Ak Parti’nin 7 Haziran seçimleri öncesi en çok sıkıntı yaşadığı konulardan biri de kuşkusuz aday belirleme sürecindeki yanlışlardı.

Bizim şehrin bir özelliği var. Aşırı mütevazıyiz. Özellikle büyüklerin takdir ettiği konularda hani elinden ekmeğini alsan gık demez derler ya… Tıpkı öyle.

Büyükler ne keserse yeriz!

Hatta bazen bu ters yönde abartılır. Seçilmiş her kişiyi ayrı ayrı tenzih ederek söylüyorum: ‘ağacı diksek nasıl olsa oy verecekler’e kadar gider ipin ucu…

Konya bu. Hiç belli etmez halini. Koyun gibi yumuşak huyludur.

Ama Sille diye de bir yeri vardır. Hem de en eski yerleşim yerlerinden biri…

Yeri gelince sillesi pek ağır olur.

Bu yüzden Ak Parti aday belirleme sürecinden 2 değil 3-5 hatta 10 defa elekten geçirmeli aday adaylarını.

Üretilen ucube bir sahip çıkma sloganıyla önceki dönem herkes sustu. Parti içi muhalefet diye bir enstrüman kullanılmadı.

Bu dönem farklı. Şimdi söylenecekler söylenmezse 1 Kasım’dan sonra her şey için çok geç olabilir.

Net konuşalım.

Bi kere şu ithal aday sendromunu en başından yenmemiz gerekiyor.

Şehrin ekmeğini suyunu hissetmeyen, yıllardır şehirden kopmuş değerli aday adaylarımızı bir kanara koymak veya asgari kontenjana indirmek gerekiyor.

Kabul edin ya da etmeyin bir büyüğümün dediği gibi Ak Parti’nin Konya dahil tüm Türkiye’deki adayları için “paf takım” yakıştırması yapıldı bu dönem.

Öyleyse şimdi as kadroyu kurma vaktidir. Üstelik yabancı kontenjanın sınırlı tutarak bunu yapmak gerekiyor.

Her gün onlarca insanla muhatap oluyoruz. Ve malumunuz konuşması baldan tatlı şu mendebur siyasi cümleleri her yerde kuruyoruz.

Halkın en çok şikâyet ettiği mevzulardan biri içinden gelen insanların bir kenara bırakılarak ithal adayları kendi oylarıyla meclise göndermeleri…

Tabi bu cümleleri kurarken bu işin ne kadar sıkıntılı bir süreç olduğunu yabana atmıyoruz.

Kim seçilirse seçilsin o kişi birilerine göre elbette kötü olacak. Herkese göre iyi birinin bulmanın teknik olarak imkânı yok.

Ama bu iyi-kötü kavramını minimum seviyeye çekebilmek önemli olan.

Bunu da ancak yıllarını bu şehre vermiş gerçek şehir sevdalılarından seçerek yakalamak mümkün.

Kimseye kanalize olmadık. Hiç kimse için şudur diyecek pozisyonumuz yok.

Lakin elinizde onca veri var. Değerlendirmek sizlerin marifeti.

Ocu bucu demeden objektif olarak kaliteli aday seçmek zorunda belirleyiciler.

Sadece Başbakan’ın rüzgarıyla oy alınmaya çalışılırsa ‘tarihin tekerrürden ibaret olduğunu’ bir kez daha hatırlayıveririz.

Bu şehrin damarlarından kopan ‘indir-kaldırcı’ olmayan gerçek vekil adaylarımız bir yerlerde duruyor. Bu 11’i kurmak çok zor değil!