MÜSİAD Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı

MÜSİAD Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı
Başbakan Yardımcısı Şimşek: (3) - "Aslında sadece gelecekte bu yapının (mevcut sistem) yarattığı krizleri önlemek için bu anayasa değişikliği Türkiye için olmazsa olmazdır. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Bir an önce Türkiye'de potansiyel olarak kriz

İSTANBUL (AA) - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Aslında sadece gelecekte bu yapının (mevcut sistem) yarattığı krizleri önlemek için bu anayasa değişikliği Türkiye için olmazsa olmazdır. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Bir an önce Türkiye'de potansiyel olarak krize, soruna, çatışmaya elverişli yapının düzeltilmesi gerekiyor. Buna da halkımız karar verecek. Yönetimde istikrar sağlanacak, icrada etkinlik, hızlı toplumsal sorunları çözme yeteneği kazandırılacak. Dolayısıyla bu konuda kaygılar yersizdir." dedi.

Şimşek, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) yeni genel merkez kompleksinin inşaat alanında düzenlenen Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, kamunun eskiden büyük tasarruf açığına sahip olduğunu, 2002 yılında kamu tasarruflarının milli gelire oranının eksi yüzde 4-5 aralığında bulunduğunu, bugünse bu oranın artı yüzde 3 olduğunu, kamunun muazzam bir tasarruf artışına gittiğini söyledi.

Vergi reformunda kat edilecek çok mesafe olduğunu belirten Şimşek, Gelir Vergisi Reformu, Vergi Usul Kanunu gibi çok temel yasaların gelecek aylarda hayata geçmesi için çabalayacaklarını bildirdi.

Şimşek, kamunun performansa dayalı bir kültür içerisinde hizmet etmesi gerektiğini, şu anda kamu personel rejimi, kamu idari yapısının buna imkan vermediğini, performansa prim, başarısızlığa da bir müeyyide olmadığını söyledi.

Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ne olursa olsun, başımıza hangi felaket gelirse gelsin, biz dışa açık bir ekonomi olduğumuzu unutmayacağız. Bir piyasa ekonomisi olduğumuzu, bunun Türkiye'nin menfaatine olduğunu ve bunun refah artışının çok önemli bir bileşeni olduğunu bir kenara bırakamayız. Çünkü başınıza ne geldiğinden çok, sizin nasıl tepki verdiğiniz çok daha kritiktir. O nedenle biz uluslararası normlara uygun bir politika çerçevesi içerisinde yolumuza devam etmek zorundayız. Günübirlik, kısa vadeli mülahazalarla, kurala dayalı bir ekonomik yapıdan uzaklaşamayız. Uzaklaşırsak, o zaman sorun yaşanıyor. O nedenle Avrupa Birliği (AB) entegrasyonu çok önemli. Bunu hep söyledim, söylemeye devam edeceğim. Biz AB ile birlikte tüketici haklarını keşfettik. İnovasyonu, daha yüksek katma değerli üretimi keşfettik. Rekabeti hissettik, aştık, başardık."

- "Promosyonları kamu mevduatından zaten kaldırdık"

Mehmet Şimşek, kredi mevduat oranının TL'de yüzde 140'larda olduğunu belirterek, "Yani 100 lira TL mevduatı var, 140 lira kredi verilmiş." dedi. Böyle bir sistemde kalıcı bir şekilde faizlerin inebilmesi için tasarrufların artması gerektiğini vurgulayan Şimşek, tasarruflar artmadan daha ucuz finansmana erişimin zor olduğuna işaret ederek, "Çünkü o zaman dış kaynağa bağımlısınız. Dış kaynakta da küresel risk iştahı belirleyicidir." diye konuştu.

2015'te gelişmekte olan pazarlardan 700-800 milyar dolar civarında para çıktığını, bunun geçen yıl devam ettiğini, 2017'de de devam etmesinin öngörüldüğünü dile getiren Şimşek, "O nedenle kalıcı olarak tasarruflarda dışa bağımlılığı azaltmamız lazım. Bu iş dünyasının yüksek katma değeri ve kamu ile hanehalkının tasarruflarıyla olacak." dedi.

Şimşek, BES'te birikecek otomatik katılımın yüzde 60'ını 6 ay ve üstü vade ile bankalara mevduat olarak yatırılması kuralını yeni getirdiklerini, geri kalanını kısa vadeli Hazine kağıtlarında ve ters repoda tuttuklarını, böylece sistemden çıkanları idame edeceklerini anlattı.

Piyasalarda beklentilerin her zaman farklı olduğuna işaret eden Şimşek, burada döviz açığının azaltılmasının önemli olduğunu, bunu da tasarrufları artırarak azaltabileceklerini, onun için de katma değer ve enerjide dışa bağımlılığı azaltmak gerektiğini vurguladı.

Şimşek, "Türkiye'nin gelir politikalarını, vergi politikalarını bu çerçevede yeniden kurgulaması, şekillendirmesi gerekiyor. Bütün bu konularda muazzam bir çaba var. Bu işin esası dönüyor, dolaşıyor Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltmasından geçiyor. Promosyonları biz kamu mevduatından zaten kaldırdık. Yok öyle bir şey... Yapıyorlarsa illegal olarak yapıyorlar, yani öyle bir şey mümkün değil." şeklinde konuştu.

- "Enflasyonu kalıcı olarak yüzde 1-3 aralığına düşüreceğiz"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, yatırım yeri konusunda iş adamlarına daha güçlü bir şekilde destek verdiklerini, vereceklerini bildirdi. Şu anda istihdam edilebilir nüfusun yarısından azının çalıştığını belirten Şimşek, bunun da bağımlı nüfusu çok yüksek tuttuğunu, o nedenle istihdam artışının çok önemli olduğunu vurguladı.

Enflasyonu kalıcı olarak yüzde 1-3 aralığına düşüreceklerini belirten Şimşek, "Nasıl ki biz zaman zaman üç hanelere çıkan enflasyonu kalıcı olarak tek haneye indirdik, şimdi düşük tek haneye inecek. Faiz düşük tek haneye inecek, mali disiplin ve kurallı bir ekonomi politikası olacak. O zaman kaynaktan bol hiçbir şey olmaz. Dünyada kaynak bol." diye konuştu.

Şimşek, dışa açıklığın refahın bir kaynağı olduğunu, dünyada ticaretin istihdamı yok ettiğine dair bir bulgu bulunmadığını söyledi.

Küresel eşitsizliğin dünyanın en büyük fay hattı olduğunu belirten Şimşek, şöyle devam etti:

"Maalesef küresel krizden sonra birkaç ülke hariç ki bunların başında Türkiye geliyor, küresel eşitsizlik, gelir dağılımındaki bozulma artmıştır. Türkiye'de ise gelir dağılımında bir iyileşme söz konusudur. Gelir dağılımını sağlamada, yoksulluğu azaltmada, eğitime erişimde hükümetimiz büyük bir başarı sağlamıştır. Sağlıkta gerçek anlamda bir devrim olmuştur ve başarı sağlamıştır. Türkiye o nedenle kötümser olamaz. Türkiye o kadar güzel şeyleri başarmış ki ve Cumhurbaşkanımız liderliğinde başarmıştır."

- "Rejim bellidir; Cumhuriyet rejimidir, demokrasidir"

Mehmet Şimşek, anayasa değişikliğinin sadece yönetim sistemini yeniden kurguladığını belirterek, "Türkiye'nin rejimi belli. Türkiye demokratik, laik bir hukuk devletidir ve bu asla değişmeyecektir. Bu konuda ne bir talep ne de bir düzenleme söz konusu. Türkiye, bir piyasa ekonomisi ve demokratik, laik hukuk devletidir." diye konuştu.

Şimşek, bunların Türkiye'nin çok büyük kazanımları olduğunu ifade ederek, "Rejim bellidir; Cumhuriyet rejimidir, demokrasidir. Ne yapıyoruz? Sadece icra makamının nasıl bundan sonra görevini yerine getireceğini belirliyoruz." dedi. Bunun amacının Türkiye'de siyasi istikrarı teminat altına almak olduğunu vurgulayan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçen haziran ayında gördünüz. Seçim yapıldı aslında yüzde 40'ın üzerinde kazanan bir parti vardı ama hükümeti kuramadı. Terör örgütleri bundan nemalanmak için Güneydoğu'da, bazı yerlerde işgal küstahlığına girişmediler mi? Neden? Çünkü bir zafiyet gördüler. DEAŞ terör eylemlerini bu dönemde artırmadı mı? Türkiye'de ne olacak? Şu anki başbakan ve hükümet modeli yerine, bir devlet başkanı modeli olacak. Aslında şu anda bütün belediyelerde var bu sistem. Vatandaş seçecek. Parlamentoyu da, Cumhurbaşkanını da vatandaş seçecek. Yani milli irade... Seçilen Cumhurbaşkanı 5 yıllığına kendi ekibini kuracak, esnek ve rahat olacak. İdari yeniden yapılandırmayı yani personele, bakanlıklara ilişkin yapılandırmayı rahat yapacak ve 5 yıl kendi programını uygulayacak.

Vatandaşa hesap verecek, sorumlu olacak. Vatandaş teveccüh gösterirse bir kez daha seçilecek, teveccüh göstermezse başkası seçilecek. Bu modelin en büyük avantajı ne? İcra anlamında yönetimde istikrar... Yönetimde istikrarsızlığın olduğu 1970'li yıllarda Türkiye iflas etmiştir, 1990'lı yıllarda Türkiye krizden krize koşmuştur, 2000'li yılların başında da iflasın eşiğine gelmiştir. Yönetimde istikrar ekonomi açısından son derece önemlidir. Yönetimde istikrar tek başına yetmiyor. Yönetimde istikrarla birlikte icrada etkinlik... Şu anda aynı partiden Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız var ve muazzam uyum var. Ona rağmen uzun vadede icrada iki başlılık sürdürülebilir bir model değil. Neden? Çünkü halkın oyuyla seçilmiş, en az yüzde 50 oy almış Cumhurbaşkanı olacak. Belki de yüzde 20, yüzde 30'la koalisyon hükümeti veya başka türlü hükümetler gelebilecek, farklı partilerden olabilecek. İkisinin de güçlü yetkileri var. Aslında sadece gelecekte bu yapının yarattığı krizleri önlemek için bu anayasa değişikliği Türkiye için olmazsa olmazdır. Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Bir an önce Türkiye'de potansiyel olarak krize, soruna, çatışmaya elverişli yapının düzeltilmesi gerekiyor. Buna da halkımız karar verecek. Yönetimde istikrar sağlanacak, icrada etkinlik, hızlı toplumsal sorunları çözme yeteneği kazandırılacak. Dolayısıyla bu konuda kaygılar yersizdir. Rejim tartışmaları tamamen bu işin başka boyutlara siyasi olarak istismarıyla ilişkilidir. Çünkü rejimde bir değişiklik olmayacak. Türkiye'nin demokratik, laik, hukuk devleti ilkesi korunacak. Parlamento eski fonksiyonunu yerine getirmeye daha güçlü bir şekilde devam edecek. Şu anda aslında parlamentodaki çoğunluk partisi hükümeti oluşturuyor. Parlamentonun bütün gündemini istediği gibi şekillendirebiliyor. Bütçe hariç yasa teklifini Meclis kendi ortaya koyacak. Meclis'in denetim yetkileri elinden alınmıyor. Olduğu gibi devam ettiriliyor. Yargı da bağımsız, tarafsız ve milli iradenin dolaylı yansıması olarak Cumhurbaşkanı tarafından şekillendirilecek. Bu da dünyadan çok farklı değil."

Dünyanın birçok ülkesinde benzer modeller bulunduğunu ifade eden Şimşek, "Bireyler üzerinden bu tartışmalar yapılması, aslında işin esasını göstermemeye... Yani amaç o. Onun için hiç kimse ömür boyu bir sistemle Cumhurbaşkanı olmayacak. İki dönemle sınırlanıyor. O yüzden bu sistem temsilde adaleti de getiriyor. İnşallah nisan başı itibarıyla bu çok önemli reform halkımız tarafından, meclisimiz tarafından kabul edilir. Sonra da çok hızlı bir şekilde Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın liderliğinde, Türkiye, reform seferberliği içerisinde yoluna devam edecek. Çünkü yapacağımız çok şey var." şeklinde konuştu.

- "Ne yapıyorsanız yapın, dış pazara bir şeyler satın"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Gezi provokasyonu, 17-25 Aralık ve hain darbe girişiminin olmaması halinde bugün Türkiye'nin çoktan Dünya Bankası kriterine göre yüksek gelir grubu ülkeler arasında yer alacağını söyledi. Zor dönemlerde spekülasyonların, dedikoduların, hatta yanlış politika çerçeve önerilerinin ortalıkta dolaştığını belirten Şimşek, "Bizim sakınmamız gereken en önemli hata budur." dedi.

Şimşek, başına ne gelirse gelsin Türkiye'nin demokrasisini daha da güçlendireceğini, hukuk devleti ilkesini daha da pekiştireceğini, dünya ile entegrasyonunu daha güçlü yapacağını vurguladı.

"Bir taraftan pazarı çeşitlendirirken Hindistan'a, Çin'e, Asya'ya, Rusya'ya, Afrika'ya odaklanırken, en önemli pazarıyla da, AB ile de bütünleşmesine çok güçlü bir şekilde devam edecek" diyen Şimşek, başka bir sihirli formüle gerek olmadığını söyledi.

Türkiye aleyhine çalışan şer güçlerinin arttığını, cephenin genişlediğini ifade eden Şimşek, "Ne yapıyorsanız yapın, dış pazara bir şeyler satın. Türkiye'nin bulunduğu coğrafya tehditlerin yanında fırsatları da barındırıyor. Türkiye, zamanla çok daha iyi anlaşılacak. Ama bizim de daha çok reform yapmamız lazım ve doğruları yapmaya güçlü bir şekilde devam etmemiz lazım." diye konuştu.


- "Cari açık varsa kur teminatı inandırıcı olmaz"

Konuşmasının ardından MÜSİAD üyelerinin sorularını da yanıtlayan Şimşek, bürokrasinin sorumluluk almadığı, yavaş işlediği tespitinde hemfikir olduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Çözüm noktasında da performansa dayalı bir model. Aslında başkanlık sisteminde bu mümkün olacak. Amerika'da Trump daha göreve başlamadan üst düzey bütün bürokrasiyi istediği gibi şekillendirdi. Özel sektörden, kamudan, her kesimden bütün atamaları her gün yapıyor. Anayasa değişikliğiyle birlikte Cumhurbaşkanına yeni modelde bütün üst düzey bürokrasiyi tek bir imza ile şekillendirme... Cumhurbaşkanımızın ne kadar iş dünyası dostu olduğunu hepimiz biliyoruz. 2000'li yılların başında bu reformların güçlü bir şekilde hayata geçirilmesinde kendisi gerçekten güçlü iradeyi ortaya koymasa onlar olmaz. Yaptığımız toplantılarda 'yabancı yatırım demeyin' diye bizi uyaran Sayın Cumhurbaşkanımızdır, 'Küresel yatırımcı deyin, bu işin yabancısı olmaz' diyor. Türkiye'de yatırım yaptıysa artık buranın bir hissedarıdır. Elini taşın altına koymuştur. Dolayısıyla ben şuna inanıyorum, inşallah bu Anayasa değişikliğinden sonra çok farklı bir zihniyet, çok güçlü bir reform hamlesiyle bürokrasideki bu sorunları da önemli ölçüde aşarız. Bu reform, kurumsal altyapı gerektiriyor, doğru ama bu mümkün."

Sınai Mülkiyet Kanunu'na ilişkin soru üzerine Şimşek, dünya normlarını getirmeden, Endüstri 4.0'e nasıl hazırlanılacağını sordu. Endüstriyel tasarımları, patentleri, milletin akıl terini korumaları gerektiğini belirten Şimşek, "Eğer koruyamazsak buraya arzuladığımız düzeyde ne küresel yatırım gelir ne de sizler yatırım yaparsınız. Amaç bu, aksaklık varsa gözden geçirilebilir." dedi.

Uluslararası yatırımlara dayalı kaynağa kur garantisine ilişkin soru üzerine Şimşek, Hindistan örneğini vererek, şunları kaydetti:

"Hindistan'da ne oldu son birkaç yıl içerisinde? Bu tamamen bir örnek. Hindistan birkaç hususta önemli adım attı. Önce gitti dünyanın en saygın yurt dışındaki bir ekonomisti Merkez Bankasının başına koydu. Ondan sonra kur riskini yönetmek için, hedge etmek için bir model ortaya koydu. Elektrik yok, altyapı yok ama buna rağmen yatırımcı teveccühüne tanık oldu. Türkiye bunları yaptı, yapacak, başaracak. Biz de geçen Finansal İstikrar Kurulu'nu topladık. Endonezya'da, Hindistan'da firmaların açık pozisyonu yönetme, kur riskini yönetme noktasında oradaki modelleri çalıştık. Kısa, orta ve uzun vadeli bir modelle bu riskin yönetilmesine devlet olarak nasıl yardımcı olabiliriz? Bu risklerin daha yönetilebilir düzeyde olabilmesi için ne tür makro ihtiyati tedbirler alabiliriz? Bunların hepsini çalıştık. Yakında da inşallah birtakım tedbirlere de dönüştürebiliriz. Dolayısıyla döviz rezervleriniz sınırlıysa, cari açık varsa kur teminatı inandırıcı olmaz. Tam aksine Türkiye dalgalı bir kur rejimine sahip olduğu için çok daha büyük resesyonları, daralmaları yaşamıyor, şoklara daha yumuşak bir geçiş imkanı sağlıyor."

(Son)

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.