1 Kasım sonrası iki partide de sular durulmuyor. Gidişata bakıldığında kısa zamanda durulacağı da yok gibi. Nasreddin Hoca  “Keramet kavuktaysa, al sen oku” demiş ya. Doğru tespit. Sanıyorlar ki keramet kurultayda. Yüz kere de kurultay yapsanız bu milletin sizi iktidar yapması mümkün değil. Özellikle de CHP şansını boşuna zorluyor. Çünkü halk CHP’yi iyi tanıyor. CHP ancak darbe ile iktidara gelebilir. Ya da “Açık oylama, gizli tasnif”  olursa iktidarı görebilir. Acı ama gerçek.

            Neden bu kadar iddialı ve kesin konuşuyorum? Çok basit. Bunu tespit etmek için uzman olmaya da gerek yok. Halkımız da pekala bunu görüyor ve biliyor. Biliyor ki, bir türlü iktidarı vermiyor. Kemikleşmiş, aynı tornadan çıkmış kafaların dışında CHP’ye yüzde 20’nin dışında oy veren olur mu sizce? Mümkün değil. Olmaz! Olamaz! Olmamalı! Kılıçdaroğlu’nu indirin, yerine bir başkasını bindirin. Ne değişecek? Ya 1 puan fazla, ya da bir puan eksik. Bu mudur istenen? Halkın sizi anlamasını beklerseniz balık kavağa çıkana kadar iktidarı göremezsiniz. Öyleyse sizin halkı anlamanız lazım.

            MHP’nin sorunu da daha bir başka.

            Halkı kucaklamak dururken kendine yeni rakipler çıkararak iktidara yürünmez. Hele seçim akşamı kendisine muhalefet rolü biçenlerin yüzü iktidara çok uzaktır. Makamından korkan bir liderle büyük zaferler elde edilir mi? Partiden kovaladığı insanların oylarını alsa yeni bir parti bile kurulur neredeyse. Arkadaşları Akşener’i Meclis Başkanlığına yakıştırdıkları için çalışma arkadaşına trip yapan bir lider, önüne geleni harcarsa barajın altında kalmadığına şükretmeli. Tartakladıkları Sadi Somuncuoğlu’nu da unutmadık.

            Kendi içinde bir fikir birliği oluşturmamış insanların bir parti şemsiyesi altında olmasını anlamak imkânsız.  Her biri ayrı telden çalınca kulağa hoş gelen bir melodi çıkmıyor. Ha bir boş tenekeye gelişigüzel vurmuşsunuz, ha akordu bozuk telleri tıngırdatmışsınız. Aynı şey. Bir de halkın değer yargılarını yok sayınca, hatta alay edince, hatta aşağılayınca vatandaş neden oy versin?  Hacca gitmeyebilirsiniz, ama hacca gidenle de alay etmeyeceksiniz. Namaz kılmasanız da, namaz kılanı küçük görmeyeceksiniz. Oruç tutmasanız da küfür eder gibi vatandaşın gözünün içine baka-baka su içmeyeceksiniz. Bir de geçmişteki üzerinize sinmiş lekeleri temizlemeniz lazım.

            Şimdi biliyorum ki, bazı arkadaşlar eleştirilerimizin dozunu beğenmeyecek. Hatta kızanlar da olacak. Canları sağ olsun. Birçoğu dillendirmese de eminim ki bizim gibi düşünüyor. Onlar da partilerinin halka ters düşen davranışlarından pek mutlu değiller.  Göz görüyor, ama gönül katlanmıyor.