Kalite tesadüf değildir

Baba mesleğinde en temelinden yetişerek inşaat sektöründe boy gösteren Büyük Özkanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Musa Özkan, babası ve kardeşi ile birlikte Konya’ya yeni değerler katmak için çalışıyor. Aynı zamanda STK faaliyetlerinde aktif bir isim olarak gördüğümüz Musa Özkan ile sektöre dair birçok meseleyi konuştuk…

Musa Özkan kimdir?

1977 Konya doğumluyum. Aslen Hadimliyim. Öğrenim hayatımı Konya’da tamamladım. Ufak yaşlardan beri babamın yanında çalışarak bu işin çıraklığını yaptım. Askere gitmeden önce muhasebe işi ile uğraştım. Daha sonra kardeşim ile boya-dekorasyon işine girdik. Şimdiler de Büyük Özkanlar İnşaat’ı yönetiyoruz.

Büyük Özkanlar İnşaat’ın kuruluş serüveninden bahseder misiniz? Nereden nereye geldiniz?

1969 yılında babam köyden Konya’ya inşaat işi için çalışmaya gelir. O zamanlar sıva işiyle uğraşırdı. Babam bu işin temelinden gelir. Hani bir tabir vardır ya ‘çıraklığını yapmadığın bir işin ustalığını da yapmayacaksın’ tam da buna uygun bir şekilde babam inşaat sektöründe ilerler. Önceleri amcam ile birlikte ortak bir şekilde çalışırdık. Ancak 1992 yılında Mis Yapı Özkanlar İnşaat ile ortaklığımızı bitirdik. Amcamlar ile herhangi bir dargınlık veya sıkıntımız yok kendilerini çok severiz. Amcamlarla ayrıldıktan sonra 2000 yılında Büyük Özkanlar İnşaat olarak kendi yolumuza devam ettik. Kardeşim ben ve babam burada işlerimizi yürütüyoruz.

Aranızdaki iş bölümünü nasıl sağlıyorsunuz?

Kendi aramızda iş bölümümüz var. Kardeşim inşaatla ilgilenmez. Tamamen arsa alım-satım işlerimizle ilgilenir. Arsa işlerine de ben karışmam. Sadece inşaat olan kısım ile ilgilenirim. Babam da benimle birlikte inşaat işiyle ilgilenir. Kendi aramızdaki görüşmelerimizde de yaptığımız, düşündüğümüz şeyleri paylaşıyoruz.

Devam eden projeleriniz var mı?

Royal Başkent diye bir projemiz devam ediyor. 70 daireden oluşan tek blok halinde 14 katlı Şeker Tekke Caddesi’nin üzerinde bir bina yapıyoruz. Bu proje toparlanma aşamasında kaba inşaatı bitti sayılır.  Aralık ayında da ev sahipleriyle binamızı buluşturacağız. Bir yandan devam eden küçük projelerimiz de var. Akyokuş’un güzel bir noktasında villa tarzında bir yapı olacak. Ufukta ise arsasını alıp, projesini tamamlandığımız hasta bakım merkezi var. Toplam 144 yataklı, 2 katlı, 2 bloktan oluşan müstakil havadar olan bu projemiz Mengene tarafında olacak.

Geçmişten bugüne inşaat sektöründeki değişimleri değerlendirecek olursanız neler söylersiniz?

Eskiden yokluk vardı. Dolaysıyla çiviyi düzeltip yeniden kullandığımız, çimentoyu bile idareli kullandığımız zamanlardan geçtik. Çünkü eskiden insanlarda başımı sokacak bir evim olsun yeter mantığı vardı. İnce sıvaymış, alçıymış asma tavanmış, bunlardan ziyade, dört duvar olsun içinde yaşarken yavaş yavaş yaparım diye düşünürdü insanlar. Artık o devir bitti. Şimdi lüksün yoksulluğu var. Gün geçtikte bir lükslüğe gidiliyor. Bu lükslüğe gidiş mecburi bir durum. Çünkü dünya gelişiyor, dolayısıyla Türkiye de, Konya da buna ayak uydurmak zorunda.

Özellikle son iki yıldır çok fazla müteahhit olduğunu görüyoruz… Bu durumun nasıl önüne geçilebilir?

Bir dönem çiğköfteci,  sigortacı patlaması yaşanıyordu. Devlet onlara müdahale etti, düzenledi. Şuanda devletin müteahhitler için de bir düzenleme yaptığını biliyoruz. Müteahhitlerin bu zamana kadar bir tanımı olmadı. Parası olan herkes müteahhit oluyordu. Şimdi parası olmayanda müteahhit olmaya başladı. Önceden yap-sat vardı şimdi de sat-yap çıktı. Ama devletin bu duruma kesinlikle bir düzenleme getirmesi lazım. Müteahhitliğin bir konumu, bir sınıfı, duruşu mutlaka olmalı.

Büyük Özkanlar İnşaat çalışma sisteminde nasıl bir yol izliyor?

Biz Büyük Özkanlar İnşaat olarak, çevremdekinden bir üstte yapayım mantığıyla ilerliyoruz. Yaptığımız her yapıyı kendimiz kullanacakmışız gibi yapmaya titizlik gösteriyoruz. Kesinlikle kalite tesadüf değildir. Kalitenin, kaliteyle uyum sağlaması yılların verdiği tecrübe ile yapılacak bir iş. Biz Büyük Özkanlar İnşaat olarak ülkemizi, Konya’mızı seviyoruz ve yararlı yatırımlar yapmak içinde elimizden gelen her çabayı gösteriyoruz.

Konya binalarının mimarisini nasıl görüyorsunuz?

Konya’nın mimari noktasında bir kimliği olmalı. Konya Selçuklu ’ya başkentlik yapmış tarihi olan bir şehir. Ama yine de binalarımızın görünüşünde Selçuklu’yu, Osmanlı’yı temsil edecek bir mimari barındıramıyoruz. En azından ufak da olsa bir binaların bir yerinde bu dokunuşları görmek isteriz. Maalesef bunu Konya’da göremiyoruz. Sonuçta herkes teknolojiye ayak uydurduğu için revaçta olan yapılara yöneliyor.

Yakın zamanlarda konut faiz oranları düşürüldü satışlarınızda bir artış oldu mu?

Cumhurbaşkanımız bu konuda bir hassasiyet gösterdi. İnşaat sektörüne destek sağlamak adına faiz oranlarını belli bir oranda düşürdü. Ama henüz sektörde beklenen hareketlilik yaşanmadı. Mutlaka bu hareketliliğin yaşanması lazım. Çünkü sektörün kilitlenmemesi için bu dalgalanma şart olan bir durum. Türkiye’nin bel kemiği inşaat sektöründen geçer. Eğer inşaat sektörü durursa Türkiye ekonomisinin yüzde 60’ı da duracak demektir. Bu nedenle faiz indirimleriyle ilerleyen dönemlerde bir hareketlilik bekliyoruz.

STK faaliyetlerinde de aktif bir rol oynuyorsunuz…

Evet… Konya Müteahhitler Birliği (KOMÜT) ve Dünya Erdemli Sanayici ve İş Adamları Derneği’nde (DERSİAD) aktif olarak yer alıyorum. Zaten DERSİAD’ın Konya şube başkanlığını yürütüyorum. DERSİAD ile iş adamları olarak mantığımız, ‘elimizdeki bulunanlarla geçineceğiz ama asla bunlarla yetinmeyeceğiz.’ Buradaki amacımız daha çok iş ve üretim yapmak. DERSİAD’a üye alırken de, iş adamı olması, dürüst iş yapılması, yaptığı işlerle faydalı olması, en az üç üyenin referansını alması gibi şartlarımız var. DERSİAD’ın merkez dahil olmak üzere 6 şubesi bulunuyor. Konya’da ise 65 kişilik üyeye sahip.

KOMÜT’ de de faaliyetleriniz oluyor mu?

KOMÜT’de hukuki işlerden sorumlu başkanım. Burada müteahhitlerin kaynaşmasını, birbirini tanımasını sağladık. Eskiden birbirini tanımayan müteahhitler artık burada kaynaşıyor, birbirlerine yardımcı olabiliyor, fikir alışverişi yapabiliyor. Müteahhitlerin sorunlarını çözüyoruz, uzlaştırıyoruz. KOMÜT ile müteahhitler arasında bir toplanma yaşandı diyebiliriz. (Derya Demir)