Av. Bülent Aksoy

Av. Bülent Aksoy

PROF. AZİZ SANCAR

PROF. AZİZ SANCAR

Aşağıdaki yazıyı, Prof. Aziz Sancar Hocamız, Nobel Ödülü’nü aldıktan sonra yazmıştım. Kendisi ile de paylaşmış ve Konya’mıza misafirimiz olması için davet etmiştim. Geçenlerde Cumhurbaşkanımız Amerika’ya gittiğinde yanında Prof. Aziz Sancar Hocamızı görünce o yazıyı ve Hocamızın nazik-samimi cevabını sizlerle paylaşmak istedim.

“AZİZ OLMAK…(23.01.2016)

Bir güzel insan varmış, uzaklarda.. İnsanlık için, esenlik için çalışıyormuş.

Bilmiyordum. Hiç duymamıştım. Benim ayıbımdı belki ama; bilim dünyası yakinen tanıyormuş.

İsmi AZİZ soyismi SANCAR.  Profesör. Mardin’in Savur ilçesinden. Her konuşmasında Cumhuriyet’e, Atatürk’e teşekkür ediyor. “Her şeyi bu toprağa, bu vatana borçluyum” diyor.

Hele Külliyeye giderken yaşadığı korkuyu anlatırken kurduğu cümleler; emin olun içimi titretti:

“Çok korktum, Cumhurbaşkanımız benden idari bir görev isteyecek diye. O’nu reddetmek uygun düşmezdi…”

Asalete, zerafete bakın. “Devletin başı benden bir şey istese reddedemezdim” diyor. Belli Cumhuriyeti seviyor, Atatürk’ü de ziyadesi ile. Türkiye ile ilgili bir siyasi görüşü var mıdır? Yok mudur? Bilmiyorum. Lakin cevap çok açık. Ben Dünya’ya hizmet ettim, ediyorum, belki Amerika’da çok daha iyi hizmet edeceğim. Lakin Devletim benden bir şey isterse; bütün hayatımı bırakıp gelmek mecburiyetindeyim, diyor. Asil, Devlet Terbiyesi ve zerafeti en üst düzeyde.

Sanki ödülü O, almamış, Türkiye Cumhuriyeti çalışmış, çabalamış, emek vermiş ve Aziz Sancar’a o ödülü aldırmış gibi konuşuyor. Çalışmalarının çoğunu Amerika’da yapmış ama O, durmadan, çekinmeden TÜRKİYE diyor.

Tevazu, samimiyet, ciddiyet… Fevkaladenin fevkinde.

Şuan ihtiyacımız olan birlik, emin olun Aziz Hocam sizinle tesis oldu sanki. Sizin cana yakın, samimi tavrınız bizim uzlaşmaz, çatışmacı tavrımızı dindirdi.

Aziz Hocam, isminiz sizinle müsemma. Sizi tanıdık, şeref duyduk, biz de aziz olduk.

Aziz Hocam, sizin yüzünüzdeki tebessüm, dilinizdeki huzur veren seda, bu topraklara, yaşantınızın her anına gösterdiğiniz vefa paha biçilemez bir misaldir.

************************

Peki Aziz Sancar Hoca doğduğu bu topraklarda mı Aziz Hoca oldu? Yoğrulduğu okullarda, öğretmenlerde, devam eden gurbette mi Aziz Hoca oldu? Aziz doğulur mu, Aziz olunur mu?

Emin olun O, bir marangoz olsa eserleri şaheser olurdu, bir heykeltraş olsa dünya O’nu konuşurdu. Bir yazar olsa herkes O’nu okurdu, bir kahveci olsa herkes O’nun çayını, kahvesini içmeye koşardı. O Aziz olarak doğdu ve Aziz olarak yaşadı. Sadece çalıştı ve araştırdı, Yüzlerce kitap ve makale yayımladı. Artık her evin kenarından köşesinden içinden geçen her vardığı yerde derin hüzünler bırakan Kanser Hastalığına çare aradı. Mühim yol katetti ve Nobel Ödülünü aldı.

İşte bu çalışkan bilim adamı araştırın, çocuklara eğilin diyor. Ben başardım demiyor ama tavrı ile “bana bakın, işte buradayım. Mardin’den sade bir ailenin 7. Çocuğu olarak dünyaya geldim ve bu ödülü aldım. Neden Türkiyemden bu ödülü başka alanlar çıkmasın? Bu mümkün elbette…” diyor.

Eğitim sistemimizin azizliği pek çok dehamızı Aziz Sancar olmaktan alıkoymuştur. Ancak Aziz Hocam şanslıymış ki; sistemimizin azizliğine uğramadan araştırmalarını çok daha rahat yapacağı bir diyara gitmiş.

İşte eğitim, bilim ve teknoloji sistemimizin sorunu bu: Aziz Hocaları, Azizliğe uğratmadan tutabilmeyi başaramıyor.

Cumhurbaşkanımıza çocukların araştırma yapmasını teşvik edin, demiş. Kendini değil hep bizi düşünen bu aziz adama imrenmemek, onu düşündükçe duygulanmamak elde değil. Gerçekten de ülkemizde artık sınav koşuşturmacasını bırakmış, tamamen bilimsel ve deneysel eğitim sistemine geçen bir hamle yapmamız gerekiyor.

Şu da çok önemli bence. Mardin’den gelen bu başarı sesi hepimizi onure etti, mesut etti. Kimse Mardin’den gelen bu başarıya Kürt’tü, Türk’tü, Arap’tı demedi.

Keşke Sayın Cumhurbaşkanımız, Aziz Hoca’ya o idari görevi teklif etseydi demeden de duramıyorum.

Saygı ile selamlıyorum Prof. Dr. Aziz SANCAR’ı.”

Değerli Hocamızın Cevabı (24.01.2016)

“Değerli Kardeşim,

Takdir ettiğiniz ve güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim. Mevlana’yı bir kere ziyaret ettim. Ben de eşim Gwen’de tekrar gelmek isteriz. İnşallah yakında kısmet olur geliriz. Gelirsek mutlaka haber veririm. Sağ olun varolun. Sizin, eşinizin ve kızlarınızın gözlerinden öperek, sevgi ve selamlarımı yolluyorum… Aziz”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Av. Bülent Aksoy Arşivi

S.O.S

22 Eylül 2016 Perşembe 20:36
SON YAZILAR