İslam'a yönelik artan saldırılar tesadüf değil! Cumhurbaşkanı Erdoğan dikkat çekmişti

İslam'a yönelik artan saldırılar tesadüf değil!  Cumhurbaşkanı Erdoğan dikkat çekmişti
Son dönemlerde artan ve son olarak Feyza Altun isimli kadınla devam eden İslam'a saldırıların bir tesadüf olmadığı Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce söylemişti

İslam'ı hedef aldığı için başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan Feyza Altun isimli avukat adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Beykoz Adliyesi'nde savcılığa çıkarılan Altun, ifadesinin alınmasının ardından tutuklanması talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine gönderildi.

Hakimlik, Feyza Altun isimli avukatın "yurt dışına çıkış yasağı" ve "haftada 2 gün karakola imza atma" şartını içeren adli kontrol tedbirleri kapsamında serbest bırakılmasına karar verdi.

ggwy9dbxiai4dcb.jpg

Feyza Altun isimli avukatın lakiliğin arkasına sığınarak İslam'ı hedef alması, son dönemlerde kimi siyasiler, milletin milli ve manevi değerlerine düşman malum kesimlerce yapılan saldırılar, eski Türkiye'de din düşmanlığı yapmak için arkasına sığındıkları çarpık laiklik anlayışını hortlatma çabaları olarak dikkat çekiyor

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN KAMPANYAYA DİKKAT ÇEKMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi'nde bu konuya dikkat çekmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı o konuşmada, son dönemde, Türkiye karşıtı kimi çevreler tarafından, çift kulvarlı bir kampanya yürütüldüğünü belirterek, "Bunlardan ilki lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı 'İslamsız Türklük' tanımlarıdır." dedi.

"İSLAMSIZ TÜRKLÜK" VE "ŞERİAT DÜŞMANLIĞI"

Milletin, İslam'a ve Kur'an'a hizmetle geçen 1300 yıllık şanlı tarihinin bu şekilde yok sayılmaya çalışıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Böylece milletimizi ayakta tutan, milletimize asli kimliğini kazandıran tarihi, kültürel ve beşeri değerleri tahrip edilmek isteniyor. Çok açık ve net söylüyorum, İslam'ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük tanımı ve projesi, aslında Türk milletini müzeye kaldırma, folklorik bir öge haline getirme teşebbüsleridir. Burada gaye milletin mayasını bozmak, dışarıdan sarsamadıkları kaleyi içeriden çökertmek, mümkünse teslim almaktır. Kampanyanın ikinci kulvarında ise farklı maskeler altında sahnelenen şeriat düşmanlığı vardır. İslam'ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dininin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp inanmamak, yaşayıp yaşamamak elbette bir tercih meselesidir ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur. Dahası her iki tartışmanın da kelime-i tevhidden habersiz, elifi görse mertek zanneden cahil cühela kesimlerce köpürtülmesidir."

Ülkenin hukuku savunmakla görevli kimi barolarının kelime-i tevhid lafzının yazılı olduğu bayraktan rahatsız olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hatta son derece edepsiz ifadelerle suç duyurusunda bulunabiliyor. Bu ülkenin kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetleri, inancını dosdoğru yaşamaktan başka gayesi olmayan milyonlarca vatandaşımızı 'gerici, yobaz, mürteci' diyerek tahkir edebiliyor. Bu ülkenin en büyük ikinci siyasi partisinin şu anki genel başkanı, çocuklara din eğitimi verilmesine 'orta çağ zihniyeti' deme gafleti gösterebiliyor. Milletimizin evlatlarına mukaddes kitabını, peygamberini, inanç değerlerini öğretmesi karşısında bunları adeta afakanlar basıyor. Bu tür menfi örnekleri daha da uzatmak mümkündür, o kadar vaktimiz yok."

"MİLLETE AİT TÜM KADİM DEĞERLERİ, GERİLİK EMARESİ OLARAK GÖRDÜLER"

Erdoğan, yaşanan her hadisede bu acı verici duruma daha fazla şahit olduklarını dile getirerek, "Ülkemizde özellikle tek parti dönemiyle başlayan, daha sonra vesayet dönemlerinde artan kimliksizleştirme politikaları, bu toprakların nasıl vatan kılındığını bilmeyen, milletimizi millet yapan hasletlere bigane olan, Türkiye'ye dair hiçbir tasavvuru, hiçbir hayali, hiçbir endişesi olmayan zihni ve kalbi sömürgeleştirilmiş bir güruh ortaya çıkarmıştır." ifadelerini kullandı.

Bu güruhun vasfının, "cehaletinden kaynaklanan kibri, nobranlığı ve kendi insanına karşı hiçbir hak, hudut tanımaması" olduğunu aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"Bunlar bir kez olsun içinde yaşadığı toplumu, tarihi, inancı, kültürü ve kutsallarıyla anlamaya hiç uğraşmadılar. Bunun yerine Anadolu insanına başkalarının penceresinden bakarak, aşağılamayı tercih ettiler. Hatta çoğu zaman özendikleri ve özendirildikleri Batı kadar bile kendi insanını tanıma gayreti göstermediler. Millete ait tüm kadim değerleri, gerilik emaresi olarak gördüler. Giydiği kılık kıyafetine göre insanımızı ayırdılar, ötekileştirdiler. Modernliği ilerlemeyi bir gardırobun iki kapağı arasına hapsettiler. Bu kadar basitler. Ön yargılarını kırmaya cesaret edemedikleri gibi aynı havayı, toprağı, çevreyi paylaştıkları toplum kesimleriyle fikri, sosyal ve kültürel birliktelik geliştiremediler, cehaletin konforunu, bilginin zahmetine tercih ettiler."

"İnsan bilmediğinin düşmanıdır." atasözünü anımsatan Erdoğan, "Bunlar da bilmedikleri, dahası anlamaya tenezzül dahi etmedikleri insanlara, değerlere ve sembollere karşı kör bir husumet beslediler. Türkiye'de, sayıları az da olsa kimi çevrelerde şeriata yönelik sergilenen pervasızlıkların temelinde, cehalet ve bilgisizlik hastalığı vardır." dedi.

"MİLLİ BÜNYEMİZE TEHDİT TEŞKİL EDEN BU CEHALET KARANLIĞINI YIRTIP ATACAĞIMIZA İNANIYORUM"

Türkiye'de bir kesimin içinde bulunduğu cehalet karanlığında, giderek daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyduğunu anlatan Erdoğan, "İnşallah el ele verip sizlerin de samimi gayretleriyle, milli bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.