İnşaat sektörü ivme kazanacak

Röportaj: Emine Şeyma Yıldız

“Beton hortumun ucundan çıktıktan sonra geri dönüşü yoktur. Bu sektör hata kabul etmez, sıfır hata ister.”
Beton sektörünü kısa ve öz bir şekilde özetleyen bu cümlelerin sahibi Korkmaz Beton Group Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Korkmaz, çocukları Gülvezir Korkmaz ve Sıtkı Korkmaz’la A’dan Z’ye sektörü, Türkiye’de aile şirketi olmayı ve Korkmaz Beton Group’un dününü, bugününü ve geleceğini konuştuk. Samimi ve içten cevaplar aldığımız söyleşiyle sizleri baş başa bırakıyoruz.

Kısaca kendinizi ve şirketinizi anlatabilir misiniz?
1956 doğumluyum. 30 yıldan beri bu sektördeyiz. 30 yıldır inşaat malzemesi ve çimento satıcılığı yapıyoruz. 1998’den bu yana beton sektöründeyiz. Önümüzdeki yıllarda değerlendirmeyi düşündüğümüz projelerimiz var. Konya başta olmak üzere bazı il ve ilçelerde hazır beton tesislerimiz var. Faaliyetlerimiz bu şekilde devam ediyor.

Tesislerinizin beton üretiminde hassas olduğu konular nelerdir?
Kalite, kalite, kalite…

Beton genel olarak baraj, kanal gibi su yapılarının yanında yol, bina, köprü ve diğer yapıların inşaatında kullanılır. Hem bir taşıyıcı eleman hem de dekoratif malzeme olarak ortaya çıkar. Müşterileriniz betonu ağırlıklı olarak taşıyıcı eleman olarak mı yoksa dekoratif malzeme olarak mı tercih ediyor?
Beton ağırlıklı olarak taşıyıcı eleman olarak kullanılıyor. Bugün bir binayı beton olmadan yapamazsınız. Biz Konya dışındaki tesislerimizde iki tane hidroelektrik santrali baraj ile çalışıyoruz. Ağırlıklı olarak TOKİ’nin işlerini yapıyoruz. Gazipaşa Havaalanı’nın betonunu biz veriyoruz. Günümüzde beton kalitesi artmış, sınıfları yükselmiş durumda. Biz kalitemizden ödün vermeyerek Alanya’da çok büyük bir otele C40 Betonu veriyoruz. C40, Konya’da doğru dürüst bilinmiyor. Havaalanına C35 Betonu veriyoruz. Günümüzde beton kalitesi çok ciddi bir şekilde arttı, biz de buna uyum sağlıyoruz.

Diğer firmalarla kıyasladığımızda hizmet farkınız nedir?
Yapı denetimin devreye girmesiyle kimsenin kimseden farkı kalmadı. Tüm firmaların kalitesi hemen hemen aynı seviyede… Hiç kimseyi artı ya da eksi diye değerlendirmeye gerek yok. Tesislerimizin hepsinin kapasiteleri birbirlerine çok yakın. Yapı denetim sürekli dökülen betonlardan numuneler alarak kontrol yapıyor. Bu disiplin de kalitesizliğin önüne geçiyor. Beton sektöründe kalite olmazsa olmazlardandır. Beton hortumun ucundan çıktıktan sonra geri dönüşü yoktur. Bu sektör hata kabul etmez, sıfır hata ister.

Türkiye’de beton sektörünün son durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son yıllarda inşaat sektörü çok gelişmesine rağmen özellikle bu yıl bir gerileme söz konusu. Faizlerin artmasından ve resmi devlet yatırımlarının azalmasından dolayı sıkıntılar yaşandı. Biz yılbaşından sonra inşaat sektörünün tekrar yükselişe geçeceğini düşünüyoruz.

Korkmaz Beton Group olarak inşaat sektöründe de boy gösteriyorsunuz. Bulunduğunuz sektörler birbirinden bağımsız olacak bir şekilde mi yoksa birinde yaşanan olumlu ya da olumsuz bir durum diğerini direkt etkileyecek şekilde mi faaliyet gösteriyor?
Biz bir ağacın kökü gibiyiz. Beton sektörümüzle, inşaat sektörümüzle, yap-satımızla, ticari alanlarımızla bir bütünüz. Hepsi birbirine bağlı... Ağaç dallarıyla gürler. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için.

Başta Konya merkez olmak üzere Alanya, Çumra, Gazipaşa, Taşkent, Hadim, Sarayönü ve Lâdik’te tesisleriniz var. En fazla iş gücüne sahip olduğunuz, üretimi en fazla yaptığınız tesisiniz hangisi? Yeni projeler var mı?
Hepsinin bir kapasitesi var. Her ilin, her ilçenin kendi durumuna göre kapasitesi var. Konya merkezdeki tesisimiz yeni. Alanya’nın kapasitesi çok iyi, Gazipaşa’ya havaalanı yapılmasından dolayı iyiyiz. Anamur’da çok hızlıyız; çünkü Kıbrıs Su Projesi’ni biz yürütüyoruz. Üç yıldır devam eden proje, ya yıl sonunda ya da önümüzdeki mart ayında bitecek.

Sizi yaşam kent konutlarıyla inşaat sektöründe büyük bir adım atmış olarak gördük. Bundan sonra inşaat sektöründe ne gibi adımlar atmayı düşünüyorsunuz? Bir yaşam kent projesi daha var mı önümüzde?
Birkaç tane yaşam kent projemiz var, arsalarımız da hazır. Bu yıl inşaat sektörünün biraz ağırlaşmasından dolayı bir süre askıya aldık. 2015-2016’da yaşam kent gibi, bir değil birkaç tane daha projemizi uygulamaya geçireceğiz inşallah.

Türkiye'deki şirketlerin büyük çoğunluğu aile şirketlerinden oluşmaktadır. Genç girişimcilerin bu imkânlar dâhilinde önceki jenerasyonlarla nasıl irtibat kurma ve ilerlemesini önerirsiniz?
Evet, Türkiye’deki şirketler genellikle aile şirketi. Ama bu Türkiye için, bilakis Anadolu için kanayan bir yara. Bunların daha da iyi olması için tamamen kurumsallaşması gerekiyor. Biz aile şirketleri, kurumsallaşmadığımız müddetçe dağılmaya mahkûmuz. Kurumsallaşmak her şeyden önemli…

Bir girişimci sosyal hayatında başarılı olmak için neler yapmalı?
Dürüstlük, çalışkanlık ve kurumsallaşmak öncelik olmalı…

Türkiye'de girişimci olmak için sermaye mi? Yoksa fikir mi daha önemlidir?
Fikir daha önemli… Proje olmadan iş olmaz. Akıl olmadan hiçbir şey olmaz. Para da gerekir ama ikinci planda olmalı. Birlik, beraberlik ve fikir olduğu sürece işler iyi bir şekilde yürür.

SITKI KORKMAZ

Profesyonel Yöneticiliğe dair tüyolar verir misin?
Biliyorsunuz ki Anadolu’da aile şirketlerinin varlığı çok fazladır. Aile şirketlerinde de profesyonellik ve kurumsallık çok zor. Kurumsallaşma süreci daha yavaş ilerler. Bu yolda adım adım ilerliyoruz ve daha profesyonel olma gayreti içerisindeyiz.

Korkmaz Beton’u rakiplerinden ayıran özellikler nelerdir?
Biz; “Sarsılmaz Temeliniz, Yerel Güvenceniz.” diyerek yola çıktık. Bu sloganımızı Korkmaz Beton ile alakalı birçok yerde, broşürlerde, reklamlarda, televizyonlarda görebilirsiniz. Bu söz bizim için bir prensiptir. Konya’da 2002 yılında hazır beton tesisini kurduğumuzda toplam üç tane hazır beton tesisimiz vardı. 2007-2008 yılına kadar bu şekilde devam etti. İnşaat Mühendisi Odası’nın verilerine göre Konya Çimento ile pastanın büyük bir bölümünü biz paylaştık. Kalite, güven, hizmet bizim işimizde çok önemlidir. Büyük projelerde, otellerde, alışveriş merkezleri projelerinde başladığımız zaman aralıksız yetmiş iki saat beton döktüğümüz oluyor. Bunu hala birçok firmada göremezsiniz. Hem kapasite olarak hem de ticari fikir olarak günümüzde bunlar çok zor. Ama bizler başında olarak 48 aralıksız işimizi yapıyoruz. İşimizden asla kaçmıyoruz. Bizi rakiplerimizden ayıran en temel özelliğimiz budur. Şu anda aktif olarak 8 tane hazır beton tesisimiz var. Bunların 4 tanesi Akdeniz Bölgesi’nde; Manavgat’ta, Alanya’da, Gazipaşa’da, Anamur’da. Bunun dışında Konya Merkez’de ve Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun memleketi Taşkent’te var. Çumra ve Sarayönü ilçelerinde de var.

İnşaat sektörünü ve rekabet koşullarının nasıl yorumlarsınız?
Hazır beton tesislerimiz ile yurdun dört biryanındayız. Şimdi Konya Merkez’de yeniden büyük bir heyecan ve hedeflerle tekrar düğmeye bastık. Aile şirketi ayrıldıktan sonra orayı amcamıza devretmiştik. Çok talep gelince iki buçuk sene dayanabildik. İnşaat sektörü 2011 yılına kadar Konya’da herkese ciddi paralar kazandırdı. O yıllara kadar çok büyük proje ve kampanyalar patladı ve yüksek meblağlara satıldı. Arz talep dengesi gidiyordu. Konya bu konuda çok gelişti ama son bir yılda tıkanıklık söz konusu oldu. Konya’da benim de büyüklerimin de konut projeleri var. Senede yaklaşık 200 tane konut teslim ediyorduk. Ancak malumumuz 17 Aralık süreci yaşadık, ondan sonra faizler ikiye katlandı. Dolayısıyla alım gücü olan insanların alım güçleri zayıfladı ve faizler çok yükseldi. 17 Aralık’tan önceki dönemde faizler çok daha makuldü. Faizlerin artması sektöre ciddi anlamda bir darbe indirdi.

Sektörün sorunlarını nasıl değerlendirirsiniz?
Günümüzde devletten emekli olan 4 birey birleşip tazminatlarıyla müteahhit olabiliyorlar. Biz bu sektöre 32 senemizi verdik. Bu yapılan konutlar bizim kalitemizde ve marka gücümüzde olmadan yapılıyor. Düşük fiyatlarla satılıp rekabet ortamı bozuluyor. Ben inşaatı şuna benzetirim. Bir çiçeği suladıkça meyve verir. Başladığınız zaman inşaat işi çok kolaydır, çok fazla bir sermayeye ihtiyaç yoktur. Başlangıç aşamasında birkaç tane daire satarsanız müteahhit olursunuz. Zaten inşaatın kabasını bitirirsiniz paralarla, kabası bittikten sonra da inşaatın satışı daha kolay olur insanlara. Dolayısıyla bunlar bana rakip oluyor. Tabi o projeyi bitirip bir başka projeye başlıyorlar. Proje sayısı da artıyor. Yirmi daire ile başladıysa kırka çıkıyor. Kırkla başladıysa altmışa çıkıyor ve ondan sonra o firma kocaman bir firma oluyor. Fakat baktığınız zaman altı boş, ufak bir sarsıntıda, ufak bir piyasa krizinde bitmeye mahkûmlar. Dolayısıyla insanları mağdur ediyor. İnsanları maddi olarak da manevi olarak da mağdur ediyor. Belki o insanlar benden ya da benim mantığımdaki bir firmadan daire alacak, alamıyor.

GÜLVEZİR KORKMAZ

Sektöre yatırım yapmak isteyenlere tavsiye ve önerileriniz nelerdir?
Şu anda sektöre yatırım yapılmasını tavsiye etmiyorum. Piyasalarda kimsenin adını koyamadığı gizli bir kriz var. 17 Aralık sürecinden beri var olduğu inancındayım. Türkiye’de daha önce bu tür şeyler olduğunda hemen gazetelerde manşet, televizyonlarda son dakika flaş haber olurdu. Kimse cesaret edip dillendirmiyor. Şu anda sektöre yatırım yapacaklara önerim bir süre beklemeleridir. Konya merkezde bizimde arsalarımız var. Ruhsatları hazır ama başlamıyoruz. Bu piyasa koşullarında yapmam. Tüm bunlara rağmen sektörün önünde çok açık olduğuna yürekten inanıyorum

Konya’da sektörün son durumu nedir?
Şöyle söyleyebiliriz. Biz şirket olarak tamamen profesyonel isimlerle çalışıyoruz. Sektörde dünyanın, Türkiye’nin Anadolu’nun tüm verilerini takip ederiz. Geçen sene Konya Merkezde kıyılan nikâh sayısı 26 bin idi. Alınan konut sayısı 9 bin 700. Talep var ama arz eksik aslında. Piyasa koşullarından dolayı bizlerin de tanıdığı çok sayıda evlenmek isteyip de evlenemeyen insanlar var. Maddi durumundan ya da işsizliğinden dolayı insanlar evlenme konusunda beklentideler… Yatırım yapmak isteyip de yapamayan insanlarda var.