla karşı karşıya kalabileceğini düşünüyorduk. Hiçbirimiz. Bilmelisiniz ki bizim annelerimiz, babalarımız 26 Mayıs akşamı o milletin o gün ki sevgilisi olan Menderes'in idama gidecek yolculuğa çıkacağını düşünmemişti. 71 aynısıydı, 80 aynısıydı. 27 Nisan aynısıydı. Gezi olayları da aynısıydı."

- "Hadi et de göreyim şimdi özerklik"

Bu sistemin milleti sürekli mahkum etmeye çalışan bir sistem olduğuna dikkati çeken Soylu, şunları söyledi:

"Bu millet bu sistemin bedelini ödedi. Ne zaman ki Recep Tayyip Erdoğan denilen bu milletle beraber hareket eden anlayış çıktı, bilmenizi istiyorum ki onu da devirmeye, ona da oyun kurmaya, ona da kumpas kurmaya çalıştılar. Ama bu millet bırakmadı. Şimdi diyorlar ki bu devam etsin. Ne olacak? Bir ekonomik kriz olursa yine bunların ayağına çelmeyi takarız. Türkiye'de 7 Haziran'ı hatırlayın. O terör örgütünün uzantılarının, siyasi uzantılarının o afralarını, tafralarını, şımarıklıklarını. 'Özerklik ilan edeceğiz', hadi et de göreyim şimdi özerklik. 7 Haziranla 1 Kasım arası neredeyse hepimiz düşündük yarın ne olacak. Acaba bunlar bizim ülkemizi ne hale getirecekler. Bölecekler mi, parçalayacaklar mı. Hangi tezgahın içerisini bizi düşürecekler. Bu millet 7 Haziran'da bu ülkenin hangi zillete düşürüleceğini gördü ve değerlendirmesini yine ortak aklıyla yine ferasetiyle birlikte meydana getirdi. 'Size fırsat sağlamayacağız, size bu ülkeyi böldürmeyeceğiz, size bu ülkeyi yönetilemez bir hale getirmeyeceğiz' dedi. Bütün bunların tamamını bu millet gördü. Şimdi başka bir anlayışla birlikte bambaşka bir sürece doğru gidiyoruz. Hem de farklı bir anlayışla beraber bambaşka bir sürece doğru gidiyoruz."

(Sürecek)





Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.