ÖZGÜRLÜĞÜMDEN TAVİZ VERMEM

ÖZGÜRLÜĞÜMDEN TAVİZ VERMEM
Çok mütevazı, temiz kalpli, güzel yürekli, samimi, doğal, güler yüzlü, hayat dolu, şirin mi şirin bir insan vardı bu sefer karşımda. Herkes onu “Kuzeyin Oğlu” diye tanır.

Onu yakından tanımak, karşısına geçip iki laf etmek en büyük hayalimken, bunu röportaj vesilesiyle gerçekleştirmek, paha biçilemez bir mutluluk oldu benim için. Bir hayranına “Bu adamdır beni Karadeniz erkeklerine âşık eden... Bir günahım varsa vebali bu adamın ve şarkılarının boynunadır” sözlerini söyletebilecek kadar mükemmel bir erkek, dahası “kadınım” ve “sevgilim” kelimelerini dünyanın en iyi söyleyen erkeği olarak, o çok başka bir adam. Onu yakından tanıdığım zaman bir kez daha hemşerim olmasından dolayı gurur duydum. Ağlatır, acıtır, kanatır ama hemen ardından güldürür hem de kahkahalarla. Muzipliği efendiliğine karışmıştır, tıpkı kahkahasının gözyaşına karıştığı gibi. Karadeniz’i ve Karadenizliyi temsil edişine, anlatışına, türkülerine, komik hikâyelerine hayran bırakır. Böyle bir adam dünyaya geldiği için şükrediyorum. Ne güzel bir insandır ki şan, şöhret bir gram bozmamıştır içtenliğini, saflığını, duruşunu, sanatını… O kadar içten okur ki okuduğu şarkıları, türküleri… Boğazlarda iki yumruk bırakır, biri yukarıda, öbürü biraz daha aşağıda. Yutkunsanız bile geçmez ki yutkunamazsınız da... Popüler müziğin gelir geçerliğine inat uzun soluklu olan şarkılarını, yıllar boyunca yalnızlığınıza, hüznünüze, neşenize yoldaş edebilirsiniz. “Çevredeki insanlar böyle acı içinde, böyle mutsuz yaşarken mutlu olmayı bencillik olarak görüyorum” sözüyle birçok gönlü bir anda fetheden “Kuzeyin Oğlu” anlattı, ben dinledim, sizler için de yazdım.

Röp: Emine Şeyma Yıldız

Bir hayranınız sizi “Benim gibi Karadeniz yöresi ve kültürü ile hiçbir alakası olmayan insanlara bile kendi türkülerini dinletebilmiş insan” diye tanımlamış. Bu size ne hissettiriyor?

Müziğin her zaman birleştirici bir yönü var. Eğer yaptığınız müzik samimiyse karşılık buluyor. Bugün yurt içinde olsun, yurt dışında olsun, birçok şarkıyı bu yüzden severek dinliyoruz. Önemli olan yaptığınız işte inandırıcı olmak.

sam_2858-(copy).jpg

Bu zamana kadar Volkan Konak imajı, Volkan Konak sesi, Volkan Konak stili, Volkan Konak müziği diye bir şey yarattınız. Şimdi ne yapıyorsunuz? Bundan daha fazla yapabileceğim bir şey yok, diyor musunuz?

Sahne performansımız bir ilk, doğrudur. Müzikte gökkuşağına yeni bir renk eklediğimizi düşünüyorum. İleride belki farklı müzikal tarzı bir şey yapabiliriz. Müzikte iyi bir kulvar açtık.

''Sevgilim'' ve ''Kadınım'' kelimelerini dünyada en iyi kullanan erkek olarak tanımlanıyorsunuz. Nedir bu içtenliğin ilham kaynağı?

Estağfurullah. (Gülüyor) Yaşanmışlıklar, kadına verdiğim kıymet, yaşamayı önemsiyor olmam, aşka, sevmeye ve sevilmeye çok değer verişim. Bütün mesele bu…

sam_2862-(copy)-002.jpg

Bir röportajınızda en büyük zaafınızın kıyafet olduğunu söylemişsiniz. Neden bu kadar büyük bir zaaf? Modayla aranızın bu kadar iyi olmasının sırrı burada mı saklı?

Zaaf değil de ben kıyafete bilinçli örtünme diye bakarım. Aslında çok fazla modayla ilgilenmiyorum, marka takıntım yoktur. Her zaman doğal ve sade giyinmeyi tercih ederim. Maviyi çok seviyorum çünkü bana huzur ve güven veriyor.

Bir hayranınız sizinle ilgili, “Bu adamdır beni Karadeniz erkeklerine âşık eden... Bir günahım varsa vebali bu adamın ve şarkılarının boynunadır.” yorumunu yapmış. Bu delicesine bir bağlılık…

Kabulümdür. Vebalı varsa benim olsun. Onun tüm veballeri benim boynuma… (Gülüyor) Sevmek, sevilmek güzel şey, sevmeye devam etsin. Dünyada iki türlü insan var. İyi ve kötü insan… Biz hep iyinin ve güzelliğin yanındayız. Sevgide iyilerin ulaşabileceği bir olgudur. O yüzden iyinin yanındayım.

sam_2864-(copy).jpg

Şimdiye kadar hayranlarınız tarafından en çok beğenilen şarkılarınız hangileri oldu?

En çok kitleye ulaşan şarkım “Cerrahpaşa” oldu. Aşk şarkısı olarak Feriğim, Mimoza Çiçeğim, Dido ve Efulim” isimli parçalarım çok sevildi.

“Devlet insanları sağduyuya davet ediyor. Ben solduyuluyum kardeşim! Bizi hep ekmek yerine yalanla beslediler.” Bu cümleleri söyleyecek kadar ne yaşadınız?

Sağduyuluyum diyenlerin hepsi yalan söylüyor. Biraz da solduyulu olalım. Sosyal demokrat yapıya sahip bir insan olarak, bu görüşü aydınlanma ve dürüstlük olarak algılıyorum. Kim ne düşünürse düşünsün sağduyuyu daha bir sertlik, daha bir şiddet, daha bir kapitalizm olarak görüyorum. Sağduyu titreyip kendine gelme, düşünme anlamında bir deyim. Ben o sözü espri tarzında söyledim. Onun dışında iyi bir solcu olduğumu düşünüyorum. Bu da bana çok şey kazandırdı. Bu sayede Mevlana gibi kim olursa olsun sahiplenmeyi ve kabul etmeyi öğrendim. Sanatla uğraşan bu görüşle olmalı diye düşünüyorum. Irkçı sanatçı olamaz. Solduyulu olmaktan mutluyum. Kalbimiz de sol tarafta zaten.

sam_2929-(copy).jpg

Kazım Koyuncu Harbiye Uğurlaması'nda yapmış olduğunuz duygulu konuşmayla o an ki hüzün katsayımızı yukarılara çekerek, hepimizin gözyaşlarımızı serbest bıraktığı o günde, bir şairden alıntı yaparak, "Ben artık şarkı söylemek değil, ağlamak istiyorum.” demiştiniz. Neden o an ağlamak istediniz?

Çok hüzünlü bir süreçti, beş aylık bir hastane periyodu vardı. Yaşaması gereken bir arkadaşımızdı. Kalbiyle, fikirleriyle, müziğiyle, her yönüyle çok iyi bir yoldaştı. O gün hayat bizim için çok acımasızdı. Bütün ölümler erken ve hüzünlüdür. Kazım Koyuncu’nun ölümü de çok erken oldu. O gün ağlamanın günüydü. Öyle bir serzenişte bulunmuştum o yüzden.

Kendiniz için yaptığınız en iyi şey nedir?

Hiç kimsenin yörüngesine girmemek, özgürlüğümden taviz vermemek ve gezmek…

İstiklal Caddesi’nde yürürken bir kemençe sesi duyduğunuzda ne hissediyorsunuz?

Hoşuma gider, bir gıdıklanma yaratır. Kulağımız aşina olduğu için pek ilginç gelmez, hafiften bir bam teline basar.

Karadenizliler genelde biraz sinirli olur. Sizin de sinirli, hırçın taraflarınız var mı?

Çok var ama bir o kadar da yumuşak taraflarım var.

sam_2867-(copy).jpg

Hiçbir zaman medyada göstermeyeceğiniz kadar özel ve değerli olan eşinize mutlaka bir şarkı yazmışsınızdır…

Dört aşk şarkısı yazdım, içlerinden bir tanesini eşime yazdım. O da benim özelim olsun.

Bir Trabzonlu ve Trabzonspor taraftarı olarak takımınızı bu sezon nasıl buluyorsunuz?

Başarısız buluyorum. Ben çok fanatik olamamakla beraber doğduğum şehrin takımını tutmayı önemsiyorum. Biz takımımıza nüfus kâğıdımız gibi bakıyoruz. Küme de düşse biz yine Trabzonsporluyuz. Diğer takımları da izlemekten keyif alıyorum.

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.