İmam Hatip Gençlik Buluşması

İmam Hatip Gençlik Buluşması
Cumhurbaşkanı Erdoğan: (2)- "Mesleki eğitim sistemimizin tamamını felç etme pahasına imam hatiplere uygulanan ayrımcılık ayıbını unutmadık, unutmayacağız. 28 Şubat döneminin ürünü olan bu ayıbı, biz ortadan kaldırdık. Böylece öğrenci sayıları 600 binden 6

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mesleki eğitim sistemimizin tamamını felç etme pahasına imam hatiplere uygulanan ayrımcılık ayıbını unutmadık, unutmayacağız. 28 Şubat döneminin ürünü olan bu ayıbı, biz ortadan kaldırdık. Böylece öğrenci sayıları 600 binden 60 bine kadar düşürülmüş okullarımızın kapılarına vurulan zincirleri, millet olarak hep birlikte parçaladık. Bir asırdır yeşeren umutları yeniden canlandırdık. Milletimizin evlatlarını, değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle yeniden buluşturduk. İmam hatiplerde yetişen nesil, ülkesi ve milleti için her türlü fedakarlığı göze alan, 15 Temmuz ruhunun ta kendisidir." dedi.

Erdoğan, Kasımpaşa Stadyumu'nda ÖNDER İmam Hatipliler Derneğince düzenlenen, "İmam Hatip Gençlik Buluşması"ndaki konuşmasında, bazı çevrelerin milleti tanımadıkları, milletle gönül bağları olmadığı için imam hatiplere olan teveccühün sebebini yanlış yerlerde aradığını dile getirerek, "Öğrencilerin zorla imam hatiplere kaydedildiği, okulların zorla imam hatiplere dönüştürüldüğü gibi haberler yalandır, yanlıştır, kasıtlıdır, çarpıtmadır. Önce karşısında ben dururum. Bunları köpürtenler, kendileri baskıcı ve faşist olduğu için, herkesi de öyle zannediyorlar. Bizim zorlamayla, baskıyla hele hele toplum ve siyaset mühendisliğiyle asla işimiz olmamıştır, olmayacaktır. Gözleri açık olanlar için durum bellidir. İdraki bağlanmamış olanlar için hakikat apaçık ortadadır. İmam hatiplere olan ilgi zorlamanın değil, gönül bağının eseridir. Bu okullar ebeveyni ve çocuklarıyla tüm milletimizin değerlerine, taleplerine ve beklentilerine tercüman oldukları için, böylesine ilgi ve kabul görmektedir." diye konuştu.

Erdoğan, geçmişte bu tür yollara başvuranların tersine hiçbir zaman başkalarına dayatma içinde olmadıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Milletimizin kılığına, kıyafetine, ibadetine, meşrebine olduğu gibi evlatlarının hangi okula gideceklerine de asla karışmadık. Mesleki eğitim sistemimizin tamamını felç etme pahasına imam hatiplere uygulanan ayrımcılık ayıbını unutmadık, unutmayacağız. 28 Şubat döneminin ürünü olan bu ayıbı, biz ortadan kaldırdık. Böylece öğrenci sayıları 600 binden 60 bine kadar düşürülmüş okullarımızın kapılarına vurulan zincirleri, millet olarak hep birlikte parçaladık. Bir asırdır yeşeren umutları yeniden canlandırdık. Milletimizin evlatlarını, değerleriyle, tarihiyle, kültürüyle yeniden buluşturduk. İmam hatiplerde yetişen nesil, ülkesi ve milleti için her türlü fedakarlığı göze alan, 15 Temmuz ruhunun ta kendisidir."

İmam hatipli demenin, "dinini, diyanetini, değerlerini en iyi şekilde öğrenen ve yaşayan", "ecdadını bilen, tarihine vakıf, mensubu olduğu milletin en ideal temsilcisi olmaya namzet" kişi demek olduğunu anlatan Erdoğan, "İmam hatipli demek, üstadın veciz ifadesiyle 'Zaman bendedir ve mekan bana emanettir şuurunda bir gençliktir.' İmam hatipli demek, 'Kim var diye seslenince sağına ve soluna bakmadan 'Ben varım' cevabını veren bir gençliktir." dedi.

Erdoğan, gençlere "Öyleyiz değil mi? Bu şuurdayız değil mi?" diye sordu ve salondan "Evet" cevabını aldı.

İmam hatipli demenin, "ülkesine, vatanına, bayrağına, ezanına ve bunları temsil eden istiklal ve istikbal davasına öncülük eden, ona talip olan genç" demek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Terör örgütleriyle, haksızlıkla, hukuksuzlukla, adaletsizlikle, şiddetle, meşru olmayan hiçbir işle imam hatipli asla yan yana gelmez, gelemez. İşte bunun için FETÖ gibi ihanet çeteleri, günümüzün haşhaşileri, bu kutlu çatı altında kendilerine istismar zemini bulamamışlardır." dedi.

- "Şimdi artık bu engeller yok önümüzde"

İmam hatip okullarının kurucusu Celalettin Ökten'in hatırasını aktaran Erdoğan, şunları anlattı:

"Celalettin Hocamız, kurucu müdür olarak görev yapacağı okula atanmasının ardından, kimi zaman elinde süpürgeyle temizlik, kimi zaman tamirat yapar, ardından da sınıfına geçip öğrencilerine ders verirdi. Kendisi Arapça, Farsça ve Fransızca'yı iyi derecede bilen, İslami ilimlerle beraber Batı bilim ve düşüncesine hakim bir hocamızdı. Bunun için hocamız, imam hatip okullarının müfredatına, dini ilimlerle birlikte fen derslerinin de konulması için büyük çaba harcamıştır. Fakat bu ülkeyi yönetenler, zannediyorlardı ki biz sadece Kur'an-ı Kerim, Arapça, Farsça, din dersi, fıkıh, hadis bunları okuyoruz. Yani bizim fizik, kimya, matematik, tarih, bunları okuduğumuzu filan bunlar bilmiyordu. Felsefe okuduğumuzu bunlar bilmiyordu. Onun için bize yasak getirdiler. Dediler ki 'Buradan aldığın diplomayla üniversiteye giremezsin.' Ne olacak? Dediler ki 'Gideceksin bir de liseden diploma alacaksın.' Örneğin ben imam hatip diplomasıyla üniversiteye girmedim. Eyüp Lisesi'nden gittim bir de fark ders imtihanları verdim, halbuki o dersleri ben imam hatipte zaten okumuştum. Oradan da mezun oldum ve üniversiteye öyle girdim. Bu imam hatipliler ne çileler çektiler be. Bunu kimseye yaptılar mı? Yapmadılar. Ama şimdi artık bu engeller yok önümüzde. Benim kendi evlatlarım... Boğaziçi Üniversitesine girecek puanı aldığı halde katsayı engeline takıldı, giremedi. Mecburen ben de çocuklarımı yurt dışına göndermek durumunda kaldım ve oradan mezun oldu. Bir tanesi evlatlarımın gitti, Harvard'ta masterını yaptı, öbür tarafta Johns Hopkins'te doktora. Büyük kızım aynı şekilde gitti, çok önemli üniversitelerden biri olan Berkeley'de master ve doktorasını yaptı. İşte bunlar imam hatipli."

Erdoğan, salondaki gençlerin de aynı şansa sahip olduğunu ifade ederek, "Evelallah bunları yapacak kabiliyette olduğunuza da inanıyorum. Bunu yapmalısınız. Hele hele şimdi proje okullarıyla beraber bu yarışın içinde olacaksınız, buna inanıyorum." diye konuştu.

"Bu yarışa var mıyız? Varız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Türlü zorluklardan sonra açılan bu okulların yetim ve öksüz kalması için tek parti döneminin artığı bürokratlar, çok ciddi zorluklar çıkarıyordu. Nitekim Celalettin Hocamız kendi ifadesiyle 'Cehenneme seccade sermeyi reddettiği' için bir müddet sonra müdürlük vazifesinden alınmıştır. Bu süreçte birçok sıkıntıya göğüs geren hocamız, Allah ve ahlak demenin yasak olduğu o kara günlerde mücadelesine ısrarla devam etmiştir. İşte böyle bir birikime sahip Celalettin Hocamız, yaşadıklarını, 'Bu okulların açılması için çok mücadeleler verdik. Kimi zaman okul müfredatına yabancı dil, sosyoloji, felsefe, fizik, kimya gibi derslerin konulmasına karşı çıkan hocalarla uğraştık. Kimi zaman Arapça'nın ders olarak yer almasına karşı çıkanlarla, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe tercümesinden ve Latin harfleriyle yazılan kitaplardan okutulmasını isteyenlerle mücadele ettik.' şeklinde anlatıyor. İmam hatiplerin, eğitim sistemimizin seçkin okulları haline dönüşmesinde işte bu vizyonun, bu mücadelenin çok büyük katkısı olmuştur. Merhum Bekir Topaloğlu Hocamızın, dönemin şartlarını anlatan bir hatırasını da hafızalara nakşedilmesi için tekrarlamak istiyorum. 1955'te İstanbul İmam Hatip Okulu -mezun olduğum okuldur- Vefa'da ahşap bir binada hizmet veriyordu. Orada da imam hatibe hazırlık kursuna gittim. Bir gün matematik öğretmeni Rasim Hoca, öğrencileri toplar ve onlara şunları söyler, 'Çocuklar, öğretmenler kurulu olarak toplandık ve sizleri tebrik etmeye karar verdik. Neden? Şu okul bahçesinin dışından bahçemize sarkan meyve ağaçlarına günlerdir el sürmediniz. Yaklaşık 400 öğrenciden biriniz bile her gün altında oynadığınız halde o ağaçtaki elmalara dokunmadınız. Sizi bunun için tebrik ediyoruz.' Hamdolsun, helal, haram çok önemli. İşte bu gençlik Asım'ın nesli, inşallah midesine haram lokmayı koymayacak. İmam hatip öğrencisi, imam hatip nesli budur. İmam hatipli işte böyle kutlu, böyle temiz bir mirasın taşıyıcısıdır."

Erdoğan, imam hatiplerin 1 milyon 300 bin öğrencinin eğitim-öğretim aldığı, yurt içinde ve yurt dışında başarılara imza atan kurumlara dönüşmesinin, kendilerinden önceki dava adamlarının gayreti, azmi ve fedakarlığı sayesinde olduğunu belirterek, gençlere, şöyle seslendi:

"Sevgili gençler; işte biz böyle bir mücadelenin, böyle bir direniş geleneğinin içinden geliyoruz. Hak mücadelesini, millet mücadelesini yeni Türkiye mücadelesini, imam hatip okulları mücadelesini, işte böyle meşru, böyle kutlu bir zeminde verdik, veriyoruz. Tabii bunu söylerken burada bir şeyi ifade etmeden geçemeyeceğim: Asla imam hatip nesli derken diğer fen, Anadolu, düz lise bunlardan imam hatipleri ayırt etmek gibi bir şey söz konusu değil. Bu hitabım aynı zamanda onlaradır. Çünkü onlarla da birçok platformlarda bir araya geliyoruz, bu hitabımızı orada da tekrarlıyoruz."

- "Arenalara karşıyım"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, arena ifadesine karşı olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"Arena değil, burası stadyum. Arenalara karşıyım. Arenalarda neler yaptıklarını geçmişte biliyorsunuz değil mi? İnsanları kimlere parçalatırlardı, malum. Biz arenalara karşıyız ve bakana da talimatı verdim, arena isimlerini stadyumlardan kaldıracağız. Ne demek arena? Bizim dilimizde böyle bir şey yok. Açın arena kavramına, manası, anlamı nedir ona bakın. Öyleyse böyle bir şey olamaz."

Karşısındaki gençliği "Asım'ın nesli" olarak gördüğünü dile getiren Erdoğan, "Karşımda özellikle geleceğin annelerini görüyorum. O ulvi makamın temsilcilerini görüyorum. Cennetin ayakları altına serildiği anneler. Sizin makamınız çok yüksek." dedi.

Sözlerine "Az önce Sayın Başkana da söyledim, 'Bugün erkekten çok kızlarımız var' dedim. Onu da anlayamadım tabii. İnşallah bir dahakinde bu açığı kapatırız." şeklinde espri yaparak devam eden Erdoğan, İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;/Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem./Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!/Boğamazsam da hiç olmazsa yanımdan kovarım./Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;/Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam./Doğduğumdan beridir, aşıkım istiklale;/Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!/Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?/Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!/'Adam aldırmada geç git', diyemem aldırırım./Çiğnerim, çiğnenirim, Hakk'ı tutar kaldırırım!/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu" mısralarını okudu.

Erdoğan, konuşmasını, "Asım bu. Sizler de inanıyorum ki bu olacaksınız ve bu güzel günde inşallah sizleri en kalbi duygularla kutluyorum. Rabbim yolunuzu bahtınızı açık eylesin. Rabbim sizleri muhafaza buyursun. Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Kalın sağlıcakla diyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum." sözleriyle tamamladı.

(Bitti)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.