MHP TBMM Grup Toplantısı

MHP TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Bahçeli: (1)- "Terörizm altın çağını yaşamaktadır. Terör örgütleri küresel bölünme projelerinin icrası amacıyla kiralanmış, silahlandırılmış, kışkırtılmıştır"- "Bir yanda teröristlerin eline silah tutuşturup diğer yanda bundan şikayet etmek,

TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörizmin altın çağını yaşadığını belirterek, “Terör örgütleri küresel bölünme projelerinin icrası amacıyla kiralanmış, silahlandırılmış, kışkırtılmıştır." dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmanın büyük bölümünü terör konusuna ayırdı.

Türkiye’nin, siyasi bölücülük ve silahlı terörün yoğun saldırısı altında olduğunu ve gelişmelerin çok tehlikeli boyutlara ulaştığını vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi:

“Terörizm altın çağını yaşamaktadır. İnsani ve vicdani değerler, oldukça zor bir sınavdan geçmektedir. Şiddet ve vahşet yerel ve bölgesel düzeyde kalmamış, aynı zamanda küreselleşmiştir. Canlı bombalar kıtalar aşmaktadır. Dünya üzerinde terörden yalıtılmış bölge, terörden bağımsız alan, terörle tanışmamış bir ülke hemen hemen kalmamıştır. Barbarlık her yerde, her zeminde, her coğrafyada sivrilmektedir.

Asimetrik tehditler güvenlik duvarlarını yıkmakta, huzur beklentilerini boşa çıkarmaktadır. Terör örgütleri arasında ayrım yapmak, seninkisi iyi, benimkisi kötü tasnifine gitmek yaşadığımız buhranlı süreci azdırmış, alevlendirmiştir.

Terörün siyasi bir araç olarak kullanımı, teröristin hak arayan özgürlük savaşçısı olarak takdim ve servisi ters tepmekle kalmamış, böylesi bir ilkelliğe ortak olan ülkeleri de vurmuştur.

Cizre’de kurşun sıkan katiller düne kadar Paris’te ağırlanmıştır. Sur’da hendek kazıp bomba döşeyen alçaklar geçmişte Berlin’de pışpışlanmış, Londra’da kucaklanmış, Brüksel’de ödüllendirilmiştir. Nusaybin’de, İdil’de, Yüksekova’da, Silopi’de varlığımıza ve birliğimize kast eden fitne yuvaları Moskova’da ilgi görmüş, Washington’da övülmüştür. Terör örgütleri küresel bölünme projelerinin icrası amacıyla kiralanmış, silahlandırılmış, kışkırtılmıştır.”

- "Acının kimliği yok"

Acının kimliği, feryadın rengi, gözyaşının cinsiyeti, zulmün ırkı olmadığının altını çizen Bahçeli, bombanın, kurşunun, kısaca kanlı emellerin adres gözetmediği, ülke ve millet ayırmadığının artık bütün çıplaklığıyla ortada bulunduğuna işaret eden Bahçeli, “Nitekim terörizm bugün tüm insanlığa doğrultulmuş korkunç bir silahtır.” dedi.

“Terörizmi durumu kurtarmak adına lanetlemek de artık faydasızdır.” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

“Bir yanda teröristlerin eline silah tutuşturup diğer yanda bundan şikayet etmek, bir yanda terörizmi her seviyede teşvik edip diğer yanda kınama ve taziye mesajları yayınlamak hem riyakârlık hem de arsızlıktır. Bu riyakârlık ve arsızlık sonucudur ki terör örgütleri bölgesel ve küresel ölçekte ayakta kalmış, kan akıtmış, ölüm saçmıştır.

Dost ve müttefik görünüp Türkiye düşmanı PYD’yle sarmaş dolaş olan; üstelik IŞİD’in yeşermesinde ve palazlanmasında çok günahı bulunan malum devletlerden hiçbiri de medeni ve insani görülemeyecektir.”

- "Türkiye terörden en çok çeken ülke"

Bahçeli, Türkiye’nin terörizmden en çok çeken, teröre en çok bedel ödeyen ülke olduğunu vurguladı.

Bu gerçeğin kabulünün insanlık namusu adına şart olduğunu belirten Bahçeli, Türkiye terörizmle boğuşurken buna duyarsız kalan, uzaktan seyreden, hatta içten içe sevinen ve katilleri tahrik eden ülkelerin de belirli aralıklarla terör saldırılarıyla irkilip, paniklediğinin altını çizdi.

Brüksel’de 22 Mart’ta yaşanan terör saldırısını anımsatan Bahçeli, canlı bombaların Avrupa’nın kalbinde patladığını ve bu terör saldırısını nefretle kınadığını söyledi.

“Öldürmeyi, yok etmeyi, katliam yapmayı meslek edinmiş canavarlar; kimi zaman New York ve Boston’da, kimi zaman Paris ve Madrid’de, kimi zaman da Tokyo ve Londra’da ortaya çıkmaktadır. Bu beşeriyet defoları, bu insan müsveddeleri şeytani planların, kaos projelerinin tetikçisi ve piyonları olarak arka arkaya cinayet işlemektedir" ifadelerini kullanan Bahçeli, şunları söyledi:

"Brüksel’de patlayan bombalara tepki gösterip, Ankara ve İstanbul’daki caniliklere suskun kalmak; Paris’teki terör saldırılarına karşı kıyameti kopartıp Şırnak, Diyarbakır, Mardin, Suruç, Şam, Bağdat ve daha nice şehirlerdeki faciaları görmezden gelmek affedilmez bir çifte standarttır.

Hans için ağlayanlar, John için üzülenler; sıra Ahmet’e, Mehmed’e, Muhammed’e gelince tam bir çelişki yumağına dönüşmektedir. Maalesef Batı bu kayıtsızlığın içine çoktan yuvarlanmıştır.”

Bahçeli, Pakistan’ın Lahor, Yemen’in Aden ve Irak’ın İskenderiye ve Tazehurmatu’daki terör saldırılarına Batının duyarsız kalmasını da eleştiren Bahçeli, “Peki, Pakistan’ı konuşan var mıdır? Irak ve Suriye’deki dramı, Türkiye’deki dehşet sahnelerini mesele eden görülmekte midir? Bu insanlık vicdanı nerededir? Bugün terörizme karşı müşterek bir irade gösterilmeyecekse, ne zaman, hangi şartlarda gösterilecektir?” diye sordu.

Türk ve Müslüman coğrafyasında terör olayları olurken, batılı ülkelerinin devlet veya hükümet başkanlarının bir şey yapmadığını anlatan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

“Bunların mantığına göre, ölen Müslümansa kaygılanmak anlamsızdır. Hele ki öldürülen Türk ise sızlanmak gereksiz ve zaman kaybıdır. Nasılsa amaçlanan budur. Fakat terör bumerang gibi dönüp sahibini vurduğu zaman batı ayağa kalkmaktadır. Brüksel’de, PKK’lılar sözde taziye çadırı kurarken hiç rahatsız olmayanların, yine bu terör örgütüyle akraba olan cinayet örgütlerinin kendilerine dokunması karşısında isyan etmeleri inandırıcı değildir.

Terör her yerde terördür. Terörün dini, milliyeti, yöresi ve ülkesi yoktur. Terörist eylemler utanç verici, aşağıların da aşağısı bir saldırganlık örneğidir. İnsanın hayat ve varlık haklarına yönelik eylemler bir katliamdır, insanlık suçu ve ayıbıdır. Hiçbir gerekçe ve hedef, sivil ve masum insanların hunharca öldürülmesini haklı ve meşru kılamayacaktır.”

-“2001’de söyledim”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörle mücadele konusunu ilk kez 17 Eylül 2001 tarihli Meclis Grup konuşmasında dile getirdiğini anımsattı.

Terörle mücadele için uluslararası işbirliğinin şart olduğunu vurgulayan Bahçeli, en kısa zamanda Birleşmiş Milletler'in öncülüğünde bir "Uluslararası Terörizmle Mücadele Konferansı"nın toplanmasını, kavramlar ve yöntemler üzerinde uzlaşmanın temin edilmesini istediğini o tarihte söylediğini aktardı.

Bahçeli, teröristlerin, ağır cezalarla tecrit edilerek mahkum edilmesini isteyerek, “İdam cezasının, ülkelerin ceza sistemlerinden bütün adi suçlar için çıkarılsa bile, terör suçları için yer alması sağlanmalıdır.” görüşünü savundu.

- “Ülkemize bomba ve silahlar dolduruldu”

“Üzülerek takip ediyoruz ki Doğu ve Güneydoğu fiilen işgal edilmiş gibidir. Ülkemize bomba ve silahlar doldurulmuştur” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

“Teröristler şehirlere hendekler kazarak mevzilenmiş, pusularını kurmuş, adeta savaşa hazırlık yapmışlardır. Türk vatanı birçok badire atlatmıştır. Türk milleti nice karanlık tuzaklardan sağ salim çıkmayı başarmıştır. Ancak bugünkü gibisi ne görülmüş, ne de duyulmuştur.

Türkiye’nin her köşesine bomba yığılırken valiler makamlarından çıkmamış, devlet ricali ortalıkta görülmemiştir. PKK’lılar şehirlerimize doluşurken ne müdahale eden, ne de engel olan çıkmıştır. Sorumluluk sahiplerinin 'çözüm süreci içerisinde valilerimiz verdiğimiz talimat doğrultusunda şu andaki gibi operasyonlara girmiyorlardı' sözleri aslında itirafnamedir.”

Terör örgütü PKK’ya yönelik olası operasyonların engellendiğini öne süren Bahçeli, şöyle konuştu:

“Bölücü odakları ima ve işaret ederek, valilere, üzerlerine gitmeyin diye talimat ve tembihte bulunmak hangi akla hizmettir? Bu nasıl bir sorumluluk bilincidir? Dün üzerine gidilememesi istenen caniler, bugün Türkiye’nin üzerine gelmektedir. Dün aman sıkıştırmayın, mümkünse görmezden gelin diyerek kollanan eli kanlı teröristler, bugün Türkiye’yi dört bir koldan sarmaktadır.

EMASYA Protokolü’nün kaldırılmasından sonra, İl İdaresi Kanunu’na göre valinin talep ve talimatı olmadan askeri operasyonların yapılamayacağı bilinen bir gerçektir. Ve ne yazıktır ki, PKK, AKP’nin müşahitliği, müsamahası ve sağladığı eşsiz kolaylıklarla çözüm sürecini bomba, hendek, saldırı sürecine tahkim etmiştir.

Gelen her şehidin vebali geçmişteki ağır ihmallerin neticesidir. Yaşanan her bombalı saldırı, dökülen her gözyaşı, yaşanan her felaket üç maymunu oynayan hükümetin ve devlet görevlilerin eseridir.”

Bahçeli, tonlarca bombanın Türkiye’ye ne ara sokulduğunu sorarak şunları kaydetti:

“Devletle hesaplaşıyoruz sözleriyle hafızalara mıh gibi kazınan yıkımdan sorumlu eski başbakan yardımcısı şimdi mutlu mudur?

PKK’nın tezlerini bölge bölge gezerek anlatan, kendilerine akil denilmesinden gurur duyan, fakat akılsızlıktan milli vicdanda mimlenen 63’lükler, bu bombalara, silahlara, kurşunlara ne diyecektir? Bunlar niçin konuşmazlar, hadi geçtik sevincimize ortak olmalarını da, neden acılarımızı paylaşmazlar? Bu zevatın rahmetle andığımız yüzlerce şehidimize bir kez olsun ciğerlerinin yandığına ve minnet duyduklarına şahit olunmuş mudur?” Mesela 24 Mart’ta şehit düşen Bayburtlu Jandarma Üstçavuş Halil Türkoğlu, Kahramanmaraş Andırınlı Astsubay Çavuş Mustafa Gökçeli, Mersin Tarsuslu Jandarma Uzman Onbaşı Sabri Acem, özgürlük şaklabanları, insan hakkı azmanları için ne ifade etmektedir?

Bu kahramanlarımız belki akil olmadı, ama milli aklın, milli ahlakın zirvesine hak ederek çıktıkları kesindir. Bu yüz aklarımız belki saraylar görmedi, belki de refah ve rahat bulamadı; ama emin olun, hepsi dünya durdukça şükran ve Fatihalarla hatırlanacaklardır.”

Bahçeli, “(Çözüm sürecini silah stoklama süreci olarak değerlendiler. Çok ciddi bir silah stoklaması yaptılar) demek kimseyi kurtarmaz, milli öfkeden korumaz.” dedi.

- "Türkiye karar eşiğinde "

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Türkiye’nin, hem silahlı terörle hem de etnik bölücülükle mücadelede artık karar eşiğinde olduğunu söyledi.

“Ya bu ihanet ve melanet odakları Türkiye’nin ortak değerlerini savunma azim ve iradesini kırarak ülkeyi kanlı bir bölünme ve iç çatışma sürecine sokacaktır ya da Türkiye Cumhuriyeti devleti tüm imkânlarıyla bu saldırılara gereken cevabı vererek bu hıyanetin belini kıracaktır” ifadesini kullanan Bahçeli, “Bir varlık ve beka sorunuyla karşı karşıya bulunan ülkemizde herkes yerini, yönünü ve safını artık açık bir şekilde belirlemek zorundadır. Türkiye’nin kör bir uçurumun kenarına sürüklendiği bu noktada, artık nabza göre şerbet verecek, çağdaşlaşma ve demokratikleşme gibi sloganlarla etnik bölücülüğü cesaretlendirecek her söylem işbirlikçiliktir.” değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.