Tarkan Büyükoktar

Tarkan Büyükoktar

Ne ekersek, onu biçeriz…

Ne ekersek, onu biçeriz…

Cumhurbaşkanlığı seçimleri artık kapıda…

Sayın Erdoğan adaylık için devlet imkânlarıyla ve bizlerin parasıyla yaptığı toplantılarda hala ısrarla bel altı vurmaya çalışıyor. Rakibini toplumun önünde rencide etmeye çalışıyor. Ekmel Bey için “senin her yanın profesör olsa kaç yazar” diyerek seviye sorunu barındıran propagandalar yapıyor… Buna karşın Ekmel Bey ise halen nezaketini, olması gerekeni, devlet adamı üslubunu bozmayarak ve aldığı devlet adamlığı terbiyesinin bir gereği olarak “Sayın Başbakan” diye hitap ediyor. Rakibini kendi seviyesine çekmeye çalışıyor… Bayramda her iki rakip adayı da arayarak kutlama yapıyor… Bu da iki aday arasındaki nitelik farkını, anlayış farkını, kültür farkını açıkça ortaya koyuyor…

Bu bir nezakettir… Olgunluktur… Devlet adamlığıdır…

Recep Tayip Erdoğan devlet başkanı olunca yol yapacakmış… Ya bir mantıklı bir gazeteci de çıkıp da kendisine şu iki soruyu sormaz?

Peki başbakan ne yapacak?

Cumhurbaşkanı adayı yol yapacağım diye propaganda yaparsa başbakan adayı ne diye vaatte bulunacak?

Ama tabi aslına bakarsanız bu vaatleri çok da görmemek gerek. Ne de olsa başbakanımızın toplumu kucaklama, toplumda barış ve huzuru sağlama, yurttaşlarına hoşgörü ile yaklaşma gibi bir kaygısı ve düşüncesi yok… Hiç de olmadı…

Yine Sayın Erdoğan, dini siyasete alet etmeye devam ediyor ve rakip siyasilerin ve kendinin mezhepleri üzerinden propaganda yapıyor. İşte bu tehlikenin en büyüğüdür… Toplumu bölmenin en kolay yoludur… Emperyal güçler, bizim gibi ele geçirmek istedikleri bir ülkeyi etnik kimlik veya mezhep gibi unsurları kullanarak bölmek istemektedirler. İşte Recep Tayip Erdoğan tam da bunu yapmaktadır. Toplumu mezhep gibi yumuşak karnından kaşımaktadır. Gerek etnik kimliği ve gerekse mezhebi zenginlik olarak değil de bölücü, kutuplaştırıcı bir unsur olarak sunulursa -ki başbakan bunu sürekli yapıyor- işte o zaman kavgaların önüne geçemezsiniz.

Keşke bütün adaylar yandaş televizyoncularla değil de üçü bir arada olacak şekilde tartışabilseler ve fikirlerini ortaya koyabilseler… İki aday buna hazır olduğunu her zaman dile getirmense karşın neden bir aday hep birlikte programa çıkmaktan çekinir?

Bu kendine güveni mi gösterir, yoksa tartışma kabiliyetine olan güvensizliği mi?

Seneler önce yapılan ve liderlerin katıldığı seviyeli tartışma programları artık hayal oldu… Oysa ki tartışmaya sokabilecek bir fikriniz varsa fikirlerin çarpışmasından hakikatin doğacağı bir gerçekliktir.

Ne yazık ki bugün, dış politikadan anladıkları “van minüt” ten öteye geçmeyenler, komşularla sıfır sorun deyip, komşuları sıfırlayanlar, kadınların gülmesine dahi tahammül edemeyenler bu ülkenin cumhurbaşkanlığına daha doğrusu devlet başkanlığına talipler…

Gazze’yi İsrail kınamalarını siyasi rant olarak kullanmakta son derece başarılı olan Recep Tayyip Erdoğan “İsrail’in kendini savunmak hakkıdır” diyen stratejik müttefik ülke başkanı olan değerli(!) büyüğümüz Obama’ya nedense ses çıkaramamakta…

Van minüt çıkışının  ardından tepkisinin moderatöre olduğunu söyleyerek kendi deyimiyle “çark eden” Sayın Erdoğan seçim öncesi Musul’da rehin alınan yurttaşlarımızı kullanmaya hazırlanıyor. Her an serbest kalabileceklerini söylüyorlar…

Evet, seçim yatırımı olarak görülse ve bu zamana bırakılmasını manidar bulsam da terör örgütü elinde rehin tutulan vatandaşlarımızın gelişi elbette sevindirici…

Keşke seviyeli bir propaganda süreci yaşansaydı… Keşke herkes eşit şartlarda yarışsaydı ve adaylardan hiçbiri devlet imkânlarını kullanmasaydı… Keşke rehine yurttaşlarımız, ulusal değerlerimiz, dini değerlerimiz ve etnik kimliklerimiz propaganda malzemesi yapılmasaydı, bunlarla adaylar birbirine vurmasaydı… Keşke üç aday aynı masada tartışabilseydi… Keşke… Keşke…

Yine keşkeleri çok olan bir propaganda ve seçim süreci geçirdik ne yazık ki…

Propaganda süreci her ne kadar makamın ağırlığına ve seviyesine uygun geçmese de umuyorum toplum olarak hep birlikte bu bereketli topraklara sevgi ekeriz, saygı ekeriz, birlik ekeriz, dirlik ekeriz...

Çünkü…“Ne ekersek, onu biçeriz…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarkan Büyükoktar Arşivi
SON YAZILAR