Kara Harp Okulu Darbe Davası

Kara Harp Okulu Darbe Davası
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu'ndaki eylemlere ilişkin 72'si tutuklu 239 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi

ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu'ndaki (KHO) eylemlere ilişkin 72'si tutuklu 239 kişinin yargılandığı davanın görülmesine sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.

Tutuklu yargılanan Binbaşı Abdullah Enver Toydemir, savunmasında, saat 00.00'dan sonra Kara Harp Okulu'na gittiğini, darbe girişimini bundan sonra öğrendiğini savundu. Olay akşamı, dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ın askeri birliklerin dışarı çıkmaması yönündeki açıklamalarını televizyondan takip ettiğini ifade eden Toydemir, emniyet maksatlı silah aldığını, kışla dışına çıkmadığını söyledi.

İlerleyen saatlerde odasına geçerek uyuduğunu öne süren Toydemir, sabah saatlerinde darbe girişiminin bastırılmasının ardından evine gittiğini, olay akşamı okul komutanı İzzet Çetingöz'ün derdest edildiğini ise 18 Temmuz'da yapılan toplantıda öğrendiğini iddia etti.

Darbe girişiminden sonra bir süre daha görevine devam ettiğini ve halen ihraç edilmediğini dile getiren sanık Toydemir, kaçma şüphesinin bulunmadığını öne sürerek tahliye talebinde bulundu.

"Türk Silahlı Kuvvetleri pilotları Harp Okulunu vuracak kadar aptal değildir." şeklinde iddianameye yansıyan bazı sanıkların beyanları olduğu hatırlatılması üzerine sanık Toydemir, bu ibareleri kullanmadığını savundu.

- Gökhan Çakır: "Öğrencilerin güvenliğini sağlamaya çalıştım"

Atılı suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek savunmasına başlayan eski yüzbaşı Gökhan Çakır ise akşam saatlerinde evine giderken Genelkurmay'a helikopterden atış yapıldığını gördüğünü, bunun üzerine görevli olduğu Kara Harp Okuluna gitmeye karar verdiğini ifade etti.

Malazgirt taburuna giderek, gazinoda beklemeye başladığını anlatan sanık Çakır, darbe girişimi olduğunu burada öğrendiğini, bundan sonra emniyet amaçlı nizamiye bölgesine gittiğini savundu.

İlerleyen zamanda nizamiyeye çekilmiş kamyonu gördüğünü, bunun darbecilerin Harp Okulu'na girmesini engellemek için yapıldığını düşündüğünü beyan eden Çakır, gece boyunca öğrencilerin güvenliğini sağlamak için faaliyette bulunduğunu öne sürdü.

Çakır, okula geldikten bir süre sonra karşılaştığı üsteğmen Eşref Bozkurt'un TRT'nin işgali için gittiğini de daha sonradan öğrendiğini iddia ederek, Bozkurt ile eylem birliği olmadığını ileri sürdü.

- Cihan Yıldız: "Tüfekleri zimmetle aldık"

Olay tarihinde üsteğmen rütbesiyle Kara Harp Okulunda öğretim görevlisi olarak görev yapan sanık Cihan Yıldız, 15 Temmuz'da akşam saatlerinde bir yakınının arayıp, Genelkurmay çevresinde uçakların alçak uçuş yaptığını söylediğini, bunun üzerine mesai arkadaşı Yunus Emre Yavuz'u arayarak bilgi almaya çalıştığını söyledi.

Yavuz'un, tatbikat yapıldığını duyduğunu belirttiğini, ardından Whatsapp grubundan birliğe katılmaları yönünde mesaj geldiğini belirten Yıldız, yeniden Yavuz'u aradığını ve yanına gittiğini anlattı.

Yavuz ile birinci sicil amirleri Albay Hasanbey Ellidokuzoğlu'nu aradıklarını ve emri teyit ettiklerini dile getiren Yıldız, saat 00.15'te 4 no'lu nizamiyeden birliğe girdiklerini bildirdi. Burada emir üzerine bir süre odalarında beklediklerini, gelişmeleri internetten takip etmeye çalıştığını ifade eden Yıldız, başka bir emir üzerine saat 03.00'te zimmetli şekilde mühimmatsız bir tüfek aldığını kaydetti.

Silahı aldıktan sonra aynı bölgede saat 06.00’ya kadar beklediğini belirten Yıldız, bir süre sonra odalarına geçtiklerini, saat 08.00'de kahvaltıdan sonra silahını teslim edip evine geçtiğini ifade etti. Yıldız, 25 Temmuz'da gözaltına alındığını, darbeyle ilişkisinin olmadığının anlaşılması üzerine tahliye edildiğini ve görevine döndüğünü savundu.

Daha sonra 28. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına atandığını anlatan Yıldız, 1 Haziran 2017'de yeniden gözaltına alındığını ve tutuklanarak cezaevine gönderildiğini bildirdi.

Mahkeme Başkanının, Yavuz'u neden aradığını sorması üzerine Yıldız, kendisinin mesai arkadaşı olması ve yakın arkadaşlığı bulunması nedeniyle aradığını kaydetti.

Başkanın "Yavuz'un eşi beyanında FETÖ'cü olduğunu, katalog evliliği yaptıklarını söylüyor. Böyle biriyle yakın ilişkiniz olmasını soruyoruz." demesi üzerine Yıldız, "Kendisinin durumunu bilemem." ifadesini kullandı.

- Gökhan Duran: "Emir konusunda tereddüt yaşadım"

Olay tarihinde üsteğmen rütbesiyle Kara Harp Okulunda öğretim görevlisi olan sanık Gökhan Duran da 15 Temmuz'da mesainin ardından evinde saat 18.00 sıralarında uyuduğunu, saat 23.00 sıralarında bir arkadaşının arayarak, enstitü müdürünün iş yerine gelinmesi yönündeki emrini ilettiğini bildirdi.

Birliğinde emir üzerine eğitim elbiselerini giydiğini ve odasına geçtiğini anlatan Duran, internetten darbe girişimi olduğunu öğrendiğini söyledi.

Daha sonra albay Haluk Tekbaş'ın okulun darbeyle bir ilişkisinin olmadığını söylediğini, kişisel güvenlik ve birliğin güvenliği için silah alınmasının istendiğini belirten Duran, birliğin güvenliğinin sağlanması emri konusunda tereddüt yaşadığını çünkü güvenliği sağlayacak bir bilgi birikiminin olmadığını savundu.

Duran, buna karşın amirinin kanunlar çerçevesinde verdiği bu emre itaat etmesi gerektiğini ve bu nedenle emri yerine getirmek için silah alacağı bölgeye hareket ettiğini bildirdi.

Tabur bahçesinde zimmetle silah aldıklarını belirten Duran, silah sesleri kesildikten sonra önce odasına geçtiğini, ardından emir verilmesi üzerine silahını bırakıp evine gittiğini söyledi.

Duran, 25 Temmuz'da gözaltına alınıp tutuklandığını, ardından tahliye edildiğini, daha sonra tekrar gözaltına alındığını anlattı. Sanık Duran, darbeye yönelik bir emir almadığını, Harp Okulu'nun darbeciler tarafından kullanıldığını anlamasının mümkün olmadığını savundu.

- Kadir Erol: "Televizyondan takip ettim"

Olay tarihinde üsteğmen rütbesiyle Kara Harp Okulunda öğretim görevlisi olan sanık Kadir Erol da 15 Temmuz'da mesainin ardından evine gittiğini, saat 23.07'de Whatsapp grubuna gelen mesaj üzerine birliğine döndüğünü söyledi.

Yolda radyodan boğaz köprüsünün terör eylemi nedeniyle kapatıldığı yönünde haberler duyduğunu ileri süren Erol, birliğe vardığında emir üzerine odasına gidip kamuflaj giydiğini belirtti.

Darbeye ilişkin haberleri kafeteryadaki televizyondan gördüğünü anlatan Erol, bir süre burada bekledikten sonra personelin odalarında beklemesi söylendiği için saat 01.00'de odasına gittiğini aktardı.

Odasına geçmeden önce binbaşı Devrim Çamur'un yanına uğradığını ve neden çağrıldıklarını sorduğunu ifade eden Erol, "Personelin olaylara karışmadığını göstermek için buradayız." yanıtını aldığını söyledi.

Daha sonra emir üzerine saat 04.30'da zimmetle silah aldığını, 05.00'te odasına geri döndüğünü belirten Erol, saat 09.00'a kadar odasında bekleyerek gelişmeleri televizyondan takip ettiğini, emir verilmesiyle de silahını teslim edip evine gittiğini kaydetti.

Sanık Erol, 24 Temmuz'da gözaltına alındığını, 29 Temmuz'da tutuklandığını, Kara Harp Okulunun idari tahkikat raporu doğrultusunda adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını aktardı. Görevine geri döndüğünü ifade eden Erol, 30 Mayıs 2017'de yeniden gözaltına alınarak tutuklandığını bildirdi.

Erol, o gece kanunsuz emir almadığını, vermediğini ve darbe faaliyetlerine katılmadığını savundu.

Duruşma yarına bırakıldı.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.