Lösemide psikolojik destek önemli

Lösemide psikolojik destek önemli
Halk arasında 'kan kanseri' olarak bilinen löseminin tedavi sürecinde psikolojik desteğin önemli olduğu açıklandı .

Uzman Psikolog İhsan Öztekin, löseminin tedavi sürecinde psikolojik yardımla beraber , hastayı hastalıkla ilgili her konuda bilinçlendirmenin ve ona verilecek moralin tedaviyi desteklediğini belirtti .

Üsküdar Üniversitesi Nöropsikiyatri Hastanesi’nden Uzman Psikolog İhsan Öztekin, 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası çerçevesinde lösemiyle mücadele, psikolojik destek ve moral konularında ebeveynlere tavsiyelerde bulundu. Öztekin’in ilk tavsiyesi, lösemi tanısı konulduktan akabinde çocuğun bundan haberdar edilmesi oldu. Tanının konulmasıyla aile ortamında normalin üzerinde bir kaygı ve huzursuzluğun olmasının kaçınılmaz olduğuna tüm dikkatleri üzerinde toplayan Öztekin, “Lösemi olan çocuk bir şeylerin yolunda gitmediğini sezinleyecektir. Sözel olarak ifade edilmeyen olağan dışı durumlar çocuklar tarafından kesinlikle hissedilir. Bu kaygı halini de çocuğuna ya normalin üzerinde ilgi ilgi göstererek ya da olağan dışı his vaziyet ve davranışlarla normalden çok gerginlik, sinirlilik, çaresizlik halleri, dalgınlık gibi hallerle yansıtacaktır. Bu sebepten ötürü çocuğun anlayabileceği ifadelerle bunu açıklamak, gizlemekten daha iyidir.” diye belirtti .

‘BİLGİ ARTTIKÇA KAYGI AZALACAK’ 

Öztekin, en son yeni açıklaması devamında, “Çocuk hangi yaşta olursa olsun kesinlikle ona uygun kelimelerle durumu açıklayabiliriz. Elbette ki lösemi olduğunu öğrenmek bir çocuk için travmatik bir olgudur. Ancak çocuğun hastalığı hakkında bilgilendirilmesi, löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bilmesi, psikolojik direncinin artması, aile desteği gibi faktörler tedavi sürecine pozitif katkı sağlamaktadır. Çocuğun hastalığıyla ilgili bilgisi arttıkça kaygısı ve çaresizlik duygusu azalacaktır.“ ifadelerini kullandı.

‘OLUMLU ÖRNEKLERLE ANLATIN’ 

Çocuğun hastalığıyla ilgili bilgilendirmede ebeveynlerin bir uzman tarafından yönlendirilmesinin faydalı olacağına tüm dikkatleri üzerinde toplayan Öztekin, “Şaşkın, kaygılı ve kendisi henüz hastalığı tanımayan, kabullenememiş bir anne çocuğa olumsuz duygular yükleyebilir. Anne babanın hastalığı tanıması, tedavisi olan bir hastalık olduğunu bilmesi ve çocuğuyla konuşurken sakin, soğukkanlı ve nötr olabilmesi bir hayli önemlidir. Olabildiğince sıcak bir dil kullanılmalı ve olumsuz tablolardan uzak durulmalıdır. Hastalığın % 90 tedavisinin olduğu çocuğun anlayacağı bir dille ifade edilmeli pozitif örnekler paylaşılmalıdır.” değerlendirmesinde bulundu. 

‘SOSYALLEŞMESİ DESTEKLENMELİ’

Öztekin, hastanın sosyalleşme hususunda ise şu tavsiyelerde bulundu: “Çocuğun tedavisi zamanı onun okulundan, sosyal ortamlardan uzaklaşmasına ne sebepten olsa da sosyalleşmesi için doktorunun yönlendirmesiyle yapılabilecek her türlü aktivite yaşamına entegre edilmelidir. Yaşıtlarıyla görüşmesi için uygun ortamlar yaratılmalı, hastane ortamında sporun yaşamına dâhil edilmesi önerilmektedir. Uğraş tedavisinin genel tedaviye katkısı göz ardı edilmemeli, müzik, ahşap boyama gibi uğraşlar öğretilmeli ve çocuğu bu uğraşlara kanalize edilmelidir. Tedavisi başarıyla tamamlanmış dostlarıyla tanıştırılması, onlarla gireceği diyaloglar ve paylaşımlar hem psikolojik açıdan sürece katkı sağlayacak hem de sosyalleşme sürecine destek olacaktır. Çocuğa kısa vadeli ve uzun vadeli hayaller kurdurmak onun umutlarını destekleyeceği ve tedavi motivasyonunu pozitif etkileyeceği için nihayet derece önemlidir. Bu hayallerin gerçekçi hayaller olmasına dikkat etmek gerekmektedir.“

‘HASTANE DIŞI GEZİLER OLMALI’

Hastane dışı gezilerin hasta çocuğun motivasyonu artırdığını ifade eden Öztekin, uzun süreli yatışlarda çocuğun belirgin aralıklarla sık sık evine izinli olarak gönderilmesinin çocuğun tedavi motivasyonu ve psikolojisi için bir hayli önemli olduğunu açıkladı . Ev dışı gezi programlarının da mümkün olduğu ölçüde düzenlenmesi gerekmekde olduğunu öneren Öztekin, çocuğa maske takma zaruriyetinin de bilinçli bir biçimde anlatılması gerektiği aktardı. 

‘LÖSEMİ NEDİR?’ 

Halk arasında ‘kan kanseri’ diye bilinen hastalık çoğunlukla kemik iliğinden kaynaklanır. Bir bir hücrenin kanserleşmesi, daha akabinde bu hücrenin bölünerek çoğalıp, evvel kemik iliği, daha akabinde tüm organları istila etmesi durumu söz konusudur. 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.