Muhittin Tuş: 'Kıbrıs, Anadolu’nun ayrılmaz parçasıdır'

Muhittin Tuş: 'Kıbrıs, Anadolu’nun ayrılmaz parçasıdır'
Prof. Dr. Muhittin Tuş, Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nin Pazartesi Sohbetleri'nde “Türkiye-Türk Toplumu İçin Kıbrıs” konusunu ele aldı.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği’nde stratejik öneme sahip Kıbrıs’ı Türkiye ve Türk toplumu açısından değerlendiren Prof. Dr. Muhittin Tuş, “Kıbrıs, Anadolu’nun bir parçası ve stratejik bir alan olarak görülmeli” dedi.

Hikmet İlim ve Sanat Derneği (HİSDER)’nin Pazartesi Sohbetleri’nde, “Türkiye-Türk Toplumu İçin Kıbrıs” konusunu ele alan emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Muhittin Tuş, “Kıbrıs, Anadolu’nun bir parçası ve stratejik bir alan olarak görülmeli. Kıbrıs’ın milli davamız olmasından öte bir anlamı var. Milli davamızı orada yaşayan Türk topluluklarının üzerine bina ederek oturtacağız” dedi.

kibris-2.jpg

Bir akademisyen olarak Kıbrıs’ta bir üniversitede dört yıl görev yaptığını ve bu yılbaşında da 10 gün Kıbrıs’ta kaldığını ifade eden Prof. Dr. Muhittin Tuş, Anadolu’da nasıl herkes herkesi bildiği gibi Kıbrıs’ta da herkesin herkesi bildiğini belirterek Kıbrıs’taki etnik yapının tarihi geçmişine mutlaka bakılması gereği üzerinde durarak “Ada’da “Rum” diye nitelendirdiğimiz insanlar “Helen” yâni Yunanlı değil. Grek olmadığını, Yunan olmadığını bilen bir kitle, Yunanistan’a bağlanmayı göze alıyor. Ama Türk olan bir kitle, Türkiye’ye bağlanmayı göze almıyor” şeklinde konuştu. Yıllar önce Rıchard Dawkıns’ın “Gen Bencildir” adlı kitabını okuduğunu ve yazarın, o eserde insanların bütün özelliklerinin gen haritasında kayıtlı olduğunu, ayrıca toplumların kültürel özelliklerinin de böyle bir havuz içerisinde kayıtlı olduğunu ve bin yıl sonra bir özelliğinin ortaya çıkabileceğini ifade ettiğini kaydeden Prof. Tuş, şu ifadelere yer verdi: “Adada yaşayan kim? diye bakmak lâzım. Ada sadece Türkiye için bugün stratejik bir öneme sahip olmamış, ada geçmiş tarihten beri stratejik özelliğini hep taşımış. Her etnik o adaya gelmiş. Finikelilerinden tutun Fransızlar, Mısırlılar, Romalılar, Bizanslar, İslâm orduları ve Osmanlılara(1571)kadar. Hz. Peygamber’in süt halası Hala Sultan da bu adada şehit düşüyor. Kabri ve türbesi Larnaka’da. Kabri, Osmanlılar tarafından ihya edilmiştir. Sene de iki defa dini kandillerde ziyarete izin verilmektedir.”

kibris-1.jpg

KIBRISLI TÜRKLER BALIK YERİNE KEBAP YİYOR

Kıbrıs’ta yaşayanların genetik olarak yüzde 90’nın Türk olduğunu, Kıbrıslı Türklerin yüzmeyi sevmediklerini (sadece ve çoğunlukla 1-15 Ağustos arasında gittiklerini) dile getiren Tuş, “Balık yemezler. Adada balığı zor bulursun. Etçil bir toplumdur. Fırın kebabını çok severler. Öğlen de akşam da kebap yerler. Sırf bu yüzden Konyalı(!) olduklarını söyleyebiliriz” dedi.

TÜRKİYE, KIBRIS’A 1954’DE MÜDAHİL OLUYOR

Osmanlı Devleti 1878’de zorda kalınca, adayı İngilizlere kiralık olarak verdiklerini ifade eden Tuş, “İngilizler, I. Dünya Savaşı’nda adaya el koyuyor. 1878’den itibaren İngiliz yönetimini oluşturuyorlar. Ortadoğu’daki problemin kaynağı İngilizler olduğu gibi adadaki problemin kaynağı da ve çözümü de İngilizler. Ada İngilizlere geçince Rumlar, yavaş yavaş kıpırdanmaya başlıyorlar ve adayı Yunanistan’a teslim etmek için uğraşıyor. Adadaki ilk Türk direnişini de İngilizler başlatıyor. 1938’de Rumlar, İngilizlerden adanın teslim edilmesi görüşmesini başlatıyor. İngilizler de Türk tarafına “siz bu işe niye dahil olmuyorsunuz” diye haber gönderiyor. Bunun üzerine Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş bizde varız diyorlar. Türkiye 1954’de müdahil oluyor. 1963’ten 1974’e kadar olan süreçte İngilizler, adada yokmuş gibi davranıyorlar ve Türk direnişine doğrudan olmasa bile göz kırparak, görmezden gelerek veyahut da eski İngiliz silahlarını Türklere vererek direnişin karşılıklı çatışma boyutunda devam etmesini sağlıyor.”

kibris-3.jpg

VAKIFLARIN KAPATILMASIYLA DİN SEKTEYE UĞRUYOR

Bir soru üzerine Prof. Dr. Tuş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bakkal ve AVM alış verişlerinde Türk Lirası’nın, ev satışlarında Sterlin, araba satışlarında Euro’nun kullanıldığını söyledi. Adada yaşayan insanların mankurtlaşmayla birlikte Rumlara veya İngilizlere olan sevdasını da hiçbir zaman gizlemediğini belirtti. Tuş, adadaki dini hizmetlerin Türk toplumunda 1974’e kadar vakıflar eliyle yürütüldüğünü ve vakıfların İngilizler tarafından kapatılmasıyla birlikte adanın tamamında 70’e yakın mahalle mektebi ile 13-14 medresenin o tarihten itibaren fiilen etkisiz hale geldiğini, okulların kendiliğinden kapandığını ve dinden uzak bir toplum yetiştiğini söyledi.

Konya-Meram Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirilen sohbetin soru-cevap bölümümün ardından HİSDER Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Önder Kutlu, derneğin teşekkür plaketini Prof. Dr. Muhittin Tuş’a takdim etti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.