MÜSİAD Konya Şubesi’nde 15 Temmuz anlatıldı

MÜSİAD Konya Şubesi’nde 15 Temmuz anlatıldı
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Konya Şubesi tarafından düzenlenen “Ekonomi Güvenliği Açısından 15 Temmuz” konferansına Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Danışmanlığı Birimi Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Levent Yılmaz katıldı.

MÜSİAD ve Genç MÜSİAD üyelerinin katıldığı konferansın açılışında konuşan MÜSİAD Konya Şube Başkanı Dr. Lütfi Şimşek, “15 Temmuz darbe girişiminde hain terör örgütü canice ve alçakça kendi insanlarının üzerine en ağır silahlarla saldırmıştır. Bu darbe girişimi Allah’ın yardımıyla, milletimizin ve Cumhurbaşkanımızın kararlı ve inançlı liderliğiyle püskürtülmüştür. Darbe girişimi başarısız olunca değişik argümanlarla tekrar saldırıya geçtiler. Ekonomi güvenliği son derece önemlidir. Halen 15 Temmuz’dan bu yana bir saldırı ve tehdit içerisindeyiz. Kredi derecelendirme kuruluşları tarafından açıklanan rakamlar herkes tarafından iyi bilinmelidir ki objektiflikten uzak ve siyasi değerlendirmeler içermektedir” dedi.
“Ekonomi Güvenliği Açısından 15 Temmuz'u” anlatan Yrd. Doç. Dr. Levent Yılmaz ise, “28 Şubat, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz Darbe girişimi yeni değildir. Çünkü Batı, İslam Coğrafyasını yönetmek için hem İslam coğrafyasının kabul edeceği, hem de kendilerinin yöneteceği bir lideri istemektedir. Bundan dolayı Batı dünyası üzerimize gelmektedir. Ancak Türk Milleti 15 Temmuz darbesine karşı durarak dünyaya birçok şeyi göstermiştir. Bunlardan bir tanesi ise Türk halkının ekonomiye sahip çıkmasıdır. 15 Temmuz Darbe girişimiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında Devletimiz hedef alınmıştır. Bunu iyi ayırt etmemiz gerekmektedir. Bu mücadele sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsi mücadelesi değildir, bu mücadele Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varoluş mücadelesidir. Bu darbe girişimini unutmamalıyız, çünkü bu basit bir darbe girişimi değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik bir işgal girişimidir. Bu hainlerin asıl amacı ise Türkiye Cumhuriyeti Devletini ortadan kaldırmaktır. Dünya genelindeki darbe girişimlerini incelediğimizde, hepsi ekonomi üzerinden planlanmıştır. Maaşların ödenmediği, bankacılık sisteminin durdurulduğu, ticaretin engellendiği gibi ortamlar oluşturularak darbelere zemin hazırlanmıştır. Türkiye’de bunu denediler ama başaramadılar. Örnek verecek olursak gezi parkı olayları. Gezi parkında amaçlanan Türkiye’nin 2002’den buyana elde ettiği ekonomik kazanımları tamamen yok etmeye yönelikti. Ülkemizin gezi parkı sürecinde 100 milyar dolar kaybı var. Hemen ardından 17-25 Aralık süreci. 17-25 Aralık’ta da 120 milyar dolar kaybımız oldu. Bu operasyonlarda kriz yaşanmadı. İşte Ülkemizin ekonomi güvenliği budur” dedi.

"Bundan sonraki dönemde ikinci büyük süreç ekonomi üzerinden gelecek"
15 Temmuz’da sadece bir terör örgütünün saldırısına maruz kalınmadığını ifade eden Yılmaz, “Bunu çok iyi anlamamız gerekiyor. Kredi derecelendirme kuruluşları üst düzey temsilcileriyle yaptığımız toplantıda Türk Ekonomisindeki başarıyı anlayamadıklarını söylediler. Dünyanın krizde olduğu, Avrupa ekonomisinin battığı dönemde Türk ekonomisinin nasıl ayakta kaldığını merak ediyorlardı. Biz de onlara Türk halkının 2008 krizinde eşlerinin kolundaki bilezikleri bozdurarak ve arsalarını düşük fiyatlarla satarak senetlerini ödediğini ve kredisini kapattığını anlattık. Türkiye bu yüzden 2008 krizinden en az etkilenen ülke olmuştur. Yetkililer, "İyi gidiyorsunuz, veriler ve rakamlar iyi görünüyor, herhangi bir not indirimi söz konusu değildir" demişlerdi. Birkaç gün sonra ise Moody’s, Türkiye Darbenin ekonomideki şokunu atlattığını açıkladı. Ancak Birleşmiş Milletler zirvesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından sonra Cuma günü apar topar bir not indirimine gittiler. Suriye’de sahada, Birleşmiş Milletler Zirvesi’nde ise masada kazandığımızı Moody’s’le çalmak istiyorlar. Hikaye budur. Bundan sonraki dönemde ikinci büyük süreç ekonomi üzerinden gelecek. Kredi kuruluşları bugüne kadar birçok krizi tahmin bile edemedi. Hiçbir şey bilemiyorlar ama Türkiye’ye not vermeye kalkıyorlar. Biz bu tür açıklamalara itibar etmemeliyiz ve önümüze bakmalıyız. Moody’s in açıkladığı notun ekonomimize etkisi olmayacaktır. Her defasında Türkiye bunların foyasını ortaya çıkarıyor. Ekonomimizin güvenliğini tahmin bile edemediğimiz kadar iyi olduğunu düşünüyorum. Türkiye ekonomisinin yapısal hiçbir sorunu yoktur. Ekonomimizin karşı karşıya kaldığı sorunlar ekonomi dışı etkenlerdir. Aşiretlerle ilgili tartışmaya değinecek olursak, Külliyede banka yöneticilerle yaptığımız toplantıda aşiretlerin borcu olmadığını öğrendik. Hainler aşiretler üzerinden ülkeyi karıştırmaya çalıştırlar. Aşiretler 1984’teki Eruh baskınında buyana kalkışmamış da iki üç tane İngiliz geldi diye mi kalkışacaklar. Dolayısıyla bizim buradaki en temel konumuz şudur ki risk devam etmektedir, her zaman uyanık olmamız gerekiyor. Dönem dönem böyle algı operasyonları devam edecektir. 15 Temmuz’da ne kadar uyanık olduysak bundan sonrada hep uyanık olmalıyız” diye konuştu.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.