Mimarlık, hak ettiği değere ve saygınlığa erişmeli

Mimarlık mesleğinin temelinde insanın olduğunu ifade eden TMMOB Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı Mimar-Akademisyen Dr. Armağan Güleç Korumaz, “Cumhuriyet’imizin yeni yüzyılının bu yeni başlangıcında mimarlık mesleği hak ettiği değere ve saygınlığa erişmeli” dedi.

TMMOB Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı Mimar-Akademisyen Dr. Armağan Güleç Korumaz ve oda yönetim kurulu üyeleri, mesleğin sorunlarını anlatmak, bir yıllık oda çalışmalarını değerlendirmek ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamak amacıyla basın mensupları ile bir araya geldi.

No 15 Mimar Evi’nde düzenlenen programda konuşan Başkan Korumaz, “Mimarlar Odası Konya Şubesi olarak mesleğimizin temas ettiği her alanda var olmaya gayret ediyoruz. Şubat ayının başlarında göreve geldiğimiz 2022 yılında 18. Dönem Yönetim Kurulu olarak hızla çalışmaya başladık. Oda bünyesinde kurduğumuz komisyonlar yıllardır süregelen sorunlarımızın yerel ve ulusal bürokraside ilgili kişilere ulaştırılması ve çözümü noktasında yoğun emek sarf etti. Önceki dönemimizden miras kalan odamızın MEVKA destekli ilk yayını ‘Konya’nın 1950 Sonrası Çağdaş Yapıları’ kitabının lansmanından başlamak üzere mesleğimizin yer aldığı her alanda sosyal ve kültürel etkinliklerde üyelerimizle bir araya geldik. Bu dönem sizlerle sohbet etmek, ortak tecrübelerimizden faydalanmak için 15 günde bir pazartesi günleri Fikr-i Mimar buluşmalarını organize ettik. Bu sene beşincisi düzenlenen Konya Mimarlık Festivali 22’ bünyesinde, Kültür Park’ta, sektörde aktif firmalarımızın tanıtım stantlarıyla bizlere destek verdiği festival alanımızda üniversitelerimizin Mimarlık bölümleriyle iş birliği halinde atölyeler düzenledik. Kentlinin mimarlık ile buluştuğu festival alanımız oldukça ilgi gördü. Sosyal sorumluluk projesi kapsamında SOBE ile bir bağış kampanyasında paydaş olduk. Mimarlar Odası Konya Şubesi olarak yerel ve ulusal basında, kongre ve toplantılarda, kentimizin ve ülkemizin nitelikli ve sağlıklı yapılaşması hedefiyle yer almaya, söz söylemeye ve etkin rol almaya devam ettik” dedi.

SORUNLAR EL BİRLİĞİYLE ÇÖZÜLEBİLİR

‘Cumhuriyet’imizin yeni yüzyılının bu yeni başlangıcında mimarlık mesleği hak ettiği değere ve saygınlığa erişmelidir’ diyen Dr. Korumaz, “Temelinde insan olan ve yaşam alanlarımızın her birine dokunan ve tasarlayanlar olarak mimarlar bugün mesleki anlamda önemli sorunlarla mücadele içerisindedir. Bir kamu hizmeti olan mimarlığın bu temel sorunları yine kamu başta olmak üzere kamu kurumları, özel sektör, üniversiteler ve STK’lar gibi kurum ve kuruluşlarla ve el birliğiyle çözülebilir” diye konuştu.

TÜRKİYE MİMARLIK POLİTİKASI ÇOK ÖNEMLİ

Türkiye Mimarlık Politikası’nın çok önemli olduğunu, politikanın benimsenerek uygulamaya alınması gerektiğini de aktaran Başkan Korumaz, “Mimarlık politikası, meslek pratiği süreçlerinde sağlıklı arazi ve kaynak kullanımından, yapılarda sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin karşılanmasına kadar birçok ilkeyi barındırır. Ulusal gelirimizin önemli bir bölümü inşaat sektöründen, aktif işgücünün büyük bir bölümü de yine bu sektörde çalışanlardan oluşmaktadır. Bütüncül olarak bakıldığında yapı alanları ile birlikte yapı üretimi ülkenin temel kaynaklarındandır. Türkiye Mimarlık Politikası bağlamında, yapılı çevrenin sorunları ve geleceği için ortak çözüm arayışına yönelik olarak, kamu yönetimi güvencesinde, merkezî-yerel yönetim işbirliğiyle, kentlerin ve kentli kuruluşların, toplumun demokratik katılımını içeren eylem programları yürütülür ve bu programların kalıcı kurumsal yapılanmalara dönüştürülmesi hedeflenir. Yapı üretim mevzuatı Mimarlık Politikası çerçevesinde yürütülmelidir. Ülke çapında arazi kullanım planlaması, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyecek, çevresel zararları azaltacak ve doğal değerleri koruyacak bir doğrultuda sürdürülmelidir. Mimari tasarımda kalite ve denetim arttırılmalıdır. Kamu yapıları yarışma ile yapılmalıdır. Belirli yönetmelikler çerçevesinde yapılan Mimari tasarım yarışmaları, işverene tasarıma ilişkin farklı çözümleri görme, bunlar üzerinde çalışma ve ortaya çıkacak yapının kalitesini garanti altına alma olanağını verir. Mimarlık yarışmaları, jüri çalışmalarının da katkılarıyla yapı üretiminde yenilikleri, yeni fikirleri ve mimarlığın gelişimini destekler. Yarışmalar aynı zamanda, birer eğitim sürecidir ve mesleğe yeni atılan mimarlara da olanaklar sağlar” ifadelerini kullandı.

MİMARLIK EĞİTİM POLİTİKASI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Mimarlık eğitim politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini savunan Korumaz şu şekilde konuştu: “Mimarlık okulları sayı ve kontenjan enflasyonu önlenmelidir. Uluslararası denkliği gözeten bir mimarlık eğitimi kaçınılmaz hale gelmiştir. Her geçen gün mimar sayısı ve öğrenci kontenjanları kontrolsüz şekilde artıyor. 1954’te 735 olan üye sayımız 2001 yılında 26 bin 702 iken 2019 yılı verilerine göre bu sayı 60 bin 245, 2020’de 71 binin üzerinde. Yeni açılan üniversite sayıları ve kontenjanlar işsizliği tetikliyor. Şuan odamıza iş başvurusunda bulunan mimar sayısı 150’ye yakın. Çoğu vakıf üniversitesinden oluşan üniversitelerin kontenjanları dolmuyor. Mimarlık Bölümü sayısı 2001’de 32’ydi. 2017’de 115’e 2019 yılı verilerine göre 148’e ulaştı. 2018-2019 eğitim öğretim yılında toplam mimarlık bölümü kontenjanı 8 bin 796’dır. Bu kontenjana yerleşen sayısı ise 7 bin 065’tir. Üniversitelerde nicelik değil, nitelik öncelikli olmalıdır. Ülkemizdeki mimarlık eğitimi, mimarlık bölümlerindeki düzey ve müfredat farklılıkları ile farklı staj süreleri ve yöntemler bakımından Avrupa Birliği’nin güvencesi altındaki mesleki dolaşımı sağlamakta ve eğitimde uluslararası kalite ölçütlerini karşılamakta yetersiz kalmaktadır.” Mehmet Günnar