Ukrayna’yı gördüler ama Suriye’yi görmediler! Mazlumun dini, saç, göz rengi olmaz!

Suriye’deki insanlık dramı 12. yılına girerken batı, Ukrayna savaşında Rusya'ya karşı aldığı tutumu Suriye'de Esed rejimi ve destekçilerine karşı sergileyemedi. Suriye rejimi iktidarda kalabilmek için sivillere karşı her türlü silahı kullanarak katliam üzerine katliam yaptı.

Batı dünyasının Suriye’de yaşanan zulme kör ve sağır kaldığını, Ukrayna’da aynı şeyin yaşanmadığını söyleyen İHH İnsani Yardım Vakfı Konya Şube Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Uysal, “Esed 100’er 100’er insan öldürürken, sinek öldürürmüşçesine bir tavır takındılar. Batı dünyası mavi gözlü, sarı saçlı insanların ölmemesi gerektiği gibi insanlık dışı tanımlamalarla Ukrayna’yı gördüler ama Suriye’yi görmediler” dedi.

Suriye'deki iç savaş 11'inci yılını tamamladı. Uluslararası toplumdan yeterince baskı görmeyen Rusya ve İran destekli Beşşar Esed rejimi, işlediği savaş suçlarından yargılanmazken, yıllardır da siyasi çözüme yanaşmıyor. Ülkenin güneyindeki Dera ilinde 15 Mart 2011'de bir grup ilkokul öğrencisinin okul duvarına rejimin lideri Beşşar Esed'i kastederek "Ey doktor şimdi sıra sana geldi" yazmasıyla başlayan halk ayaklanmasının üzerinden 11 yıl geçti. Esed ailesi ve yakın çevresinin baskısı ve yolsuzluklarına karşı reform talebiyle sokaklara dökülen binlerce kişinin sayısı kısa sürede katlanırken, gösteriler ülkenin diğer illerine de sıçradı. O dönem barışçıl gösterilerle iktidarın değişmesini isteyen sivilleri "terörist" ilan eden Esed rejimi, gösterileri bastırmak için askerlerini ve güvenlik güçlerini harekete geçirdi. Rejimin bu hamlesi barışçıl halk gösterilerinin iç savaşa dönüşmesine yol açtı. Esed rejimi güçleri ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adı altında toplanan askeri muhalif gruplar arasında 2012'den itibaren silahlı çatışmalar başladı. 2012'nin sonunda iktidardan düşmesi an meselesi görülen Esed'in yardımına İran ve Lübnan Hizbullah'ı yetişti. Rejim 2013 baharından itibaren muhaliflere karşı denge kurmaya başladı. Rusya'nın Eylül 2015'in sonunda savaşa katılmasıyla iç savaşın seyri rejimin lehine çevrildi. Böylece rejim kaybettiği toprakların büyük bir kısmına yoğun saldırılar ve ablukalar yoluyla tekrar hakim oldu. Batı, Ukrayna savaşında Rusya'ya karşı aldığı tutumu Suriye'de Esed rejimi ve destekçilerine karşı sergileyemezken, rejim iktidarda kalabilmek için sivillere karşı her türlü silahı kullandı.

MİLYONLARCA SİVİL YERİNDEN EDİLDİ

Birleşmiş Milletler (BM) yetkililerinin, kimyasal silah kullanma, halkı açlığa sürükleme, tehcir, ablukaya alma, keyfi tutuklama ve işkence gibi savaş suçlarının işlendiğine dikkati çektiği iç savaşta, yüz binlerce sivil yaşamını yitirdi. İç savaş öncesi nüfusu 22-23 milyon civarında olduğu tahmin edilen ülkede 6,6 milyon Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Bu kişilerin 3,5 milyonundan fazlası Türkiye'ye sığındı. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisine (OCHA) göre, 6,7 milyon kişi ülke içinde yerinden edilirken, Suriye'de en az 14 milyon sivil insani yardımlara muhtaç hale geldi.

217 KEZ KİMYASAL SALDIRI DÜZENLEDİ

BM'nin 24 Eylül 2021'de, Suriye iç savaşında ölümleri teyit edilenlerin sayısının yaklaşık 350 bin, gerçek rakamın ise bunun çok üzerinde olduğunu belirten açıklaması, Suriye'deki iç savaşın en ağır bedelini sivillerin ödediğini bir kez daha ortaya koydu. Esed rejiminin keyfi olarak alıkoyduğu yüz binlerce kişiden en az 14 bin 449'unu işkence ederek öldürdüğü kaydedildi. Muhalif kaynaklara göre, Esed rejimi güçleri yaklaşık 400 bin kişiyi halen alıkoyuyor. İç savaşta sağlık tesisleri az 869 kez çatışan taraflarca hedef alınırken en az 869 sağlık çalışanının öldü. İç savaşta 1419'u Esed rejimi ve Rusya tarafından olmak üzere en az 1597 okul saldırılara maruz kaldı. Esed rejimi, iç savaşın başlamasının ardından muhaliflerin kontrolündeki yerleşimlere 217 kez kimyasal silah saldırısı düzenledi. Halen milyonlar Suriyeli ülkenin farklı bölgelerinde ve sınır hatlarında çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor.

İHH KONYA ŞUBE BAŞKANI DR. HASAN HÜSEYİN UYSAL:

‘MAZLUMUN DİNİ, SAÇ, GÖZ RENGİ OLMAZ’

İç savaşın çıktığı ilk günden bu yana bölgedeki mağdur insanların imdadına koştuklarını ifade eden İHH İnsani Yardım Vakfı Konya Şube Başkanı Dr. Hasan Hüseyin Uysal, “İslam dünyasında yardım alanında bir emsali daha olmayan bir vakıfız. Dara düşmüş, afete uğramış, savaş mağduru olmuş kişilere insani yardım ulaştırırken, aynı zamanda onların durumlarının iyileştirilmesi için insani diplomasi yapan, esirleri kurtarmaya çalışan, esir takası konularına aracılık eden, afette kalmış insanların aranması, kurtarılması faaliyetlerini yapan bütüncül bir teşkilatız” dedi.

‘TOPLAM 20 BİN TIR YARDIM GÖNDERDİK’

Suriye’de iç savaşın ilk başından bu yana mazlum insanların yanında yer aldıklarını söyleyen Başkan Uysal, “Ülkemize mülteci olarak gelen insanlara da elimizden gelen her türlü yardımı yaptık. Bu zamana kadar teşkilatımız tarafından Suriye’deki yardıma muhtaç insanlara yaptığımız yardım 20 bin tırı geçmiş durumda. Sadece Konya teşkilatı olarak 2020-2021 yıllarında toplam 473 tır gönderdik. İHH olarak o bölgelerde de güzel bir olaya öncü olduk. Çadır kentlerden piriket evlere dönüş hareketi başlattık. Hamdolsun 2019’da genel başkanımızın bölge ziyaretlerinde insanların çadırlarda rahat bir yaşam sürmediğini gözlemlemesi üzerine çatısı brandadan da olsa acilen piriketten duvarları olan çadır büyüklüğünde bir mekanın oluşturulması, çadırların piriket evlere dönüştürülmesi talimatını verdi. Biz derhal bu kampanyaya başladık ve bizden 25 gün sonra Allah razı olsun Cumhurbaşkanımız da resmi ve yarı resmi kuruluşlara bu talimatı verdi” diye konuştu.

‘İHTİYAÇ SAHİBİ NEREDEYSE BİZ ORADAYIZ’

Suriye’de yaşanan zulmü, yapılanları dünyaya ellerinden geldikçe anlatmaya çalıştıklarını aktaran Uysal şu şekilde konuştu: “Medyanın çoğu batının elinde olması münasebetiyle batılılarında İslam dünyasına ve batılı olmayanlara kör ve sağır olması neticesinde bütün gayretlerimiz batı dünyasında çok az bir karşılık buldu. Adeta o bölgelerde Esed 100’er 100’er insan öldürürken, sinek öldürürmüşçesine bir tavır takındılar. Şimdi ise son günlerde acı olarak son 20 gündür Ukrayna’da dram yaşanıyor. Ukrayna’da da aynı katil unsurlar batılı bir toprağa saldırdı ve Suriye’deki kadar ölüm yaşanmadığı, göçler yaşanmadığı halde batı orayı ayyuka çıkardı. Mavi gözlü, sarı saçlı insanların insan olduğu, bunların Ortadoğu insanı olmadığı için ölmemesi gerektiği gibi insanlık dışı tanımlamalarla Ukrayna’yı gördüler ama Suriye’yi görmediler. Biz ümmet olarak ırkçılıktan uzak bir yaklaşımla nerede mazlum varsa biz oradayız. Bu düşünceyle Ukrayna konusunda da İHH kendi imkanlarıyla en erken zamanda orada olduk. Biz mazlumun dinine, göz, saç rengine, oturduğu bölgeye bakmayız. Nerede savaş, afet, acı varsa elimizden geldiğince biz oradayız. Bu bizim inancımızın, bulunduğumuz dinin gereği.” (Mehmet Günnar)