“Mevlana çağırdı; geldik

Sönmez Güzelderen’le yaptığımız röportajda eğitimin, üretkenliğin, kendi ayakları üzerinde durmanın,  yaşlı, çocuk sevgisinin, siyasetin önemini uzun uzun konuştuk. AK Parti Konya Milletvekili Aday Adayı olan Sönmez Güzeldere ODTÜ İnşaat Mühendisliği ile başlayan üniversite günlerini, Konya’ya nasıl gönül verdiğini ayrıca seçildiği taktirde nasıl bir milletvekili olacağını da anlattı

Röportaj: Çiğdem Kurut

Özgeçmişinize baktığımız zaman çok yönlü bir Sönmez Güzelderen karşımıza çıkıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Aslında ben de pek çok Türk kadını gibiyim. Fırsatı yakaladığı zaman eğitime de, iş hayatına da, evine de katkı sağlayabilen, hep daha iyisi için uğraşan binlerce Türk kadınından biriyim. Eğitimcilik yaptım, vakıf işleri, dernek işleri. Tüm bunların tek bir amacı vardı, o da hizmet etmek. Hizmet etmenin, birilerine faydalı olmanın keyfini yaşayan zaten bunu bırakamaz.

Eğitim hayatınız da çok yönlü

Ticaret Meslek Lisesi mezunuydum.  Dershane yok, özel ders yok. Kendi birikimlerimizle girdik. Üniversite hayatım ODTÜ İnşaat Mühendisliği ile başladı.12 Eylül sonrası heryerde pek çok sıkıntı kol geziyordu.  O yıllarda babam ve çevremdeki pek çok kişi, “Bu kız inşaatta briket mi taşıyacak” dediler. Ailevi nedenlerden dolayı okulumu bırakmak zorunda kaldım. Kayıt da dondurmamıştım.  Ama iki oğlum da ODTÜ’yü bitirdi. İşletme fakültesini tamamlayıp Yıldız Teknik Üniversitesi’nde eğitim formasyonu aldım. Halkla ilişkiler alanında yüksek lisans yaptım.  Doktoramı da işletme anabilim dalı üzerine yaptım.

Yaşamınızın büyük bir bölümü ders çalışmakla geçmiş olmalı

Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı seven bir insanım. Boş duramam. Yeni bir şeyler öğrenmek, araştırmak bana keyif verir. 1987 yılından beri de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları Müdürlüğü görevini yürüttüm. 23 yaşında müdürlük yapan bir insanım. Türkiye Kalkınma Vakfı’nın kurucularından ve yöneticilerindenim. 8 yıl öğretmenlik yaptım. 1999 yılında SAKUD’u (Sivil Savunma Arama Kurtarma Derneği) kurduk. Hala da çalışmalarını sürdürüyor. Kütüphaneler kurmaya çalıştık.

Türkiye’nin pek çok yerinde görev aldınız. Konya’nın sizin açınızdan önemi ne?

Konya’ya gönül vermek farklı bir şey. Mevlana herkesi çektiği gibi bizi de çekip getiriyor. Aslen Konyalı değilim. Ama Konyalı olmak için Konya’da doğmak yetmiyor. Hz. Mevlana Konyalı değildi ama Konya’yı dünyaya tanıtabilen bir isim. Demek ki gönül vermek çok önemli. 1978-79 yıllarında rahmetli eşim Konya’da Anadolu ve Zafer Sanayii’nin müteahhitliğini ve taşeronluğunu yapmış.  2004’te İstanbul’dayken tayinimiz Konya’ya çıktı. Eşim o zaman dedi ki, “25 yıl aradan sonra Mevlana tekrar çağırıyor. Gideceğiz”  Konya’ya geri geldik. İyi ki de geldik.

Neden milletvekili adayısınız

Siyasetle bir tık ileri gideyim düşüncem yok. 1991-92 yıllarında Özal döneminde İstanbul Gaziosmanpaşa’da kadın kolları ve ilçe başkanlığı yapmıştım. Ama orada kaldı. Onun dışında siyasetle uğraşmadım. Hizmet dışında beklentim yok. 16 Türk devleti yıkıldı ama tüm dünyaya hükmeden bir Osmanlı İmparatorluğu çıktı. Şu anda da Türkiye’nin ekonomisinin güçlenmesi, gençlerinin güçlenmesi, siyasi gücünün oluşması yine birçok şer odaklarının sinirlerini bozuyor. Bizim daha güçlü olmamız gerekiyor. Elimizi değil, başımızı taşın altına koyup güçlü bir duruşla orada durmamız lazım. Ben de bu yönden talip oldum. Hizmet etmek istiyorum. 2009’dan sonra daha çok istedim. AK Parti’nin, yöneticilerinin güçlü duruşu, tüm parçaları kucaklayan merkez partisi olması, ayrıştırıcı, bölücü olmaması, tüm vatandaşlarına değer veriyor olması benim AK Parti’yi tercih etmemdeki en önemli etkendi.

Nasıl bir milletvekili olacaksınız

Ülke sevdalısı olmak lazım. Halka yaptığınız hizmetin Hak’ka gittiğini bilmeniz lazım.  Bana hizmet edilsin diye değil,  hizmet edeyim diye varım. İnsanı sevmek önemli. Konya için projelerim var. Konya’nın çok daha güçlü olması lazım. 11 değil 14 vekil çıksın, Konya ihya olsun. İlçelerimizin de güçlü durması lazım. Ladik halıları gün yüzüne çıksın. Seydişehir iç, dış turizmle kalkınsın. Beyşehir’de balıkçılık gelişsin. Taşkent gelişsin. Yalıhüyük’te balıkçılık yapılsın. Bir yerin gelişmesi için sadece oranın değil çevresi de gelişmesi lazım . Konya’nın her ilçesi ayrı bir güzel. Ben de bu güzellikleri nasıl değerlendirelim diye kafa yormak istiyorum.