Akif Kuruçay

Akif Kuruçay

Müflis Habercilik

Müflis Habercilik

Siyasi gündeme gark olduk. Peşi sıra sökün eden iç ve dış meseleler bir an dahi soluklanmamıza müsaade etmiyor. Art arda gelen haberlerin her biri bir öncekinin henüz başlattığı etkiyi silip atacak caziplikte. Kesintisiz bir akışla gazete, televizyon ve internet sitelerini besliyor. Sözü edilen yayın organlarının meraklısı ve doğal muhatabı olan (magazine teslim olmayan endişeli) okurlar, bu kesif trafiğin ortasında yönlerini tayin etmekte zorlanabiliyor. Neye, kime, niçin inanacağı noktasında zihninde onlarca soru birikmiş bir hâlde kendilerini bu akışa teslim etmek zorunda kalmış hissedebiliyorlar. Ortaya hayli ironik bir sonuç çıkıyor : Şuur namına bir iz bırakmayan, bütün cephelerden açılmış kaçışı imkânsız “bilgi” bombardımanı. Tabii, gerçekçi olmak derdinden ziyade inandırıcı olmaya aday, kurulmuş bir bilgi, bu sebeple de üzerine şaibe sıçrayan bir bilgi.

Geçenlerde Radikal gazetesi, artık internet üzerinden yayın yapacağını duyurmasıyla birlikte son nüshasını yayımladı ve matbuat âlemine veda etti. Çoğumuz için bu haberin, iç ve dış siyaset meselelerin kışkırtıcılığı yanında pek bir önemi yok. Ancak, insan düşünmeden de edemiyor. Böyle bir ülkede, şu gündem bolluğunda bir gazete nasıl kapanır? Acaba devletle, iktidarla bağlantısı mı vardı bu kararın? Bir baskı, bir sansür? Yazılan yazılardan birinde, “50 kuruş verip gazete almaya tenezzül etmeyen okur”a yapılan sitemi görünce (Murat Yetkin) durumun muhalif olmakla falan ilişkili olmadığını anlaşıldı.  İnternet üzerinden sürdürüleceği, hatta bunun zamanın ruhuna daha uygun bir yayıncılık tarzı olduğu da başka yazılarda dile getirilmiş.

Sıra dışı olacağı duygusunu verme amacı güden reklam kampanyaları ile dikkatimi çekmişti ilk  Radikal gazetesi. Başlarda özgün bir imajı vardı bende doğrusu. İlk sayısını Hayat Apartmanı’nın karşısına denk düşen, Tekel binasının hizasındaki gazete bayisinden almış, Kayalıpark’taki banklardan birine oturup okumuştum. Bilhassa o dönemler verdiği İki eki arşivlik değerdeydi nazarımda. Ancak çok geçmeden Radikal söylemine sadık kalamayarak patronaj ilişkilerin etkisinde hareket eden, tipik holding gazetesi kimliğine irca etti gazete. Mesele bu değil ama.

Müflis gazetenin akıbeti, halka gerçekleri vermek yerine inandırıcılık pazarlayan medyanın hâli pür melali üzerinde düşünmeye sevk etti beni sadece. Geçmişte sisteme karşıt fikirlerinden, muhalif tavrından dolayı sansüre uğrayan, kapatılan pek çok gazete vardı. Kitle iletişim araçları için gerçeğin perdelenmesi korkusu, esaslı bir korkudur. Fakat gerçeği patronaj baskısıyla yahut politik angajmanlarla değersizleştiren medyanın sebep olduğu daha korkunç, fena durumlar da var: Gerçeklere merak duyan değil, inanmaya koşullandırılan bir kitle yaratmak gibi... Ve bu kitle medyaya meydan vermez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Akif Kuruçay Arşivi
SON YAZILAR