Rektörlük yönetimi koalisyon değildir

Rektörlük yönetimi koalisyon değildir
Rektör Şahin, görevlendirmeler yaptığı bazı isimlerin kendisini koalisyon hükümetlerinde olduğu gibi yönetimin ortağı zannettiğini belirterek başladığı açıklamasında çarpıcı değerlendirme ve tespitlerde bulundu.

Selçuk Üniversitesi’nin mevcut konumu ve hedeflerini açıklayan Şahin, üniversitenin öne çıkacağı alanlar, yerli otomobil ve savunma sanayi ile Mevlana filmine ilişkin samimi açıklamalarda bulundu

Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Pusula TV’de hafta içi her gün canlı olarak yayınlanan Uğurlu Gündem isimli programa konuk oldu. Genel Yayın Yönetmenimiz Uğur Özteke’nin sorularını yanıtlayan, üniversiteye dair A’dan Z’ye çok önemli açıklamalar yapıp yeni projelerin müjdesini veren Rektör Mustafa Şahin, “Selçuk Üniversitesi 42 yıllık birikimiyle güçlü ve köklü bir üniversite. Amacımız devletten aldığımızdan daha fazlasını devlete vermek, üretim yapmak. Bunun için projeler geliştiriyoruz” dedi. Dünyanın ilk 800 üniversitesi arasında yer alan ve Türkiye’deki sıralaması da 10-15 arasında değişkenlik gösteren Selçuk Üniversitesi’nin araştırmacı üniversite olarak, gıda, otomotiv ve savunma sanayi, ilaç ve alternatif enerji ile tarih ve güzel sanatlar alanlarında öne çıkacağını söyleyen Şahin, yerli otomobil üretimi, milli ilaç projesi ve Mevlana filmi konularında da samimi açıklamalarda bulundu.

Açıklamalarına, mesleki tercih ve başarıya ilişkin değerlendirmeleriyle başlayan Rektör Şahin, “Cerrahiyi hakikaten seviyorum. Bu benim için hayatımın kararıydı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde okurken hedefim psikiyatr olmaktı. O yönüm de ağır basar. Halen sosyoloji, psikoloji, tarih ve mukayeseli bilim tarihi okuyorum. Bunlar aklımdan hiç gitmedi ama o dönem (1981-82) Afganistan’da çıkan iç savaş nedeniyle oradan bize gelmiş öğrenciler vardı. Onlar zaman zaman gider ve savaş döneminde ülkesinde faydalı cerrahi operasyonlar yapardı. O manzara benim için dönüm noktası oldu. Ben de cerrahiye yöneldim. O manada da başarılı olduğuma inanıyorum. Ülkenin ve dünyanın en iyi cerrahı olmayabilirim ama iyi bir cerrah olduğuma inanıyorum. Hep en iyinin üstünde iyi vardır ve kendini yeterli bulduğu gün kişinin kaybetmeye başladığı gündür. Bunun için kendimizi yenilememiz lazım. Her şeyden önemlisi taşra cerrahisi algısını yıktık. Artık taşrada da iyi cerrahlar var” dedi.

HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIM

Üniversitedeki görev dönemindeki başarısını da değerlendiren ve başarının göreceli bir kavram olduğunu vurgulayan Şahin, “Üniversitede göreve başladığımız da işlerin nasıl gidebileceğini düşünerek bazı olumsuzluklar için tedbirliydik. Ancak bazı yaptığım atamalar, bazı görevlendirmeler bazı görev getirdiğimiz insanlar bizlere hayal kırıklığı yaşattı, halen de yaşatıyorlar. Rektörlük makamı bir koalisyon hükümeti değildir. Rektör, rektör yardımcıları, dekanlar ve müdürler rektörün belirlediği plan ve stratejide üniversiteyi büyütmek için gayret göstermeli. Ama eski koalisyon döneminde olduğu gibi kendisini koalisyon ortağı görenler var. Bu beni üzüyor. Yapacak da bir şey yok. Elimizdeki en iyi insanlarla, en iyi olduğunu düşündüğümüz insanlarla çalışmak istiyorum. Ben bireysel çıkarları asla ön planda tutmadım, ortak çıkarları ve ülke çıkarlarını ön planda tutmaya çalıştım. Bu böyle devam edecek. Bu noktada kendinizi başarılı görüyor musunuz görmüyor musunuz diye sorarsanız buna verecek doğru ve net bir cevabımız yoktur. Çünkü başarı göreceli bir kavram. Birinin çocuğunu işe almışsak. Bir işini görmüşsek ona göre başarılıyız, tam tersi durumda başarılıyız. Avustralya’dan muayene olmaya gelenler var” şeklinde konuştu.

900 MİLYON LİRALIK BÜTÇEYİ YÖNETİYORUZ

Selçuk Üniversitesinin imkanlarını anlatan ve yaklaşık 900 milyon liralık bütçeyi yönettiklerini söyleyen Rektör Şahin, “Selçuk Üniversitesi çok güçlü bir üniversite, köklü ve güçlü bir mirası var. Büyük kapasitelere ve potansiyellere sahip. Bunun yanı sıra iyi de bütçemiz var. Devlet çok iyi imkanlar sunuyor. Bu yıl ki bütçemiz 525 milyon lira. Geçen yıl ki bütçenin üstüne 50 milyon lira koyduk. Geçen yıl ki döner sermayemiz de 250 milyon liraydı. Bu sene 300-350 milyon lirayı göreceğiz. Bu şu demek; biz 850-900 milyon liraya yakın bir bütçeyi yönetiyoruz. Bunun için yatırımlar yapmalıyız. Temel hedef bizim aldığımızdan daha fazlasını devlete geri vermemizdir. Bunu yapalım ki ülkenin cari açığı kapansın. Ülke içerisindeki döngüden daha fazla para kazanmak, hocalara üç beş kuruş daha fazla para kazandırmak gerçek kazanç değil. Gerçek kazanç üretmemiz ve ürettiğimizi yurt dışına satabilmemizdir. Kırmızı çizgimiz bu. Yoksa bireysel para kazanmaya kalksanız şu an hocalarımız, çok büyük paralar kazanacak donanıma sahiptir. Örneğin benim patentlediğim 4 ürünüm var. Bunun birisiyle ilgili bir yatırım peşindeyiz. Fabrika kurmak arzusundayız. Bu yönde girişimler sürüyor” diye konuştu.

FETÖ, ÜNİVERSİTEYİ ÇOK YIPRATTI

FETÖ’nün Selçuk Üniversitesinde ciddi tahribatlara yol açtığını ve önemli derece önlerinin kesildiğini söyleyen Rektör Şahin, “Okyanus Operasyonu paralel yapının en büyük operasyonuydu. Rektörümüz, bürokratlar ve diğer yöneticiler hapse atıldı. Bunun üzerine insanlar nizami evraklara imza atmaktan kaçınır hale gelmişti. Ardından benim de içinde bulunduğum dönemde 4 yıllık FETÖ rektörlük dönemi yaşandı. Bu dönemde ciddi mağduriyetler oluştu. İnsanlar hak ettiği kadroları alamadı, akademisyenlerin önü tıkandı ya da hak etmeyenlerin önü açıldı. Ama 2013’ten sonra devletin kurumları ve birimleri ciddi tedbirler aldı. Yine 15 Temmuz’dan sonra da 200’ün üzerinde insanı ihraç ettik. Bu ciddi bir boşluk doğurdu. Bazı programlarda hoca kalmamıştı. Bu üç travmayı yaşamış, üstelik 15 Temmuz travması yaşamış insanlara diyecek bir şey bulamıyorum. İnsanların eli koptu, gönlü koptu, ruhu koptu. İş yapmayan suale tabi değilken, iş yapana sorular, suçlamalar geldi. Bu nedenle hocalarımıza güven aşılamaya çalışıyoruz. Özlük hakları noktasında gerekli kazanımlarını elde etmeleri için çalışıyoruz. 31 Aralık itibariyle hak edip de atanmayan hoca kalmayacak” dedi.

KAYNAKLARI DOĞRU VE ADİL KULLANMALIYIZ

Selçuk Üniversitesi yönetimi olarak kaynakların doğru ve adil kullanımı noktasında çalışmalar yürüttüklerini de söyleyen Rektör Şahin, “Kaynakların dağıtımı noktasında cömert davrandık. İlk defasında talep eden herkese verdik. İkinci defa gelene ise ilk seferinde ne yaptın, verimli mi kullandın yoksa ürün ortaya koymayan boş çalışmalar mı yaptın diye soruyoruz. Çünkü biz üretmek zorundayız. Devletten aldığımızdan daha fazlasını devlete teslim etmek zorundayız. Bu devlet bize 100 bin öğrenci teslim etmiş. Bu öğrencileri ahlak, mesleki ve sosyal yönden iyi yetiştirmeliyiz. Verimli ve üretken olmalıyız, bunun için de kaynakları doğru kullanmalıyız” ifadelerini kullandı.

25 BİN ÜNİVERSİTE İÇİNDE İLK 800 ARASINDAYIZ

Selçuk Üniversitesinin Türkiye ve dünyadaki üniversiteler arasındaki konumuna da parantez açan Rektör Şahin, “Türkiye’deki sıralamalarda 12 ile 15 arasındayız. Dünyada da 800 ile 900 arasındayız. Kriterler değişince sıralama değişiyor. Ancak dünyada 25 binin üzerinde üniversite var. İlk 800 içinde olmak çok önemli bir şey. Bunun yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı araştırmacı üniversite listesi var. Biz aday konumundayız. Ama YÖK Başkanımız ‘siz de bizim için araştırmacı üniversitesi konumundasınız’ dedi. Bu noktada bakıldığında Selçuk Üniversitesi rüştünü ispatladı. Ama bu bizim başarımız değil. Selçuk Üniversitesinin 42 yıllık çalışmalarının semeresidir. Türkiye’de ve dünyada önemli yerlere geldik. Şehir merkezine geldiğimiz zaman öğrencilerin 3’te 2’si Konya dışından. Hukuk ve Tıp fakültesinde de öğrencilerimizin büyük bir bölümü dışarıdan. Bu şehrin ve üniversitenin erdiği güveni gösteriyor. Konya huzur ve güven şehirdir. İnsanlar evlatlarını en huzurlu, güvenli şehirde, üniversitelerde okutmak istiyor” dedi.

KLİNİK ÇALIŞMALARINI AKSATMIYORUM

Rektör Şahin, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesindeki hekimlik çalışmalarını da aksatmadan sürdürdüğünü ifade ederek, “Erken kalkar ve güne erken başlarım. İstisnasız her sabah 7.30’da hastanede olurum. Yarım saat hocalarla değerlendirme yapıp 08.00’da vizit ve ardından simit toplantısı yaparız. 09.00 gibi rektörlük faaliyetlerime başlarım. Pazartesi günü 10-12 arası derse girer, çarşamba günü ameliyatlarımı yaparım. Karaciğer ve safra yolları cerrahisi bende. Kliniğin tek karaciğer operasyoncusu benim. Bu noktada klinikte açık oluşsun istemiyorum. İyi bir kliniğimiz var. Bunun dışında makalelere ve bilimsel faaliyetlere de devam ediyorum” diye konuştu.

TIP FAKÜLTESİNE MERKEZİ YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ

Tıp fakültesinde ciddi çalışmaların yapıldığını da ifade eden Şahin, “Tıp fakültesi olarak yatak sayımızı da arttırdık. 48 yataklı üçüncü düzey bir yoğun bakım inşaatımız devam ediyor. 18 yataklı palyatif bakım merkezi ki bu çok önemlidir. Türkiye’de çok yaygın değil. Kimsesiz, düşkünleşmiş ve yatalak hasta yaraları oluşmuş insanların günlük bakımları yapılan yardımcı bakım merkezidir. 100 yataklı yakın yoğun bakım ünitelerimiz var ama 48 yataklı merkezi yoğun bakım çok önemli. Bunun için yatırımlar yapıp, kadrolaşma çalışmalarına devam ediyoruz. Amacımız hizmet vermek ama sıradan olmayan üst seviyede bir hizmet ve aynı zamanda üst seviyede eğim için altyapı oluşturmak. Bu açıdan manen tatminiz” dedi.

FAKÜLTELERDE ATALET SÖZ KONUSU

Selçuk Üniversitesinin büyük potansiyeli olduğunu ancak henüz fakülteler üzerindeki ataleti atamadıklarını da söyleyen Rektör Şahin, bu konuda biraz da sitemkar konuşarak şunları söyledi: “Fakültelerimizde büyük potansiyeller var, bu potansiyellere rağmen bir şey yapamıyoruz ya bu beni deli ediyor. Bir atalet söz konusu. Örneğin İletişim fakültemiz mükemmel. Geçen hafta TRT’nin düzenlediği yarışta 12 ödül alıp birinci olduk, bizden sonra gelen üniversite 7 ödül aldı. Veteriner fakültemiz, Ziraat fakültelerimiz mükemmel ama üzerimizdeki ataleti atmalıyız. 17 milyon liralık küçükbaş hayvan hastanesi yapıyoruz. Çevre ve Orman Bakanlığı ile ilgili yaban hayvanları rehabilitasyon merkezi kuruyoruz. Yaban hayatında yaralanan hayvanların tedavi ve rehabilitasyonu yapılıp doğal hayata salınacak. Rektörlüğü kampüse taşımak da bize nasip oldu. 22-23 yıldır vaatlerde rektörlüğün kampüse taşınması projesi vardı. Bize kısmet oldu. Merkezdeki rektörlükte de makamımız var. Gidip geliyoruz ama buraya mimarlık fakültesini taşıdık. Burada öğrencilerimiz Mimar Muzaffer’in ruhunu yaşayıp, mesleklerine yansıtacak. Yine çevre ve şehircilik öğrencileri için şehircilik bir laboratuvardır. Biz bu öğrencileri merkeze çektik.”

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ 5 DALDA ÖNE ÇIKACAK

Selçuk Üniversitesinin yol haritasını ve önceliklerini açıklayan Rektör Şahin, “Araştırmacı üniversite olarak YÖK’ün talebi doğrultusunda gıda, otomotiv ve savunma sanayi, ilaç ve alternatif enerji dört ana dal olarak belirledik. Buna tarih ve güzel sanatlar alanlarını da ekleyip 5 dalda öne çıkmak istiyoruz. Ziraat ve Veterinerlik fakültesine güvenerek gıda ve tohumculuk alanında öne çıkan çalışmalar yapacağız. Yine Mühendislik Fakültesi hocalarımıza, Huğlu ve Üzümlü’ye güvenerek otomotiv ve savunma sanayi için projeler üreteceğiz. Havelsan, Roketsan ve Aselsan ile ayrıntısını veremeyeceğim işbirliği çalışmaları başlattık. Sessiz sedasız, sürüyoruz. Üçüncü alanımız ilaçtır ki eczacılık fakültesini şubatta kurduk, mayısta tercihlere girdik. 27 eczacılık fakültesi içerisinde tercih sırasında 9. olduk. Bu da Selçuk Üniversitesi’nin marka değerini ortaya koyuyor. İlaç Mükemmeliyet merkezi kurduk. İnşallah burada ilaç üreteceğiz. Lisansı ve patenti ülkemize ait olan milli ilacımız yok. Pakistan gibi bir devletin 5 Bulgaristan’ın 9 tane milli ilacı var.

Türkiye’de ilaç üretiyoruz ama İsviçre’nin Fransa’nın ilaçlarını lisans ücreti ödeyerek üretiyoruz. Artık milli ilaç üretmeliyiz. Alternatif enerji alanında da önemli bir potansiyele sahibiz. 7 milyon liralık yatırımla güneş enerji santrali kuruyoruz. Hastanenin ihtiyacı olan enerjinin tamamını oradan temin etmek istiyoruz. Bunun yanı sıra hocalarımız biz tarih ve kültür şehriyiz. Selçuklu Medeniyeti’nin mirasçısıyız. Tarih ve güzel sanatlar alanında da ilerlemeliyiz’ dediler. Bunun için bu alanda da öne çıkan çalışmalara imza atıp, 5 dalda ilerleyeceğiz” diye konuştu.

5 ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULDU

Yine araştırma merkezleri ile Selçuk Üniversitesinin ciddi çalışmalar içerisinde olduğunun da altını çizen Şahin, “Rektör olduktan sonra bazı araştırma merkezleri kurduk. Alternatif enerji kaynakları, otomotiv teknolojileri araştırma geliştirme merkezi, radyoaktif atıkların saklanması ve nükleer atıkların geri kazanılması ile ilgili merkez, tohumculuk merkezi ve ilaç mükemmeliyetçiliği merkezleri kurduk. Bu 5 merkez bile hangi mantalite ile çalıştığımızı oraya koyuyor. Yine çok ses getirecek bir projemiz var. Taşucu Meslek Yüksekokulu ile Akkuyu Nükleer Santral arasında bu alana personel yetiştirme noktasında iş birliği anlaşması yapıldı. Nükleer santral için 5 bin elamana ihtiyaç olduğu ifade ediliyor. Taşucu’nda ihtiyaca yönelik bölümler açılacak” dedi.

MEVLANA FİLMİ İÇİN DÜĞMEYE BASILDI

Selçuk Üniversitesi Rektörü Mustafa Şahin, önemli bir projenin de müjdesini Pusula TV ekranlarından verdi: “24 Ekim’de Diriliş Ertuğrul’un yapımcısı Metin Günay ve Rus pasaportlu, Hollywood senaristi, Azeri Rüstem İbrahimbeyov Konya’ya gelecek. Hedefimiz Mevlana filmi. Bunun için senaryo çalışması yapmak. İbrahimbeyov bir sinopsis gönderdi, üst düzeyde bir çalışma. Daha önce rahmetli Ömer Lütfi Mete’nin çalışması var. Bu çalışma ve diğer birikimler de referans alınacak. Sayın Cumhurbaşkanımız da konuyu yakından takip ediyor. İyi bir Mevlana filmi ortaya çıkacak. Çağrı filmiyle ilgili iyi şeyler de söylenebilir kötü şeyler ama önemli bir iz bıraktı. Biz de tertemiz bir film ortaya çıkarmak istiyoruz. Bu çalışmalar Mevlana ile ilgili bazı tartışmalar bertaraf edilecek.”

FETÖ’NÜN İHBAR MEKTUPLARINA İNANMAYIN

FETÖ’nün üniversite ve akademisyenlere yönelik ciddi bir karalama ve yıpratma faaliyetlerine girdiğini de söyleyen Şahin, “Herkesle ilgili FETÖ’cü olduğuna dair ihbar mektubu var. Bunlar tamamen kirletme ve karalamaya yönelik kasıtlı yapılmış bir eylem. Şu anda Selçuk Üniversitesi bünyesinde bulunan herkesle ilgili mektup var. Başa üç tane FETÖ’cülüğü maruf olan insanı ekleyip altına hocalarımızın isimleri ekleniyor. Beni üzen bu ihbarların gelmesi değil, bu ihbarların yetkililerce bunları kaale alması ve bizim sözlerimizin itibar görmemesidir Ben 23 yıldır kimin ne olduğunu çok iyi biliyorum. Kimin 28 Şubat sürecinin göğsünde rozetlerle gezdiğini kimin sarı zarf beklediğini çok iyi biliyorum.

Konya’da bürokratik erk bizim en büyük destekçimiz. YÖK ve Külliye nezdinde de bir sıkıntı yok. Sorun sokak, sorun siyaset ve sorun kamuoyu. Kamuoylu dedikoduya çok itibar ediyor. Bizim dedikodu ile boşa harcanacak zamanımız yok. Bin 100 akademisyenimiz var ve Türkiye'de kendi sahalarında tanına bilinen hocalarımız var. Bizim yaptığımız bu hocalarımıza güven vermek. Maddi ve manevi destekte bulunmak arkasından da takip etmek” dedi.

YERLİ OTOMOBİL KONYA’DA OLMAYACAK

Yerli otomobil noktasında atılan adımlara, üniversitenin bu noktadaki çalışmalarına dikkat çeken Şahin, yerli otomobil üretim merkezinin Konya’ya verilmeyeceğine ilişkin üzücü bir açıklama yapsa da bu noktada kendi hazırladıkları projeleri açıkladı ve, “Yerli otomobile devlet büyük destek verecek. Bu noktada ciddi çalışmalar var ama muhtemelen yerli otomobil üretim merkezi Konya’da olmayacak. Yalnız önemli parçaları Konya’da üretilecek. Benim hedefim özel sermayeyi de devreye sokarak Konya’da otomobil üretecek bir altyapıyı kurmaktır. Gerçekleşir veya gerçekleşmez, bunun için biz İtalyan tasarımcılarla işbirliği halindeyiz. Merkez kurduk. Baştan aşağı motor tasarımları dahil olmak üzere gerekli tasarımı yapmak. Motoru, şasiyi, kaportayı kendimiz tasarlayacağız. Başkalarının lisans ve patent işi ile uğraşmayacağız. Amacımız bu süreci işletmek ve gerekli zemini oluşturmak” diye konuştu.

SAVUNMA SANAYİ ve MİLLİ İLAÇ PROJELERİ

Selçuk Üniversitesinin diğer hedeflerini de savunma sanayi ve milli tohumculuk olarak açıklayan Rektör Mustafa Şahin, “İkinci hedef savunma sanayinde Konya’nın büyük potansiyeli var. Üzümlü ve Huğlu’da inanılmaz bir altyapı var. Biz yazılım noktasında çalışıyoruz. ASELSAN ve ROKETSAN ile işbirliği içerisindeyiz.

Bir diğeri milli tohumculuk. Genetiği ile oynanmış hibrit tohumlar daha verimli ve daha dayanıklı ama devamlılığı yok. Tamamen dışa bağımlılık doğuyor. Biz buna tedbir olarak tohumculuk alanında çalışmalar yapıyoruz. Köy domatesini seraya soktuk..

İlaç sanayiinde de önemli çalışmalar yapıyoruz. İlaç alanında Konya’nın çok güçlü markaları var. Selçuk Ecza, İlko gibi ilaç devleri Konyalı. Bu değerlerimizle iş birliği yapıp ilaç sanayinde söz sahibi olacak projeler geliştirmek amacındayız. Tüm bunları yaparken de öğrencileri ihmal etmemeliyiz. Öğrencileri her açıdan hayata hazır hale getirmek istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

(Haber: Hüseyin Altay)

Kaynak:Pusula Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum