"Kayıp Arama Programları Hukuka Güveni Zedeliyor"

TBMM (AA) - SEVAL GÜLER - Uzun yıllar gazetecilik yapmış, sürekli sarı basın kartı sahibi AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, cinayet, kaçırılma gibi adli vakaların çözümlenmesi üzerine kurulu televizyon programlarının toplumun, hukuka ve güvenlik güçlerine olan güvenini zedelediğini ve ilgili kurumlarca denetlenmesi gerektiğini söyledi.

Aydemir, televizyon yayınlarının, ulaşabilirliği göz önüne alındığında, büyük önem taşıdığına işaret etti.

Son dönemde özellikle izdivaç programlarının yayından kalkmasının ardından yeni bir formatın yaygın şekilde televizyonlarda yer aldığına işaret eden Aydemir, cinayet vakalarını çözmek, kayıp kişileri bulmak gibi adli vakaları konu alan bu yapımların olumsuz etkilerine dikkati çekti.

Güvenlik güçlerince, hukuki zeminlerde yürütülmesi gereken vakaların "sanki devletin askeri, polisi yokmuş gibi" televizyon ekranlarında çözümlenmeye çalışmasının yanlış olduğunu dile getiren Aydemir, şöyle konuştu:

"Bu toplumu hukuk zemini içinde yürütüyoruz. Hukuki kurumlarımız var, Emniyet teşkilatımız, adli mekanizmalarımız var. Ortada bir kayıp ya da buna benzer iddialar varsa o zeminlerde zaten araştırılıyor. Bu programları izleyenler 'Devlet bu işi halledemiyor, bir programcı hallediyor' diye hükme kapılıyor ki bu çok yanlış. Devletin üzerinde bir kavram olabilir mi? Devletin halledemeyeceği bir iş olabilir mi?"

- "Bu programlara mutlaka müdahale edilmeli"

Bu tür programlardaki tartışma usullerini de eleştiren Aydemir, "Ahlaki normları da dejenere eden bir yaklaşım var. Aile facialarına neden olabilecek tartışmalar, kavgalar, hakarete varan atışmalar yaşanıyor. Bunlara zemin hazırlamamak lazım." diye konuştu.

İzlenme oranlarının yükselmesi için başvurulan yolların toplum üzerindeki etkisini sorgulamanın, herkesin görevi olduğunu de dile getiren Aydemir, bu kapsamda yapım kuruluşlarına sorumluluk düştüğünü söyledi.

Aydemir, şöyle devam etti:

"Reyting uğruna kavganın kızıştırıldığı hallere rastlıyorum. Hatta arka planda bu yönde sufle verenler olduğunu düşünüyorum. Bunların olmaması lazım. Bu programlara da mutlaka ve mutlaka müdahale edilmesi gerekiyor. Demokratik zemindeyiz, elbette 'Şu programı kaldır' diye bir şey yok. Hukuki zeminine bakacağız. RTÜK, bu yaşananlara müdahale etmeli. İlgili bakanlıklarımız da RTÜK'e yardımcı olmalı, bu türden sıkıntılı durumları aktarmalı."

Aydemir, ceza alan ya da yayından kaldırılan programların başka adlar alarak ancak aynı formatlarla devam etmesinin de önüne geçilmesi gerektiğini, ihlallerin tekrar edilmesi halinde cezaların katlanarak uygulanması gerektiğini de söyledi.

-"Çocuk oyuncuların özlük hakları korunmalı"

Film ve dizilerde rol alan çocuklara da değinen Aydemir, küçük yaştaki oyuncuların hangi çalışma koşulları içinde olduğunun, özlük haklarının verilip verilmediğinin mutlaka takip altında olması gerektiğine işaret etti.

Aydemir, "Elbette figür olarak filmlerde, dizilerde çocuk da olacak. Ama öyle bir hal alıyor ki çocuk esas oğlan pozisyonu alıyor. Bu yapılmamalı. Bu konuda hepimizin dikkatli olması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Çocukların bir toplumun geleceği olduğunu, gelişimleri aşamasında zihin ve ruh dünyalarının korunması gerektiğinin altını çizen Aydemir, şunları söyledi:

"Çocuklar çocukluklarını yaşamalı. O yapımlarda rol alan çocuklar için de onları izleyip öykünen çocuklar için de dikkatli ve duyarlı olmalıyız. Özellikle dizi ve film setlerindeki çocukların durumu mutlaka kontrol altında olmalı. Çok sevimsiz bir durum var. Bu çocukların sigortalılık halleri nedir, kimse bakmıyor buna. Sigortalılıkta bir yaş var, o yaşın altındakilerin istihdamı mümkün değil. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının da mutlaka müdahale etmesi lazım bu hallere. Hangi şartlarda çalışıyorlar, ödenen ücretleri nedir, sigortalılık kapsamındaki durumları nedir, bunlara bakılması lazım."

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının da bu çocuklara odaklanması gerektiğini kaydeden Aydemir, tüm bu takip ve denetlemelerin hukuki zemin içinde olması gerektiğini söyledi.