Kamu Zarara Uğratılarak, İhaleler Fetö Firmalarına Verildi

Kamu Zarara Uğratılarak, İhaleler Fetö Firmalarına Verildi
FETÖ/PDY'nin mülkiye yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında aralarında eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da bulunduğu 13'ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakam hakkında hazırlanan iddianamede, örgüt

 İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca FETÖ/PDY'nin mülkiye yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında aralarında eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da bulunduğu 13'ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakam hakkında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve çeşitli oranlarda hapis istemiyle hazırlanan iddianamede, örgüt mensubu mülki idari amirlerin bulundukları stratejik konum sayesinde kamuyu zarara uğratarak ihaleleri FETÖ bağlantılı firmalara verdikleri belirtildi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Önder Yaman koordinesinde Cumhuriyet Savcısı Emine Kocak tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY'nin mülkiye yapılanmasının bazı özelliklerine yer verildi

İddianamede, şüphelilerin her birinin hayatlarının farklı dönemlerinde FETÖ/PDY militanları ile muhatap oldukları, örgütün öncelikli hedefinin devletin askeriye, adliye ve mülkiye kadrolarına yerleşmek olduğu, kendilerinin de bu amaç doğrultusunda örgütün mülki sistemdeki eleman ihtiyacını karşılamak üzere yetiştirildikleri belirtildi.

 

- "Kaymakamlık çalışma evleri oluşturuldu"

FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından özel olarak mahrem görev alabilecek düzeyde bağlılığı bulunan üyelere kaymakamlık sınavlarına girmeleri konusunda telkinlerde bulunulduğu, hatta mensupların kaymakamlık sınavlarına hazırlanmaları için "KPSS" ve "Kaymakamlık çalışma evleri" oluşturulduğu aktarılan iddianamede, örgüt mensupları olan öğrencilere kaymakamlık sınavını kazanmaları halinde örgütün bürokrasi içerisindeki bürokrat ve üst düzey yöneticilerinin referans olacağının söylendiği, mülakatı geçip staja başlayan kaymakam adaylarının staj döneminde de yine örgüt tarafından koordine edildiği anlatıldı.

İddianamede, mülkiye yapılanması bakımından Türkiye’nin 7 bölgeye ayrıldığı, buralarda kaymakamlarla ilgilenen bir sorumlu imamın bulunduğu, her sorumlunun kendi bölgesinde bulunan kaymakamlarla ilgilendiği, bu bölgelerin de illere bölündüğü, illerde de birer tane kaymakamlarla ilgilenen imamın olduğu kaydedildi. Kaymakamlar tayin olduğunda gideceği il sorumlusu veya onun yardımcısının yapı adına kendisi ile ilgilendiği, bu kişilerin kaymakamlık kurası çekildikten sonra kendilerinin veya yardımcılarının Ankara’ya geldiği ya da gelemeyeceği bir durum varsa kaymakam göreve gittiği yerde eski sorumlunun selamı ile örgüt üyesi kaymakamla görüşüldüğü dile getirilen iddianamede, ilgili kaymakamın da gelenin örgüt üyesi olduğunu bu şekilde anladığı, aynı şekilde mezun olunan okullara göre gruplara ayrılan kaymakam adaylarının da ayrıca sorumlusunun bulunduğu ifade edildi.

Örgüt üyesi kaymakam adaylarının büyük bir kısmının örgüte ait "KPSS" ve "Kaymakamlık çalışma evleri"nden yetiştiği, bir kısmının ise öncesinde bu örgütle ilişkisi olup bireysel olarak kaymakamlığı kazandıktan sonra iletişime geçildiği kaydedilen iddianamede, kaymakam adaylarının staj döneminde teftiş stajı ve vekalet verilen ilçelerde görevlendirmelerinin örgüt içerisinde sohbet gruplarına göre oluşturulduğu, yurt dışı dil eğitimi gruplarının da aynı şekilde örgüt tarafından düzenlendiği, örgüt üyesi kaymakam adaylarının oluşan gruplarının mesleğe başlamaları sonrasında da devam ettiği belirtildi.

 

- Örgüt üyesi kaymakamlar parlatıldı, olmayanlar engellendi

İddianamede,FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi olan kaymakamların diğer meslek mensupları arasında tanınması ve ön plana çıkartılması, örgüt jargonuyla "parlatılması" amacıyla, adaylık dahil tüm süreçlerde dil eğitimi, master-doktora öğrenimi, yurt dışı gezileri, mesleki ve kişisel bilgi ve görgüyü artırmaya yönelik yurt içi ve dışı programlar düzenlemek suretiyle emsallerine nazaran daha donanımlı hale getirildiği anlatıldı.

Örgüt mensubu olmayan, hedef olarak görülen kaymakamların, haklarında yürütülen idari soruşturmalarla haksız yere birtakım idari cezalar verilmesi ya da davalar açılması suretiyle önemli görevlere gelmelerinin engellendiği, sicillerinin bozularak yükselmelerinin önüne geçildiği belirtilen iddianamede, örgütün, bu eylemlerle, örgüt mensubu olmayanların önünü kestiği ya da örgüt çıkarları doğrultusunda hareket etmeye mecbur kıldığı, FETÖ/PDY mensubu olmanın, mülki idare içerisinde üst düzey görevlere gelebilmek için asli şart haline geldiği, örgüte biat eden ve verilecek her türlü görevi yerine getirmeyi kabul edenlerin mülki yapı içerisinde önemli konumlara gelebildiği vurgulandı.

İddianamede, örgütün nihai hedefi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm anayasal kurumlarını (yasama, yürütme, yargı erklerini) ele geçirme stratejisi kapsamında kullandığı kamu gücü, yetkileri ve bulundukları stratejik konumları ile örgüt üyesi mülki idare amirlerinin görevleri sırasında yetkilerini örgüt lehine tüm toplumu dizayn edecek mali ve idari güce sahip etkin bir silah olarak kullandıkları, yürütme erkinin mahalli alanlardaki idari ve mali gücü, polis ve askerle desteklendiğinde örgütün kullanabileceği mülki idarenin muazzam bir silaha dönüştüğü aktarıldı.

 

- Kamu zarara uğratılarak, ihaleler FETÖ firmalarına verildi

İddianamede, örgüt mensubu mülki idari amirlerinin bulundukları stratejik konum sayesinde kamu kaynaklarına olan erişimlerini de kullanarak örgüt lehine kamuyu zarar uğrattığı, bu şekilde kamu kaynaklarının, kamu ihalelerinin örgütle bağlantılı firmalara verildiği, kamu arazi tahsislerinin örgütle ilişkili vakıf, dernek veya eğitim kurumlarına bedelsiz devredildiği, kamu hibe, destekleme ve teşviklerinin takibi ve proje kabullerinde örgüt ve firmalarının kayırıldığı belirtildi.

FETÖ/PDY ile ilişkili firmaların rakipleri hakkında adli ve idari işlemler yapılarak piyasanın örgüt firmalarına teslim edilip örgütün gelir kaynağı haline gelmesininin sağlandığı anlatılan iddianamede, örgüt mensubu idari mülki amirlerin görev yaptıkları mahallerde yetkilerini örgüt lehine kötüye kullanarak örgütün stratejisi kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına örgüt mensubu kişilerin yerleştirilmesini sağladıkları ifade edildi.

İddianamede savcının FETÖ'nün mülki yapılanmasıyla ilgili şu tespitine yer verildi:

"Darbe girişimi üzerine yürütülen soruşturmalar kapsamında itirafçı yahut gizli tanık olarak ifadeleri alınan kaymakam, kaymakam adayı, hakim, savcı ve sivil imamların beyanlarında belirttikleri bazı hususlar, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana yurdun her köşesinde insanüstü bir gayretle, tüm zorluklara göğüs geren, onurlu ve sağlam vicdanlı mülki idari amirler sayesinde toplumun mülki idareye ve devlet otoritesine duyduğu güven ve saygının, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY’nin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal kurumlarını ele geçirme politikası doğrultusunda sarsıldığını ve anılan örgütün toplumdan gizlediği kirli yüzünü gözler önüne serecek mahiyette olduğunu ortaya koymuştur."

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.