İnandığımız gibi yaşamalıyız

İnandığımız gibi yaşamalıyız
Korkmaz, “Toplum olarak inandığımız gibi yaşarsak her şeyin üstesinden geliriz. Sıkıntılar elbette var. Çözüm bekleyen sorunlar mevcut ama bardağın dolu tarafına bakabilmeliyiz. Karamsar tablolar çizmenin hiçbir faydası yok" dedi

MÜSİAD Konya 5. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı, KTO Karatay Üniversitesi Vakfı Başkan Yardımcısı ve Konal İnşaat Grup Yönetim Kurulu Başkanı Aslan Korkmaz, Pusula TV’de Uğur Özteke’nin konuğu oldu. Samimi açıklamalarda bulunan ve çarpıcı iş dünyası değerlendirmeleriyle dikkat çeken Korkmaz ilk olarak kendisini tanıttı: “1968 Kulu doğumluyum, evli ve 4 çocuğum var. İlkokulu Doğutepe Köyü’nde bitirdikten sonra, ilçede ortaokulu okudum ve Konya’ya gelip Gazi Lisesi’nde eğitimime devam ettim. Selçuk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. Sonrasında iş hayatına atıldık ve ağabeylerimle birlikte çalışmaya başladım. Şu anda inşaat malzemeleri üzerine faaliyet gösteriyoruz. Sosyal faaliyetlere de devam edip, iş dünyasında görev aldık. Geçmişte biraz siyasetle uğraştım. MÜSİAD Konya’da 5. dönem başkanlığını yapmak kısmet oldu. Bunun yanı sıra ticaret odası meclis üyeliği görevlerimiz oldu. Halen Konya’mızın gurur olan üniversitelerden KTO Karatay Üniversitesi Vakfı Başkan Yardımcısı olarak görev almaktayız. Üniversite bünyesindeki 250 kız ve 250 erkek öğrenciye yurt imkanı veren vakfımız, öğrencilerimizin barınma sorunlarını çözülmesi için çalışıyor. Bunun haricinde üniversitemizin diğer öğrencilerine nasıl yardımcı oluruz noktasında çalışmalara devam ediyoruz.”

BARDAĞIN DOLU TARAFINA BAKIYORUM

“Çiftçi ailenin bir çocuğuyduk. Konya’ya 1984’te geldiğimizde yurtta kalmıştık. Çalıştık, çabaladık bugünlere geldik.  Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmaya gayret gösteriyoruz” diyen Korkmaz, eğitim noktasında gençlere verilen desteğe dikkat çekti.  “Hayat felsefesi olarak hep bardağın dolu tarafına bakmaya çalıştık. Her yerde kötü de var iyi de. Kötüler olmazsa iyinin kıymeti ortaya çıkmaz. Bir kere karamsar olmamak gerekiyor. İyileri hep ön plana çıkarmalıyız. Biz Konya milliyetçisiyiz, ülke milliyetçisiyiz.  Hepimizin bu dünyada görevleri var. Allah bize imkan vermiş. Biz de imkanlar ölçüsünde gençlerimizin elinden tutup, onlara eğitim faaliyetlerinde destek olmaya çalışıyoruz. Ben bugüne kadar yaptığımız şeylerden çok fazla pişmanlık duymadım. İyi şeyler de yaptığım inancındayım ama keşke daha fazla insan yetiştirebilseydim. Keşke her yıl bir insanı topluma kazandırabilseydim. Eğitim çok önemli” dedi.

whatsapp-image-2017-09-21-at-11.02.01.jpeg

ÇÖZÜMLER DE ÇÖZÜMSÜZLÜKLER DE YAŞANIYOR

İş dünyasının sorunlarına değinen Korkmaz, “İş dünyası sorunlar yaşıyor ama bizim amacımız, sorunları minimuma indirip büyümeye katkı sağlamak. Elbette problemler olacak, sıkıntılar yaşanacak. 2000’li yılların Türkiye’sinde değiliz. Hayal bile edilemeyen noktalara ulaştık. Nüfus 80 milyon oldu, geçmişte yapılan hataların da sıkıntıları var. Çözümler de çözümsüzlükler de yaşanıyor. Tüm bunlarla mücadele edip, sorumluluklarımızın bilinci ile yolumuza devam etmeliyiz. Milli ve manevi açıdan özümüzden kopmadan çalışarak büyümeye devam etmeliyiz. 28 Şubat krizi ve akabinde gelen 8 yıllık kesintisiz eğitim döneminde altyapısı olmayan gençler yetişti. Bu insanları da sırtımızda taşıyarak yolumuza devam etmeliyiz. Onlar bizim çocuklarımız.  Yaklaşık 30 yıldır iş alemindeyiz ve 4-5 kriz gördük. En son 2008-2009 yılında dünyayı etkileyen bir kriz yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanımız bizi teğet geçecek dediğinde ‘o kadar da değil bizi de etkileyecek’ demiştim. Dünyaya nazaran bizi etkileyen teğet geçti diyebileceğimiz bir kriz yaşandı. 2015’te seçimler bitecek, dört yıl Türkiye’de seçim konuşulmayacak ve ülke olarak ekonomiye kilitleneceğiz demiştik. Ama 7 Haziran seçimleri, başbakan değişikliği ve referandum bir yanda, dış politikada yaşananlar, etrafımızın ateş çemberi olması iş dünyasında bir güvensizlik ortamı oluşturdu. Şimdi de önümüzde Kuzey Irak’taki referandum süreci var. Tüm bunlar ekonomiyi etkiliyor” ifadelerini kullandı.

HERKESTE BİR REHAVET VAR

Yaşanan iç ve dış gelişmelerle bir güvensizlik ortamı oluştuğunu buna rağmen Türkiye’nin büyümeye devam ettiğini söyleyen Korkmaz, “Her şeye rağmen Türkiye ortalama yüzde 5 büyüyen bir ekonomiye sahip, savaş şartlarında bile büyümeye devam erden bir ekonomimiz var. Devam eden bir hayat ve hayatın olduğu yerde var olan ekonomi… Biz işimizi iyi yapar, ayağımızı yorgana göre uzatırsak sıkıntı yaşanmaz. Bugün 8.30’da iş yerine gelen patron sayısı çok azaldı, mesai mefhumunu unutan, akşam olsa da bir gitsek diyen işçi sayısı çok fazla. Patronu da işçisi de beyaz yakalısı da herkeste bir rehavet var. Kriz insanın kendi içinde olur. Bazen insanın elinde olmayan sebeplerden ötürü olabilir. 5 yıl önce Kuzey Irak’a yatırım yapan işadamlarımız bugün bölgedeki sıkıntıdan dolayı alacaklarını tahsil edemiyor. Buna yapacak bir şey yok. Bunun yanı sıra sıkıntılı bir coğrafyada yaşıyoruz ve yüzyıllardır bu millet üzerine oyunlar oynanıyor. Ama biz de karşılığını veremiyorsak biraz da kendimize bakmalıyız. Biz ayağımızı yorganına göre uzatmayı bilmeliyiz. Firma olarak bu doğrultuda hareket ediyoruz. Kim ne yapıyor, ne kadar büyüyor. Bununla ilgilenmiyoruz. Başkasının büyümezsi bana hiç sıkıntı vermedi. Aksine büyüyen adam ile iş yapma imkanı oluşuyor. Elbette sıkıntılar da var. Her şey güllük gülistanlık değil. Detaylarına girmeye kalksak işin içinden çıkılmaz. İş dünyası olarak vergilerden muzdaripiz, SSK’dan muzdaripiz, müfettişlerden muzdaripiz, eğitimden muzdaripiz. Yolunacak tavuk gibi görülüyoruz. Bazı sıkıntılar çözülüyor, çözülecek çok şey de var” diye konuştu.  

whatsapp-image-2017-09-21-at-11.02.02.jpeg

BİZ EN KÖTÜLERİNİ GÖRDÜK

 

İş dünyasının ufkunun değiştiğini ve ihracat temelli çalışmaların arttığını da söyleyen Korkmaz, geçmişe nazaran bugün çok daha güzel gelişmelerin olduğunu belirterek, yarına dair ümitli olunması gerektiğini söyledi. Korkmaz, “Yaşadığımız dünyada patron-işçi diye bir ayrım yok. Cenab-ı Allah herkesi birbirine muhtaç yaratmış. İşçi olmazsa biz olmayız. Ben o kadar iyi tek başıma yapamam. Biz çalışanlarımızla bir aileyiz. Bardağın dolu tarafını görmeye çalışmalıyız. Toplumda da eksikler olduğu kadar artılar da var. İyileri daha fazla ön tarafa çıkarmalıyız. Toplumumuzda bir hastalık var maalesef. Sermaye problemi olmayan, borcu derdi olmayan da kara kara düşünüyor. Sen niye düşünüyorsun, işini büyütmenin yollarına bak. Eskiden insanlar yurt dışına çıkmazdı. Sadece hacca gitmek için pasaport çıkartılırdı. Şimdi herkes kolaylıkla yurt dışarı çıkıyor, iş dünyası gidip oralardaki gelişmeleri görüyor. Fabrikalarda ihracat birimleri oluşturuldu. Herkes yanında birden fazla dil bilen eleman istihdamı yapıyor. Dünyanın her ülkesine ihracat yapabiliyoruz. Sadece atölyesi olan insanlar bile ben nasıl ihracat yapabilirimin derdinde. Turgut Özal’ın 20 milyar ihracat hedefleri çok uzakta değil. Bugün 150 milyar liralık ihracatımız var. 2023 hedefimiz 500 milyar. Biz en kötüleri gördük. Bundan sonraki krizlerin daha büyük olacağını düşünmüyorum. Olsa bile biz bunların üstesinden gelecek bir milletiz. Sektörel çeşitliliğimiz var. Bir sektörde yaşanan krizi biz başka sektörlerle tolore edebiliyoruz. Bu bizim artılarımız. Konya 5. organizenin temellerini atıyor, 7-8 tane özel organize sanayi bölgesi oluştu. İlçelerde bile organize sanayiler kuruluyor” dedi.

KARAMSARLIK KİMSEYE BİR ŞEY KAZANDIRMAZ

Son olarak inandığımız gibi yaşamamız gerektiğinin altını çizen Korkmaz, “Karamsar tablolar çizmenin hiçbir artısını görmedim. Elbette sıkıntılar olacak. Yanlış yapılmış işler olacak. Bize düşen adam gibi olmak, adam gibi çalışmak. Yarına dair endişeler olabilir. Ama biz çalışmalıyız. Herkes kendi hesabını kitabını yapıp, yatırıma devam etmeli. Biz ortaklarımızla birlikte yatırıma başladık. Biz ülke insanı olarak çalışmaya meyilliyiz. Yerimizde duramayız. Devlet taşın altına elini koyacak, iş dünyası da gerekeni yapacak ve milli üretimlere başlayacağız. Biz ülke olarak kendi cep telefonumuzu da kendi otomobilimizi de üretebiliriz. Türkiye’de otomobil üretiliyor ama yerli markamız yok. Türkiye’de toplulaştırmayı yapsınlar bugün iyi sanayici dediğimiz insanlar çok rahat ve iyi bir şekilde tarım ve hayvancılık da yapabilir. Bu potansiyel mevcut. Toprağı Konya nüfusu kadar oylan Hollanda örneği ortada. Biz çalışıyoruz, çabalıyoruz ama inandığımız gibi yaşamıyoruz. Bu toplum inandığı gibi yaşasın her şeyin üstesinden gelir. Birini eleştirirken önce ‘bunu kendim yapabiliyor muyum’ diye sorgularım. Anlamını bilmediğimiz kelimeyi telaffuz ederken zorlanırız. İnanmadığımız şeyleri yapmamız da kolay değildir” diyerek sözlerini tamamladı.

 

 

 

 

 

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.