“İmanlı ve ahlâklı olmalıyız”

“İmanlı ve ahlâklı olmalıyız”
Aydınlar Ocağı’nda “Dünyanın Başına Bela” olan 18 aileyi anlatan araştırmacı-yazar Yusuf Koç, “Bu ailelerle başa çıkmak için iman ve ahlâk silahından başka silahımız yok. En sonunda onların değil, Allah’ın dediği oluyor” dedi

Konya Aydınlar Ocağı’nın bu haftaki Selçuklu Salı Sohbetleri’nde, dünyayı yöneten gizli güçler olarak bilinen zengin aileler, küresel şirketler ve Yeni Dünya Düzeni konuşuldu.

Araştırmacı-Yazar Yusuf Koç, Dünyayı yöneten ailelerden 18’ini ve onların Türkiye’deki uzantılarını anlattı.

İl Halk Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen sohbette kısa bir konuşma yapan Konya Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Yrd. Doç. Dr. Mustafa Güçlü, dünyayı yöneten 200 zengin ailenin gelirlerinin sadece yüzde 4’ünü bağışlamaları halinde 7 milyarlık dünyada fakir insanın kalmayacağını söyledi. Bu dünya hegemonyasını ilk olarak Abdülhamid Han’ın farkettiğini söyleyen Güçlü, altın yerine ikâme edilen kağıt paraya eskiden “GAYME” denildiğini hatırlatarak “Abdülhamid Han bu gaymeleri altın karşılığında toplattırarak yakmak istedi ama buna gücü yetmedi. Biz ihlaslı ve ahlaklı olursak Allah’ın yardımıyla bu büyük güç yenilebilir” dedi. Güçlü, genç nesiller ideolojik değil, merkeze ahlâkı alarak yetişmeleri gerektiğini de söyledi.

SON KALE TÜRKİYE KALDI

Dünyanın başına bela olan ailelerin 16. asırdan beri dünyayı yönettiklerini ifade eden Koç, Yeni Dünya Düzeni’nde bir krallığa bağlı “Tek Krallık, Tek Dünya ve Tek Tip İnsan”ın olacağını belirterek şunları söyledi: “Tek tip bu insanlar aynı inançları taşıyacak ve tüm yeryüzü tek elden yönetilecek. Bu işe ilk olarak Avrupa’dan başladılar. Arkasından Amerika’yı keşfederek Kızılderililer de dahil olmak üzere oraya da o inancı yerleştirdiler. Daha sonra Afrika’ya yerleştirerek orayı küçük koloniler haline getirerek yakutunu, elmasını, incisini, altınını ve petrolüyle birlikte her şeyini ele geçirdiler, o yörenin insanını da kendilerine köle yaptılar. Rusya ve Uzak Doğu ülkelerinin birçoğu da bu zihniyetin içerisine girdiler. Tekbir yer kaldı, o da Asya. Bunu da eskiden olduğu gibi “parçala-böl-yut” metoduyla yapmaya çalışıyorlar. Biz nasıl Osmanlı İmparatorluğunda 5 kıtaya hakim ve 64 ülkenin sahibi idiysek önce parçaladılar, sonra böldüler ve o ülkeleri bizden kopararak teker teker yuttular. Geriye bir tek ülkemiz kaldı Türklüğün ve İslâm’ın son kalesi. Burayı da parçalayacaklardı ve son anda bir şeyler oldu, yapamadılar. Eğer olsaydı ne olacaktı? Güneydoğu tamamıyla PKK’nın eline geçecekti. 64 milyon iken şehit vere vere Çanakkale’de 13 milyona düşsek de bu vatan parçasını 15 Temmuz’da yine de onlara vermedik. 15 Temmuz’da koparamadıkları gibi o zamanda koparamamışlardı. İddiaları; nasıl olsa birgün koparacağız. Koparabilirler mi? Onu da Allah bilir. Herkesin bir hesabı var. Düşmanın, bizlerin ama birde Rabbin hesabı var. Kim ne kadar gücüne güvenirse güvensin sonuçta Allah’ın dediği oluyor. Biz bugünümüze ne kadar şükretsek azdır. O 15 Temmuz’da Rabbimizin yardımıyla kıl payı kurtulduk” dedi.

TEKNOLOJİK OLARAK 50 YIL GERİDEYİZ

Multi milyoner bu ailelerden en meşhurları olan 18 varlıklı aile üzerinde kısa kısa duran Koç, seneler öncesinden Papa’dan ülkelere mektuplar yollandığını fakat Türkiye’den Papa’ya ilk mektubun 1950’li yıllarda Said-i Nursi’den gittiğini, ondan 50 yıl sonra Fetullah Gülen’den gittiğini kaydederek “O mektubunda diyor ki; Zebur, Tevrat, İncil ve Ku’an’ın içeriğinden yeni bir din kitabı yapalım. Bu din kitabının peygamberi Kral olsun. Dünyayı yönetsin.” açıklamasına yer verdi.

Bu ailelere bakıldığında ya çiftçinin, ya kasabın ya da sütçünün oğlu olduklarını ve birden büyüyerek 500 trilyon dolar bütçeye ulaştıklarını ifade eden Koç, hiçbir ülke ve devletin idarecilerinin onlardan izinsiz iş yapamadıklarını belirterek “Bunların tek gayeleri; çağlar üstü mutlak nizamın üstüne çıkıp, oradan krallığı haykırma. Çağlar üstü mutlak nizamın zirvesine çıkmak için dayadıkları merdivende kullandıkları kişilerin her biri bir basamak, o basamakların tepesine basa basa yukarıya çıkıyorlar. İlgisiz ve gailesiz kalamayız. Elimizden de bir şey gelmez duadan başka. Onlara karşı paramız yetmez. Onlar şu anda 50 yıl sonra icat edilen teknolojiye sahip olup, o teknolojiyi kullanıyorlar. Biz onlardan 50 yıl gerideyiz.” dedi.

İMANLI VE AHLÂKLI OLMALIYIZ

Bu ailelerin başında Amerika’daki Roskefeller Ailesi geldiğini ve Türkiye’deki dostlarının da Koç ile Doğan ailesi olduğunu ve Gezi Olaylarını bunların destek verdiğine işaret eden Koç, Kuru Kafa Tarikatı, İlmuniate, Bilderberg, Masonluk gibi örgütleri bu ailelerin kurduğunu, uyuşturucu, kaçak sigara, ilaç ve tohum sanayii ile iletişim, para, borsalar, bankalar ve derecelendirme kuruluşlarına bunların kontrolünde olduğunu, dünyadaki yer altı ve yer üstü kaynakları ve devletleri bunların yönettiğini kaydeden Koç, “Yeni Dünya Düzeni için çalışan ve gayret eden bunlar 12-0 öndeler. Maçın son dakikalarında bir gol bile atsak bizim için büyük kâr. Bunlara karşı koymak için İman ve ahlâk silahından başka birşeyimiz yok. Dünyada bu 18 ailenin dediği oluyor. Biz yine tekrarlıyoruz. Kim ne derse desin, istedikleri kadar çırpınsınlar en sonunda Allah’ın dediği oluyor. Hakikat güneşi elbet bir gün doğacak” dedi.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.