Ahmet Çapanoğlu

Ahmet Çapanoğlu

KAYBETTİK

KAYBETTİK

Ne zaman bitecek diye sorma kardeş.

Bitmez bunlar.

Kimi sevgi tohumu ekmek için uğraşırken, kimi de hasedinden gazap üzümleri yetiştirmek ve nifak tohumları ekmekle, kanla beslenmekle, şeytanın avukatlığını yapmak, onun savunucusu ve kollayıcısı olmakla meşgul.

İnsanlar, hırslarıyla kıskançlığı bırakın, hasetlikle besliyor ruhlarını. Kıskançlığı anlarım. Kıskançlık, yapamadıklarını yapana duyulan öfke olabilir. Ama haset, ben yapamıyorsam o da yapmasın. Ben yoksam o da yok olsun. Ben yoksam benden sonrası fırtına boran, katliam olsa ne yazar düşüncesiyle var olduğunu, yok olan canlara bile acımak yerine, farklı yönlere çeken, canileri kınayacağına, öfke duyduklarını karalayan insan görünümlü hayvanlarla doldu ortalık.

Kandan nemalanan, kendini teröre alet eden, okumuş, çokbilmiş cahiller. İnsanlıktan nasibini almamış ama insan olduğunu zanneden eşekler. Eşeğe kaldıramayacağı kadar kitap yüklesen o yine eşek olarak kalacaktır. Ona yüklenen kitaplar, onun derecesini yükseltmeyecek, onun insanlık onurunu kazanmasını sağlamayacaktır. Nedense biz, bu eşeklere, hâla at muamelesi yaptığımız için, onlarda kendilerini bir halt zannetmeye devam ediyorlar.

Nasıl bir ülke olduk, nasıl bu kadar kin ve hasetle dolduk. Ne oldu bize böyle. İyiyi, doğruyu göremez, ayırt edemez olduk. Basiretimizi kaybettik. Kim kimi destekliyor, ne için destekliyor, kim niye susuyor onu bile bilmiyoruz. Maalesef, bizden olmayan ne olursa olsun, gebersin naraları yükseliyor. Siyasi ihtiraslarımız sevgimizi ve hoşgörümüzü yok ediyor.

Birileri, vakti gelince, “küntü türaba” (keşke toprak olsaydım) diyecekler ama vakit geçmiş olacak. Mazlumun ahını alanlar, canlarına kıyanlar, sözleriyle incitenler, bir gün hesabını verecek. Ovada entelektüel, aydın ve demokrasi havarisi görünümünde olan ama ruhu dağda terörist olan yaratıklar. Bir gün o beslendiğiniz kanın içerisinde boğulacaksınız, desteklediklerinizle beraber, haddini bilmez hadsizler.

Ne kötü bir durum ya Rab.

İnsanlar niye bu kadar kötüleşiyor. Kötüleşenlerin gerçekleştirdiği katliamlar sonucunda, onlara lanet okumak yerine, ağızlarında kinlerini kusup, neye ve kime hizmet ettiklerini bile bilmez hale geliyorlar. Hikmetinden sual olunmaz ama nasıl bir mide verdin bunlara?

Oysa ne kadar gençlerdi. Annelerinin, babalarının öpmeye bile kıyamadıkları gençler. Belki çocuğuna bir çikolata alıp onu sevindirecek bir baba veya bir anneydiler. Belki çıktığı sınavdan umutlu olup, üniversite hayali kurarak geleceğe emin adımlarla ilerlemek istiyorlardı. Ne umutlarla yürüyorlardı, ne umutlarla yürüyerek şakalaşıyorlardı. Bir patlama ve kan gölü. Kahkahalar feryatlara dönüştü, umutlar söndü, hayat bir daha başlamamak üzere son bulurken, ötelere uçtular.

Ne acı değil mi, o kurduğun hayalinin söndürülmesi. O çocuğunu bir daha sevindiremeyecek, onu bir daha öpemeyecek olman, vereceğin çikolatayı zevkle yiyişini, sevincinden boynuna sarılışını göremeyecek olman. Veya bir babanın, bir annenin evladım diye sarılıp, öpüp koklayacağı evladının bir daha olmaması.

Bu son olsun, Allah bir daha göstermesin diyeceğim ama içimizdeki ve dışımızdaki düşmanlar, kahpeliklerinden, desteklerinden vazgeçmeyecekler biliyorum.

Unutmayın, bu olanların hepsi, iyi ve kötü, insan ve hayvandan aşağı olan insancıklar, şeytan ve meleğin savaşıdır. Ezelden ebede bunlar yaşandı ve bunların savaşı devam edecektir.

Bizim yapabileceğimiz birliğimizi muhafaza etmek. Yeter ki biz birliğimizi bozmayalım, hakkın, haklının yanında olalım. Çünkü hak ile batılın savaşı sonsuza kadar devam edecek. Ne olursa olsun yılmayalım, birlik olalım, diri olalım. Hak ve haklının yanında durarak yerimizi belli edelim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Çapanoğlu Arşivi
SON YAZILAR