Maliye Bakanı Ağbal: (3)

Maliye Bakanı Ağbal: (3)
"Bütçenin iki yakası bir arada olacak. İki yakası bir arada olursa o zaman maktu vergiyi de artırmayız, başka vergileri de artırmayız"- "(Damga vergisi) Biz 'kaç nüsha yaparsan her nüshadan ayrıca vergi alırız' diyoruz. Biraz orada ölçü kaçmış gözüküyor.

ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, bütçenin iki yakasının bir arada olması gerektiğini belirterek, "İki yakası bir arada olursa o zaman maktu vergiyi de artırmayız, başka vergileri de artırmayız" dedi.

Ekonomi Muhabirleri Derneğinde (EMD) gazetecilerle bir araya gelen Ağbal, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.

Vergi uzlaşmalarına dair bir soru üzerine Ağbal, uzlaşma yönteminin Türkiye'de yıllardır uygulandığını söyledi.

Uzlaşma müessesesiyle, vatandaş ile İdare arasındaki hukuki uyuşmazlıkların yargı yoluna gitmeden hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasının amaçlandığını ifade eden Ağbal, bakanlık bürokratlarının devletin hakkını korumak konusunda son derece hassas davrandıklarını dile getirdi.

- "Vergi alınmamışsa hukuki olarak tahlili yapılmıştır"

Vergi uzlaşmaları konusunda, bazı örnek isim ve olaylar üzerinden önyargılı bir şekilde yaklaşılmasını kabul etmediklerine işaret eden Ağbal, şöyle devam etti:

"Vergi mahremiyeti diye bir müessese var. İdare istese de mükellefle ilgili bir bilgiyi açıklayamaz. Çok doğru bir ilke, asla taviz vermemek lazım. Ama eğer bir konuda bir indirim yapılmışsa bir şekilde vergi alınmamışsa mutlaka onun hukuki olarak tahlili yapılmıştır. Kişiye bağlı değil, olaya bağlıdır. Bu arkadaşlarımız doğru bir yorum yaptığına inanıyordur. Her zaman söylerim, hukuk ve hak konusunda, bu arkadaşlarımız son derece özenle seçilmiştir. Onun için uzlaşmada ölçü kaçtı mı kaçmadı. Her şey normal bir şekilde gidiyor."

Devletin bir kuruşunu bile "uzlaşma müessesi üzerinden almama" gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirten Ağbal, "Vergiyi de alacağız, cezayı da alacağız ama birtakım olayları söylemekle, ortaya birtakım iddiaları atmakla bu işler olmuyor. Varsa bir iddianız, deliliniz ortaya koyarsınız. Burası hukuk devleti. Onun gereği de yapılır" diye konuştu.

- "Gri alanlar ihtilaflar meydana getirebiliyor"

Bir başka soruya yanıt verirken Ağbal, Vergi Usul Kanununa göre bir mükellefin kanunda bir açıklık görürse İdareye görüş sorduğunu anımsattı.

İdarenin de vatandaşa anılan konuyla ilgili "vergi var veya yoktur" diye yanıt verdiğini ifade eden Ağbal, "Bütün bunlara rağmen hem İdare hem de mükellef bir şeyleri öngöremeyebiliyor. Dolayısıyla bu gri alanlar ihtilaflar meydana getirebiliyor. Bu noktada da benim kanaatim şudur: Mevzuatın belirsiz olduğu yerde vatandaşın hakkı devletin hakkından daha fazladır. Niye? Devlet olarak bizim yükümlülüğümüz en belirgin şekilde mevzuatı yapmaktır" değerlendirmesinde bulundu.

- "Bankacılık rasyosu konusunda hassasiyet var"

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) yetkilileri ile dün bir görüşme yaptığı hatırlatılarak, sermaye yeterlilik rasyolarının görüşmede gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine Ağbal, uluslararası rasyolar açısından bakıldığında Türkiye'nin çok iyi bir noktada olduğunu söyledi.

Ağbal, rasyoların bozulmaması konusunda titiz davrandıklarını anlatarak, bankacılarda da aynı hassasiyetin bulunduğunu kaydetti. Ağbal, "Bankacılık otoritesinin, hükümeti özellikle bankacılık sisteminin sağlam rasyolar üzerinde devamı konusunda hassasiyeti var" ifadesini kullandı.

Ağbal, rasyonun kendileri için en önemli gösterge olmasına karşın, kredi, mevduat yapısının sağlıklı olup olmadığına da baktıklarına işaret etti.

- "Bütçenin iki yakası bir arada olacak"

Bir başka soru üzerine Ağbal, petrol fiyatlarının düşmesinin Türkiye adına sevindirici olduğunu dile getirdi. Buna karşın akaryakıt ürünlerinden maktu vergi alındığını anımsatan Ağbal, söz konusu vergi oranlarını 2012 yılının eylül ayından bu yana değiştirmediklerinin altını çizdi.

Anılan dönemde efektif olarak bakıldığında akaryakıt üzerindeki maktu vergiyi, enflasyon karşısındaki değeri açısından bakıldığında aşağı çektiklerini belirten Ağbal, "Burada dolaysız vergilerin artırılması konusu, oran artışı suretiyle yapacağımız bir şey değil. Dolaysız vergileri artıracaksak kayıt dışı ekonomiyle daha etkin mücadele edeceğiz, kayıtlı ekonomiyi teşvik edeceğiz. Kayıt dışı ekonomik faaliyetleri kavramak için bankacılık sistemini daha fazla kullanacağız" şeklinde konuştu.

Bir imkan ürettikleri takdirde dolaylı vergiler noktasında her zaman indirim yaptıklarını vurgulayan Ağbal, "Ama sadece ve sadece maktu vergiyi 'şu gelişme nedeniyle aşağı çekin' derseniz bunu çok doğru bulmayız. Bütçenin iki yakası bir arada olacak. İki yakası bir arada olursa o zaman maktu vergiyi de artırmayız, başka vergileri de artırmayız" değerlendirmesinde bulundu.

- "Damga Vergisi konusunda hazırlıklarımız var"

Damga Vergisi konusuna da değinen Ağbal, bu verginin kaldırılmasının gerçekçi olmadığını kaydetti. Bu verginin önemli bir gelir kaynağı olduğunun altını çizen Ağbal, "Yatırımı, üretimi olumsuz manada etkileyen, kayıtlılığa engel olan veya vergi yükünün aşırı bir noktaya geldiği Damga Vergisi uygulamalarını gözden geçirelim ve bunları peyderpey kaldıralım. Özel sektörden de bu anlamda güzel öneriler geldi. Bizim de yaptığımız hazırlıklar var. Yakında bu konunun da içinde olduğu vergi kanunlarına ilişkin değişiklik tasarısını da hükümete sunacağız" dedi.

Damga Vergisi konusunda en fazla sözleşmelerin gündeme geldiğini belirten Ağbal, "Biz 'kaç nüsha yaparsan her nüshadan ayrıca vergi alırız' diyoruz. Biraz orada ölçü kaçmış gözüküyor. Onu düzelteceğiz" diye konuştu. Ağbal, bu konuda bütün sektörlerle istişare halinde olduklarını dile getirdi.

- "Rehberlik edici bir denetim perspektifini benimsemeliyiz"

Vergi denetimi konusunda ağırlık verecekleri sektörler bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Ağbal, Vergi Denetim Kurulu bünyesinde Risk Analiz Merkezinin faaliyet gösterdiğini hatırlattı. Bu merkez çalışanlarının incelenmesi gereken sektörler listesi çıkardıklarını ifade eden Ağbal, hazırlanan programın henüz kendisine ulaşmadığını bildirdi.

"Üretime, yatırıma, sanayiye ilişkin konularda daha rehberlik edici bir denetim perspektifini benimsememiz lazım" diyen Ağbal, üretimi ve yatırımı baltalayacak bir denetim perspektifinin benimsenmemesi gerektiğini vurguladı.

- Taşeron işçilerin durumu

Kamuda asıl işlerde çalışan taşeron işçilerin kadroya alınması konusundaki soruyu da yanıtlayan Ağbal, Bakanlık olarak konuyla ilgili çalışmaları belli bir noktaya getirdiklerini söyledi.

Önerilerini Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK) ile paylaşacaklarını anlatan Ağbal, "Bakanlarımıza önerilerimizi sunacağız. Oradan da bir karar çıkacak. O kararları daha sonra Bakanlar Kuruluna götüreceğiz. Bakanlar Kuruluna sunduğumuz öneriler kabul görürse geçiş düzenlemesi ile ilgili yasa taslağını Meclis'e sevk edeceğiz" diye konuştu. Bu konuda bir personel sayısı hedeflerinin bulunmadığını vurgulayan Ağbal, AK Parti'nin seçim beyannamesinde ifade edildiği gibi bir kişi asıl iş sayılan bir işte çalışıyorsa söz konusu kişilerin kamuya geçişi için yasal düzenleme yapacaklarını belirtti.

Ağbal, bu noktada en fazla sayıda çalışan barındıran kurumların Sağlık Bakanlığı, ulaştırma sektörü, üniversiteler, üretim yapan KİT'ler ve diğer kamu idareleri olduğunu kaydetti.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.