Prof. Dr. Hüseyin Muşmal

Prof. Dr. Hüseyin Muşmal

Osmanlı'nın Konağı

Osmanlı'nın Konağı

Beyşehir’de Sultan Abdülhamit döneminde kurulan tarihi göçmen mahallesi Hamidiye de Beyşehir Gölü’ne hâkim bir noktada yüz yıllık tarihi olan harikulade bir konak vardır. 1901 yılında Beyşehir’e yerleştirilen Çeçen-İnguş muhacirlerinden olan ve kısa bir dönem Belediye Başkanlığı da yapmış bulunan Beyşehir eşrafından Süleyman Sırrı Koydemir tarafından yaptırılan konak, Beyşehir’de Osmanlı’dan günümüze gelmiş sivil yapılar içerisinde en değerli yapılarından biridir. Bu nedenle Osmanlı Konağı, yıllar öncesinde Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescil edilerek koruma altına alınan kültür varlıkları arasına girmiştir. 

1990’lı yıllarda konağın son sakininin vefat etmesinden sonra, mirasçılarının Beyşehir’de ikamet etmemesi nedeniyle konak boş durumda idi. Yakın zamanlarda bir vesile ziyaret ettiğim konağın, bugün bütün pencereleri ve pencere çerçeveleri kırılmış bulunuyor. Aynı zamanda cumbasında ciddi hasarlar var. Ayrıca yapının koruyucu duvarlarındaki hatıllar ile destek üniteleri göçmüş durumda. Üstelik konağın arka bölümünde çatıyı taşıyan kısımlar hasar gördüğü için çatının bir bölümünde kiremitler ve oluklar dağılmış bulunuyor. Eğer, çok kısa süre içerisinde önlem alınmazsa, önümüzdeki kış mevsiminde gelecek yağışların etkisiyle, konağı bütünüyle kaybedebiliriz. Bu nedenle bir an önce önlem alınması ve konağa müdahale edilmesi gerekiyor. Konağa girmek oldukça tehlikeli, bu nedenle konak çevresi için de artık tehlike oluşturuyor. Üstelik Çocuklar açısından da ciddi tehlike oluşturmaktadır. Konağın etrafında, bahçesinde yaz kış çocuklar oynuyor. Top kaçırıyorlar, bahçeye giriyorlar. Her an konak göçebilir, can kaybı yaşanabilir. Bunun için etrafında mutlaka bir güvenlik şeridi oluşturulmalıdır. Konak insanların güvenliği açısından bir risk oluşturduğu gibi çevre açısından da büyük bir risk oluşturuyor. Pencerelerinden bakıldığında içerisinin mezbelelik haline geldiği anlaşılıyor. Yani Osmanlı Konağı, ecdadın eseri pislik içerisinde ve perişan bir vaziyete bürünmüş. İçinde hayvan ölüleri, hayvan pislikleri gibi bir sürü atık yer alıyor. Beyşehirli’nin gözü önünde, Osmanlı Konağı Beyşehir’e dargın ve küskün bir şekilde kendisini bırakıyor, her geçen gün eriyor, yıkılıyor, imdat diyor, Osmanlı’nın hatırası yok oluyor.

Ecdadına sahip çıkmak isteyenlerin, Beyşehir’in, Beyşehirli’nin Osmanlı Konağı’nı ayakta tutması gerekiyor. Burası Beyşehir’e yeniden kazandırılması gereken çok önemli bir eser. Ben bütün kanaat önderlerine buradan çağrıda bulunmak istiyorum. Burası Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından tescilli bir yapı. Niçin burası restore edilip Beyşehir de bir müze haline getirilmesin, niçin Beyşehir’de dışarıdan gelen misafirlere bir butik otel olmasın, Niçin burası bir misafirhane veya bir dernek-vakıf merkezi olmasın? Burası Ecdadımız Osmanlı’nın Konağı, zamanımız kalmadı, lütfen daha fazla geç kalmayın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Hüseyin Muşmal Arşivi
SON YAZILAR