Kadınlık hormonu kalp krizine kalkan oluyor

Kadınlık hormonu kalp krizine kalkan oluyor
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener, kadın ve erkekler arasındaki damar tıkanıklığı ve kalp krizi oranlarında ciddi farklar olduğunu belirtti

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener; damar tıkanıklığı, kalp krizi, yüksek tansiyon ve çarpıntı rahatsızlıkları ile ilgili bilgi verdi. Kadınlarda, erkeklere oranla daha az kalp krizi meydana geldiğini ifade eden Şener, “Menopozdan önce kadın ve erkekler arasındaki damar tıkanıklığı ve kalp krizi oranları arasında ciddi fark var. Menopozdan sonra bu fark kapanıyor. Kadınlık hormonunun damar tıkanıklığı açısından koruyucu bir etkisi vardır. Menopoza girene kadar, kadınlarda kadınlık hormonu yüksek olduğu için damar tıkanıklığı az oluyor. Menopozdan sonra bu hormon aşağı seviyeye düştüğü için koruyucu etkisi az oluyor ve erkeklerle kadınlar arasındaki damar tıkanıklığı oranı eşitleniyor” diye konuştu.

“DAMAR TIKANIKLIĞINA BAĞLI ÖLÜM KANSERDEN FAZLA”
Şener, toplumumuzda her geçen gün kalp krizi riskinin arttığını belirterek “Hareket etmiyoruz, sporu sevmiyoruz. Sigara içme oranımız arttıkça risklerimiz de artıyor” dedi. Şener, bir insanda kalp krizi riskini artıran en önemli faktörün genetik olduğunu belirterek, “Kişinin ailesinde damar tıkanıklığı tespit edilmiş bir kişi varsa onun çocuklarında bu risk çok daha fazla oluyor. Bu kişilerin kendilerine daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Dikkat edilmesi gereken en önemli konu sigara kullanımı ve spordur. Eğer hareketsiz olunursa, sigara içiliyorsa risk artacaktır” dedi. Şener, damar tıkanıklığına bağlı ölümlerin kansere bağlı ölümlerden daha fazla olduğunu dile getirdi.

“KRİZ ÖNCESİ MİDE VE KASIK AĞRILARI YAŞANABİLİR”
Damar tıkanıklığına bağlı kalp krizinde oluşan göğüs ağrısının bir alarm mekanizması olduğunu ancak çene, mide, sırt ve kasık ağrılarının da yaşanabileceğini belirten Şener, şöyle konuştu: “Damar tıkanıklığı yaşandıkça göğüs ağrısı olur. Göğüs ağrısı genelde eforla olur. Hasta ilk başta koşarken ‘göğsüm ağrıyor’ der, bir süre sonra yürürken ‘göğsüm ağrıyor’ der, bir süre sonra bir odadan diğer odaya geçerken ‘göğsüm ağrıyor’ der ve en son istirahatte ‘göğsüm ağrıyor’ demeye başlar. Bunun bir sonraki safhası yüzde 100 tıkanmış bir damar ve kalp krizidir. Her zaman damar tıkanıklığında göğüs ağrısı olmaz. Bazen kalbin alt tarafını besleyen damar tıkandığı zaman mide ağrısı olabilir. Bazen göğüs değil çene kısmına vuran ağrı olabilir. Karın sırt, hatta kasıkta ağrıyla literatüre geçmiş hastalarımız da var.”

“BEN GELİYORUM” DEMEYEN KALP KRİZİ
Damar tıkanıklığına bağlı göğüs ağrısı mekanizmasının herkeste çalışmayabileceğini ve bu duruma ‘gizli kalp hastalığı’ dendiğini ifade eden Şener, sözlerini şöyle sürdürdü: “Damar tıkanıklığına sebep olan damarın içerisinde bir plak oluşumu vardır. Damar tıkanıklığı yüzde 30 darlık seviyesindeyken bu çıkıntının kapsül kısmı yırtılabiliyor. Kapsül yırtıldığında aniden damarda pıhtı oluşuyor ve kalp krizi meydana gelebiliyor. Bu ‘ben geliyorum’ demeyen bir kalp krizidir. Önce belirti vermez. Bazen anjiyo yaparsınız, ‘yüzde 30 darlığınız var, çok kritik değil’ denilen hasta ertesi gün kalp krizi geçirebilir. O plağın kapsülünün önceden yırtılacağını öngörmek mümkün değil ama kapsülün yırtılmasına sebep olan faktörleri biliyoruz. Bu faktörlerden en önemlisi sigara ve hareketsizliktir.”

AĞIR STRES KALP KRİZİNE YOL AÇABİLİR
Kişilerin, herhangi bir damar tıkanıklığı sorunu yaşamamasına rağmen çok ağır stres ve psikolojik travma nedeniyle de kalp krizi geçirebileceğine dikkat çeken Uzman Dr. Murat Şener, “Çok ağır stres ve psikolojik travma spazma neden olabilir. Damarı yüzde 100 tıkayacak kalp spazmı olabilir. Spazm demek, kalp duvarları içerisindeki kasların kasılması demektir. Duvarın içindeki kas kasılınca damarın içindeki boşluk gittikçe daralır ve damarı tamamen tıkayabilir. Bu spazm çok uzun sürerse kalp krizine sebep olabilir. Hiç tıkanıklık olmasa bile spazma bağlı kalp krizi geçirilebilir. Bu yüzden vatandaşlara her zaman stresten uzak durmalarını öneriyoruz” diye konuştu.

“KATI YAĞLARDAN UZAK DURUN”
Hastalarına özellikle katı yağlardan uzak durmalarını tavsiye ettiğini anlatan Şener, şu bilgiyi verdi: “Kuyruk yağı, ciddi şekilde damar tıkanıklığına sebep olan yağdır. Tereyağ konusunda olumlu yazılar çıkabiliyor ama benim düşünceme göre, bir yağ ne kadar katıysa damar tıkanıklığına sebep olma ihtimali o kadar yüksektir. Ne kadar sıvı ise damar tıkanıklığına sebep olma ihtimali o kadar düşüktür. Sebze ile beslenmenin damar tıkanıklığı açısından olumlu yönleri vardır. Et yiyeceksek, etin en yağsız, en kırmızı kısmından yemeliyiz. Tavuk göğsü ve balığı daha çok tavsiye ediyoruz.”

YÜKSEK TANSİYON HASTALARI İÇİN BEŞ ALTIN KURAL
Şener, yüksek tansiyon hastaları için de 5 altın kuralını sıraladı. Yüksek tansiyon hastaları için tuzun bir nevi zehir olduğunu dile getiren Şener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hastalarıma önerdiğim 5 kural var. Bu kurallardan ilki ekmektir. Ekmekte ciddi oranda tuz var. Aslında en çok tuzu ekmekle alıyoruz. Ekmeği mutlaka tuzsuz tüketmemiz gerekiyor. Kepek, light, çavdar, buğday ekmeği; bunların hepsi tuzludur. Ekmeğin isminin önünde ‘tuzsuz’ olmalı. 2. kural; yemek yaparken ve yerken tuz kullanılmamalı. 3. kural; yemek yaparken salça kullanılmamalı. Hasta yemeği tuzsuz yapıyor ama bol bol salça atıyor. Salça tuzla hazırlandığı için yemeğe aslında tuz atmış oluyor. 4. kural; turşu. Turşu çok ciddi oranda tuz içerir ve turşu yemesiyle tuz yemesi neredeyse aynı şeydir. Yüksek tansiyon hastalarına ‘turşunun tadına bile bakmayın’ diyoruz. Son kural da; peynir ve zeytini tuzsuz yemeleri. Alınan tuzsuz zeytin ve peyniri de sudan geçirip tüketmelerini öneriyoruz.”

RİTİM BOZUKLUĞU ÇARPINTIYA NEDEN OLABİLİR
Şener, çarpıntı şikayeti olan hastaları için de şu uyarılarda bulundu: “İnsanlarda çarpıntı şikayeti olabilir ama bizim için değeri olan çarpıntı şikayeti, istirahatteyken olan çarpıntıdır. Bu bir ritim bozukluğunun göstergesi olabilir. Çarpıntı olurken baş dönmesi, göğüs ağrısı oluyorsa bu tür hastaları mutlaka görmek isteriz.”

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.