Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

MUHSİN YAZICIOĞLU VE MUKADDES DÂVÂSI (16)

MUHSİN YAZICIOĞLU VE MUKADDES DÂVÂSI (16)

Her cenaze namazında olduğu gibi büyük dâva adamı Muhsin Yazıcıoğlu’nun Kocatepe Camii’ni hıncahınç dolduran gözü yaşlı sevenleri tarafından kılınan cenaze namazından sonra imam, “Mevtayı nasıl bilirdiniz? Hakkınızı helâl ediyor musunuz?” sorularını sorduğunda, cenazeye katılan binlerce kişi; “İyi bilirdik. Helal ediyoruz” diye yüksek sesle hüsn-ü şahadette bulunuyorlardı. Yâni merhum Muhsin Başkan’ın “ iyi bir Müslüman olduğuna, Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına ve Ahirete iman ettiğine” şahadet ediyorlardı.

Gerçi Muhsin Başkan tanınmayan bir insan değildi. Ama onu yakından tanımayan, uzaktan seven insanların da; Anadolu’nun dört bir yanından Ankara’ya gelip cenaze törenine katılan bir milyonu geçkin gözü yaşlı insanlar arasında yerlerini aldıkları biliniyordu. Onlar da “Allah rahmet eylesin” diyorlardı.

 

***

Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor:

“Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“Ölü üzerine namaz kıldınız mı ona ihlasla dua edin.” [Ebû Dâvud, Cenâiz 60, (3199); İbnu Mâce, Cenâiz 23, (1497)

İhlasla yapılan dualarla ve tekbirlerle birlikte Muhsin Başkan’ın naaşı, Kocatepe Camii’nden cenaze arabası üzerinde yavaş yavaş Taceddin Dergâhı’na doğru istikamet eylemişti. Bu cenazeye katılanların tek bir ortak noktası vardı:

Dillerindeki dua, gözlerindeki yaştı.

Hz. Mevlâna’nın dediği gibi;

“Gözyaşı nerdeyse rahmet oraya iner!”

Rahmet, Muhsin Başkan’ın üzerine sağnak sağnak yağıyordu!

Rabbim bizleri ve sevenlerini şefaatine nail eylesin.

Muhsin Başkan’ın, bir gazeteci olarak gözlemlediğim bir diğer özelliği de, ibadetini gösterişten uzak gizli yapmasıdır. Cuma namazları hariç ben Muhsin Başkan’ın namazlarını yolda ya arabada ya da mola verdikleri bir dinlenme yerindeki mescidlerde kıldığını biliyorum.

 

***

Türk - İslâm Dünyasını, arkadaşlarını, dostlarını düşünen bir lider olarak Muhsin Başkan’ın nasıl bir insan olduğunu anlatmak adına yazılacak o kadar şey var ki…

Şüphesiz tarih bunların hepsini bir gün yazacak.

Hücrede 5,5 yılını “Kur’an okuyarak, namaz kılarak, kitap okuyarak, spor yaparak ve maydanoz yiyerek” geçirdiğini söyleyen Muhsin Başkan, maydanoz espirisiyle ilgili sorulan soruya ise şu cevabı veriyor: “Tıbbiyeli arkadaşlar haber gönderdiler. Göz, güneş ışıklarından çok uzun süre yoksun kalırsa körlüğe sebebiyet verir. Bunun da panzehiri yeşildir. Ondan dolayı maydanozun yeşilliğine baktım ve sararmaya başlayınca da yedim.”

 

***

Meselâ Haşim abi, bir sohbetimizde bana, Mamak’ta Hz. Mevlâna’nın Mesnevî-i Şerifini yedi kere hatmettiğini söylemişti. Haşim abi, bir gün ailecek evime misafir olmuştu. Mevnevî’yi açtı ve o gün geç saatlere kadar Mesnevi sohbeti yapmıştı. Beş-altı arkadaş benim evimde toplanmıştık. Konu Mesnevi’den açılınca, arkadaşların hepsi üçihlas ve bir fatiha okuduktan sonra Mesnevi’nin herhangi bir sayfasını açıyor ve Haşim abi de şerh ediyordu. Arkadaşlar hangi sayfayı açtılarsa Hz. Pîr’in dedikleri bir bir çıktı. Yâni onlara ilham kaynağı oldu. Benim dertlerime de tercüman olmuştu Hz. Pir.

 

***

Muhsin Başkanı 1972’de tanıyan davâ arkadaşlarında Üzeyir Bey, “O, daha talebe iken arkadaşları etrafında halelenmeye başladı. O bir mıknatıs gibi kendine çekerdi. Arkadaşları onun etrafında toplanmaya başlamıştı” dedikten sonra şu hatırayı da paylaştı:

“Muhsin Başkan’ın abisi Yusuf, Yazıcıoğlu’na mahkemede giymesi için bir takım elbise dikip göndermiş. Gönüldaşlarımızdan birisinin takım elbisesi yokmuş, kendisinden önce de mahkemeye çıkacakmış. Arkadaşları kendi aralarında konuşuyormuş. Muhsin Başkan bunu duymuş ve benim takım elbiseyi verin demiş. Ama başkanım siz daha hiç giymediniz. Olsun, önemli değil. Verin giysin.

Neyse vermişler, mahkemeye çıkmış ve ifadesini vermiş. Arkadaşları gelmişler Muhsin Başkan’a, “Senin elbiseni verdiğin arkadaş, gitti orada seni sattı! Senin aleyhine ifade verdi” demişler. Muhsin Başkan’ın tepkisi ise şöyle: “Ne yapsın garibim! Kendisini kurtarmak için öyle konuşmuştur. Oda işkenceye dayanamıyordur.”

 

***

Muhsin Yazıcıoğlu ve mukaddes dâvâsı anlatmakla bitmez. Anlatamadığım, dile getiremediğim pek çok konuyu, hatırayı ve röportajları da “Muhsin Yazıcıoğlu ve Mukaddes Dâvâsı” başlıklı kitabımdan okursunuz.

 

BİTTİ

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR