Milli sağduyuda uyanık olmalıyız...

Sadece Türkiye’de yaşayan 80 milyonla değil, yurt dışında bulunan milyonlarca duyarlı vatandaşımızla birlikte yaşanan iğrenç kalkışmanın şokunu meydanlardaki cadde ve sokaklardaki demokrasi nöbet ile atmaya çalışıyoruz.

Allah’a şükürler olsun ki Konya olarak da bu işte yüzde yüz başarılıyız.

Aman “maşallah” diyelim ve mahcup olmayalım diye de bol bol dua edelim.

O korkunç gecenin ardından şehir olarak verdiğimiz bu büyük anlamlı tepkiyi yaşarken, hep bir büyüğümüzün dediği cümle aklıma geliyordu.

Hani bu köşemizde hep Konyalılar olarak rahatımıza olan düşkünlüğümüzden, galesizliğimizden dert yanar dururuz ya. Hatta zaman zaman da kızar öfkeleniriz ya.

İşte ya bu baharın sonu ya da yazın başı idi. Diğer alçakların Doğu'daki sözüm ona hendek çukur mücadelesini konuşurken biz yine hop oturup hop kalkıyorduk. Büyüğümüz “Uğur abi yanlış düşünüyoruz. Tamam Konyalı rahattır geniştir ama iş vatan ezan bayrak meselesi olursa önce Konyalı koşar. O zamanda kimse Konyalıyı tutamaz” demişti.

Vallahi kaç gecedir bu muhteşem tabloyu gördükçe hep o söz aklıma geliyor.

Demek ki işe tepeden bakmak ve görmek bu olsa gerekti.

Konya bu sınavı başarı ile verirken bence en önemli konuyu da göz ardı etmemeliyiz. Toplulukların en acı ve öfkeli olduğu anlarda istenmeyen ve ardından da telafisi mümkün olmayan toplumsal felaketler yaşanabilir.

Konya olarak böylesine hassas noktada en ufak bir kıvılcıma dahi fırsat vermedi.

Sayın valimiz Canbolat yaptığı açıklamalarda özetle bir şeylerin altını ısrarla çizerken, “Hukukun üstünlüğü ve demokratik düzenin korunması konusunda milletimizin gösterdiği kararlı irade her türlü takdire şayandır. Ancak; hain paralel çetelerle mücadelemiz henüz bitmemiştir. Kamu görevlilerimizin ve vatandaşlarımızın uyanık olmasının, rehavete kapılmamasının, kamu düzenini bozmaya çalışan provakotörlere karşı da sağduyulu ve dikkatli hareket edilmesinin büyük önem arz ettiğini belirtmek istiyorum.” diyordu.

İşte işin özü bu olsa gerek. Haklı iken haksız duruma düşmemek için uyanık olacağız, rehavete kapılmayacağız, kışkırtıcı provakatörlere karşı dikkat edeceğiz veee hukukun üstünlüğünden demokratik düzenden asla taviz vermeyeceğiz.

Konya en zor günleri inanarak kenetlenerek ve hep dualarla aştı.

Valilikten Büyükşehir’e, Selçuklu Belediyesi’nden Meram’a, Karatay Belediyesi’nden Odalara kısaca üst akıl olarak şehrin üst düzey yöneticilerinin tek yumruk olması ile tek yumruğunda caddede kaldırımda sade vatandaş ile yan yana buluşması ile her şey mükemmel oldu.

MERAMLININ DERDİ BİTMEYECEK Mİ?

Biz yine yerel bir gazeteci olarak yerelimize dönelim. Bakın bir Meram’lı geçenlerde derdini bizimle nasıl paylaşıyordu;

“Meram Bağı sokak

Uğur Abi hayırlı günler,

Yazılarınızı her gün takip etmeye çalışıyorum. Şehrin problemlerine olan alakanız için teşekkür ediyoruz.

1985 yılından bu yana Ayabney Mahallesi Merambağı Sokak’ta oturmaktayız.

Yani Meram Ortaokulu’nun bulunduğu sokakta.

Şehrin büyümesi sonucunda son 10 yılda özellikle yaz aylarında Meram bölgesi orada oturanlar için çok sıkıntılı hale geldi.

Yaz aylarında hemşerilerimiz sıcaktan bunaldıkları için akşam evden çıkıp serinlemek amacıyla Meram’a geliyorlar ancak pek çok vatandaşımız araçlarını Şükrü Doruk ilkokulunun arsası otopark olmasına rağmen bizim oturduğumuz sokağa park ediyor.

Özellikle hafta sonları evimizin garaj kapısının ve giriş kapısının önü de dahil olmak üzere adım atılamayacak şekilde araç park edildiği için araç yoğunluğu oluyor. Bırakın kendi aracımızı park etmeyi evimize girmekte zorlanıyoruz.

Araçların park etmesinin yanında maalesef park eden araçlardan evin önüne atılan çöpler, kapımızın önünde bağırıp çağıran aşırı heyecanlı gençler, çöplerini, izmaritlerini evin önüne atanlar, yoğunlukta çizilen araçları için zilimize basıp bizden hesap soranlar, bize otoparkçı muamelesi yapanlar, garaj kapısının önünden aracını çekmesini istediğimizde pilav yiyip geleceğim diyenler, bizim arabamız buradan çıkmaz aracınızı çekin dediğimizde anahtarı ver ben çıkartıyım diyenler gibi... Anlayacağınız her akşam ayrı macera.

Vatandaşımızın sıcaktan bunaldığını, stres atması gerektiğini anlıyoruz ancak bu durumdan biz de aşırı derecede mağdur oluyoruz.

Serdar Kalaycı’nın Başkan olduğu dönemde şu an otopark olarak kullanılan okul arazisi panayır yeri yapıldığında kendisine otopark sıkıntısını facebook üzerinden ilettiğimizde bize trafik emniyetin sorunu diye cevap vermişti.

Bu problemin belediye tarafından çözülemeyeceğinin, olayın kendi insanımızda biteceğinin de farkındayız ancak sıkıntımızın da bilinmesini istiyoruz.

Vatandaşlarımızdan bazı kötü niyetli kişilerin bu adamlar zaten Meram’da oturuyor biraz da bu ... ler çeksin sıkıntıyı diye düşündüklerinin de farkındayız çünkü kulaklarımızla duyduk.

Akşam saatinde çektiğimiz için çok net olmayan fotoğraf gönderiyorum.

Saygılar.”