Ömer Çelik görevi Volkan Bozkır'dan devraldı

Ömer Çelik görevi Volkan Bozkır'dan devraldı
Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı 65. Hükümet'te Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı görevine getirilen Ömer Çelik, görevi Volkan Bozkır'dan devraldı

Başbakan Binali Yıldırım'ın açıkladığı 65. Hükümet'te Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı görevine getirilen Ömer Çelik, görevi Volkan Bozkır'dan devraldı.

Bakanlıkta düzenlenen devir teslim töreninde konuşan Bozkır, kardeşi olarak hitap ettiği Çelik'e bakanlık görevini devretmekten dolayı büyük memnuniyet ve onur duyduğunu belirtti.

Bozkır, Türkiye'nin AB sürecinde müzakere tarihi aldığı 2004 yılının öncesindeki zor günlerde Çelik'in bu sıkıntıların aşılmasında çok önemli rol oynadığını söyledi.

AB üyeliği ve sürecinin Türkiye'nin stratejik bir hedefi olduğunu ve bunun ortak çıkarlar olduğu sürece devam edeceğini vurgulayan Bozkır, "Şu anda Türkiye-AB ilişkilerinin kritik bir noktasında bulunuyoruz ancak tabiatıyla bu ilişkinin tanımlanmasında, bunun bir öğretmen-öğrenci veya amir-memur ilişkisi değil, eşitler arasında herkesin birbirine saygı duyarak ve bu çıkarın ne anlama geldiğini bilerek hareket etmesi mecburiyeti vardır. Dolayısıyla AB'nin son dönemde Türkiye'ye karşı haksızlık olarak ifade ettiğim bazı tutumlarını gözden geçirmesi ve bu sürecin ilerletilmesindeki yararını görmesi gerekmektedir." diye konuştu.

Bozkır, Bakan Çelik’in ileri tarihlerde yürüteceği temaslarla bu ilişkilerdeki mevcut gerginliğin olumlu bir sonuçla ortadan kalkacağını umduğunu ve Türkiye'nin hak ettiği noktalara AB süreciyle geleceğini beklediğini ifade etti. Volkan Bozkır, Ömer Çelik'e görevinde başarılar diledi.

"AB perspektifi çok önemlidir ama yegane seçenek değildir"
AB Bakanlığına getirilen Ömer Çelik ise AK Parti iktidarlarının başladığı günden bu yana dış politika ve AB sürecinde Bozkır ile birlikte çalıştıklarını hatırlattı.

Ömer Çelik, konuşmasında şunlara yer verdi:

"Kuşkusuz, AK Parti iktidarları döneminde, AB'ye tam üyelik perspektifi bir devlet perspektifi ve politikası haline gelmiştir. Şimdi gelinen noktada bu ilişkinin neredeyse bölgesel ve küresel krizlerin düğümlendiği, hepsinin kesişme ve kavşak noktası haline geldiği bir dönemden geçiyoruz. Sayın Bakanımız bu ilişkileri dirayetle, basiretle ve tam bir devlet adamı disipliniyle yönetti. Bundan sonrasında da biz bu tam üyelik perspektifinin ve devlet politikası olma perspektifini tabii ki koruyacağız. Ama son günlerdeki aktüel tartışmalarda olduğu gibi, bir barış projesi olan AB'nin, Türkiye'nin iç barışını tehdit eden ve Türkiye'nin meşru haklarının savunulması anlamına gelen olan terörle mücadele konusunda Türkiye'ye dönük çifte standartlarda bulunmamasını istiyoruz. Kuşkusuz bu eşit bir ilişkidir. Türkiye için AB perspektifi çok önemlidir ama yegane seçenek değildir. Bu ilişkinin Sayın Bakan'ın döneminde olduğu gibi standartlarının yükselerek, bu devlet politikasının gereklerini yerine getirmeye çalışacağız."

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.