Ahmet Babaoğlu

Ahmet Babaoğlu

Kampüste ALES manzaraları

Kampüste ALES manzaraları


Pazar günü, öğretmen olan kızımla birlikte Ales sınavı için Selçuk Üniversitesi kampüsündeydik. Biraz erken çıkıp Tedes'e takılmadan, o cezalı yolda bu sefer bari trafik cezası ödemeden gidelim istedik. Erken çıkmamıza rağmen yollardaki trafik yoğunluğu Ales'e katılımın yüksek olduğunu gösteriyordu. 
Herkes Türkiye’de artık sınavla bir yerlere gelinebileceğini çoktandır biliyor. Onun için çocukluktan başlayan bir seçilme ve kazanma yarışı insanların hayatında önemli bir yönlendirici olarak var olmaya devam ediyor. Malum artık bu sınav süreci bir ailede sadece sınava girecek kişileri değil ailenin bütün fertlerini etki alanına almaktadır.
Herkes fakültelerin binaları arasında koşturup sınav yerini bulma telaşındayken ister istemez insanları gözleme fırsatı da buluyorsunuz. İlginç manzaralar gözünüze takılıyor.
Daha hayatının baharında bir delikanlı, sınava girmeden önce son bir kez ağzına götürdüğü sigarayı avurdunun en son vakum gücüyle çekmeye çalışıyor. Dumanını kimin yüzüne üfürdüğünün farkında bile değil.
İçeriye sınava giren bazıları elinde görevlilerin çıkarttığı pantolon kemeriyle geri geliyor. Havaalanlarındaki giriş görüntülerinin aynısı sanki. Anlaşılan, yakın geçmişte sınavlarda duyulan bazı skandallar, birçok garip tedbirlerin alınmasına yol açmış. Bir yerde başarısızlık isteyenlerin yapacağı en büyük kötülük, orada bulunanlar arasında güvensizliği yaygınlaştırmaktır.
Kimisi elinde araba anahtarıyla içeriden geriye gönderilmiş,  girişin yan tarafında oturan teyzelerden birine  "teyze anahtarla içeriye almıyorlar şunu sana versem de çıkarken alsam olur mu" diye emanetçi olması için yalvarıyor.
Binaların girişlerinden önceki pencerelerin çıkıntılarına sınava girerken bırakılan eşyalardan en çok dikkat çekeni de maalesef sigaraydı. 
Ülkemizin sağlıklı nesillere emanet edilmesi idealleriyle kendilerine umutla baktığımız bu gençlerimizin arasında sigaranın bu kadar yaygın olması ne kadar ürkütücü. Kızıyla erkeğiyle gençlerin dumandan yanından geçilmiyor. Bilinçsizce kendi organlarına 4 binden fazla zehirle saldıran bu vatan evlatlarını  görünce nasıl üzülmezsiniz ki.
Yaklaşık olarak bir paketine günde 8-10 lira para verip, çoğunun dar geçimli baba harçlığı ile okuduğu bu çocukların bir taraftan kendini ve etrafını zehirlemek, diğer taraftan da dünyanın bütün sigara satışlarındaki hasılatın bir tek merkezde toplanmasına katkı yapan bir gişe gibi çalışıyor olduklarını görmek nasıl sızlatmaz vicdanlarımızı.
Hele o kültürümüzde iffet abidesi olarak yer almış olan genç kızların ayaküstünde çok gözden düşürücü görüntülerle duman altı oluş manzaraları, geleceğe ait kadın neslimize duyduğumuz umutlarımıza katran dökercesine.
4207 sayılı Tütün Yasası en azından kapalı alanlarda sigara içilmesini önlemiş oluyor. Elbette bu yasa nedeniyle sigarayı bırakanlar da çok oldu. Ama sigaranın gençler arasında bu kadar yaygınlaşmış olması insanı korkutuyor. 
Sigara içiminin özellikle kızları hedef almak üzere gençler arasında yaygınlaştırılması çalışmalarının özel projeler ve özendirici algı kampanyalarıyla yürütüldüğü tespit edilmiş bir gerçektir.  İşte bu yüzden nesillerimizin bir yasa kapsamında korunması ihtiyacı, devletimizin yetkili organları tarafından yürütülen çalışmalar içerisindedir.
Ne yapılacaksa yapılmalı, bu sinsi zehirlenme tablolarına dur denilmelidir. Gerek bilimsel çalışmalarla, gerekse yasal vaz geçirici düzenlemelerle bu konu bir daha ve derinden ele alınmalıdır.
Bu arada yaklaşık iki buçuk saatlik sınav süresince şöyle bir gezip gözlemleme fırsatı bulduğum Bosna Hersek Mahallesinin Konya'nın genel kültürel yapısından sanki biraz farklı olduğu insanın dikkatini çekiyor. Sanki Konya'dan çıkıp hemen yanı başındaki farklı bir ile girmiş gibi oluyorsunuz. 
Tabii bu iyi bir şey midir, kötü bir şey midir ayrı bir tartışma konusu olabilir. Ama şehrin sosyo kültürel homojenliğinin o bölgelerde değiştiğini,  şehrin mimari yapısının yanında manevi kimliğinin oralara kadar taşınamamış olduğunu çok rahat bir şekilde fark ediyorsunuz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Babaoğlu Arşivi
SON YAZILAR