Yusuf Koç

Yusuf Koç

O SENİ ARAR!

O SENİ ARAR!

Eğitim ve öğretim, ceset ve ruh gibi birbirini tamamlar. Ruhsuz ceset neyse, inançsız ilim de odur.. Cahil insanların her ne kadar gözleri maddeye açık olsa da, manaya kördür. Basireti hakikate kapalı olanların ise, gerçeği görmesi mümkün değildir. "İlim izan ile olmazsa cehildir" sözü, bu gerçeği ne güzel ifade etmektedir.

Ülkemiz şartlarında 65 yıllık ortalama bir ömre sahip bir insanın, eğer 5 yaşında televizyon izlemeye başladığını farz etsek: Günde 1 saat televizyon izlediğinde ömrünün 2,5 yılı, 2 saat izlediğinde 5 yılı, 4 saat izlediğinde 10 yılı çok verimsiz bir şekilde televizyona kurban edilmektedir.

 

Fransa’nın meşhur İmparatoru Napolyon Bonapart, ordusuyla birlikte büyük bir zafer sonrası Paris caddelerinden geçerken güçlükle halkı yarmaya çalışan yaşlı bir adam, kalabalıkla mücadele ede ede caddenin kenarına kadar gelir ama askerler, kendisinin geçmesine müsaade etmezler.

 

İmparatorun huzuruna çıkmak için uğraşan adam, Napolyon’un gözüne ilişince: “Bırakın gelsin!” diye emir verdikten sonra, şeref kıtasına: “Dikkat, hazır ol! Fransa geliyor!” diye selam durdurur. Çünkü gelen adam, Napolyon’un öğretmenidir.

 

Eski Yunan’da bir adam, Sokrates’in takipçilerinden Aristippos’u ziyaret ederek oğluna eğitim vermesini istedi. Filozof: “Elbette” dedi. “Yalnız, oğlunu eğitmek için bin altın isterim.” Baba: “Ne?! Bin altın mı?” diye bağırdı. “Bin altın ile ben bir köle satın alırım!” Aristippos‘un cevabı çok güzeldi: “Evet bu bin altın ile bir köle satın alırsın ama o zaman evinde iki kölen olur.”

 

İnsan denilen varlığın, emanet edildiği anne-babanın, öğretmen ve çevrenin, medya ve idarecilerin, hâsılı umum rehberlerin, menfi ve müspet yönlendirmesi ölçüsünde topluma zararlı veya yararlı hale gelmektedir.

 

İki arkadaştan biri arkadaşına kendi aralarındaki samimi dostluktan bahsediyordu. Devamlı konuşan bunu merak etti ve sordu:

 

- Neden hiç konuşmuyorsun?

- Sen konuşuyorsun ya! Bende dinliyorum!

- Ama olmaz ki, biraz da sen konuş!

 

Uzun süredir sabreden arkadaşı sonunda konuşmaya karar veriyor: “Bak kardeşim, beni iyi dinle! Baki'ye dostları kaç çeşit dost olduğunu sorarlar. Baki "Üç çeşit" der ve ekler: “Bir dost vardır; gıda gibidir, sen onu her gün ararsın... Bir dost vardır; ilaç gibidir, gerektiğinde ararsın... Bir dost daha vardır; hastalık gibidir, o seni arar...” diye karşılık verir.  Selam ve muhabbetle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yusuf Koç Arşivi

EDEP!

30 Ocak 2017 Pazartesi 20:32
SON YAZILAR