Muzaffer Kırmacı

Muzaffer Kırmacı

Rüzgâr eken fırtına biçer

Rüzgâr eken fırtına biçer

Herkesin doğrusu kendisine. Her ne kadar toplumun ortak değer yargıları varsa da, doğru ve yanlış kavramlar kişiye göre değişmektedir. Bana garip gelen şey, sana çok normalmiş gibi gelebilir. Yani doğrular ve yanlışlar “Göreceli” bir konudur.

Çocukluğumuzda bazı ebeveynler çocuklarının küfür etmesinden öylesine hoşlanırlardı ki; “Oğlum emmine söv de sana iki buçuk lira vereyim” derlerdi. Çocuk da okkalı bir küfür savurur, babası da katıla-katıla güler, hemen çocuğunu bu güzel (!) davranışından ötürü ödüllendirirdi. Çocuğu hayata hazırlamak bununla bitmez, bazen da emmisine “şey”ini göstermesi istenirdi çocuktan. Babası çocuğunun donunu indirip de emmisini “şey”iyle selamlamasından mest olurdu adeta.

Şimdi kimileri bu tür davranıştan nefret ederken, bazıları da “Ne var bunda bu kadar hayretedecek” diyebilir. Bakış meselesi…Kültür meselesi… İnanç meselesi.“Anasına bakkızını al” diyen atalarımız “Babasına bak oğlunu al” dememişlerse gerek duymadıklarındandır. Kurt atasından gördüğünü işlermiş değil mi?

Şimdi “bu şekilde eğitilen bir çocuktan hayır beklenir mi” diye soracak olsam, belki bir sürü farklı görüş dile getirilebilir. Dedik ya herkesin doğrusu kendisine. Ama unutmamak gerekir ki, ne verirseniz onu alırsınız. Ya da atalarımızın deyişi ile “Ne ekerseniz, onubiçersiniz…”

Bugün emmiye söven evlat, bakarsınız yarın size de sövüyor.Bugün “şey”iyle emmisini selamlayan delikanlı bakmışsınız ki yarın selamın en güzelini size çakmış. Olmaz olmaz deme. Olmaz, olmaz…

Cumhurbaşkanına hakaret eden 16 yaşındaki çocuğun annesi “Adam mı öldürmüş. Benimoğlum katil mi?” diyorsa. “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur”  diyerek çocuğu sahiplenen CHP, “Emmine söv de sana iki buçuk lira vereyim” diyen babadan hiç de farklı değil. 16 yaşındaki çocuğun Cumhurbaşkanını sevmek gibi bir mecburiyeti yoktur. Ama Cumhurbaşkanına sövmek gibi bir hakkı da olamaz. Cumhurbaşkanına hakaret ettiği için annesinin “Ağzına biber sürerim” diyerek korkutmasını da beklemiyoruz ama, hiç değilse “Şecaat arz ederken sirkatini söylemese” bari. Bugün Cumhurbaşkanına sövenin, yarın dönüp Kılıçdaroğlu’na da sövebileceğini unutmamak gerek. Yani ağız ishal olmuşsa uçkur ne işe yarar?

CHP bunu hep yapıyor. Kılıçdaroğlu da babasından ne kadar iki buçuk lira aldı bilmem ama, çocukluktan gelen alışkanlıklarını atamadığı da aşikar. “Ananı…” diyerek sinkafı yarım bıraktığı konuşmalarını hatırlıyorsunuz değil mi? Tayyip Erdoğan’a küfreden Gezi’cileri ödüllendirenler de onlardı, polise ana-avrat sallayan da onlardı. Kılavuzu karga olanın Besmele çekip Yasin okumasını bekleyecek değiliz ya! Kurt atasından gördüğünü işlermiş.

Ortada gözle görülür bir yanlış var. Sövmek, hakaret etmek muhatabı kim olursa olsun, yanlıştır. Çirkin bir davranıştır. Sövmek ne kadar yanlışsa, söveni sahiplenmek de o kadar yanlıştır. Hem “Çocuktur” diyeceksiniz, hem de suç işlemek için onları kullanacaksınız. CHP de, HDP de bunu hep yapmaktadır. Oyunda, oynaşta olması gerekirken, polise taş attırdığınız, bayrak yaktırdığınız, hakaret ettirdiğiniz bu çocukları siz gerçekten seviyor musunuz?

İki buçuk liraya size de söven birileri çıkarsa “Pek de ucuza gittik” diye hayıflanmayın.Bu işin piyasası evvel ahir böyle.

Rüzgar eken, fırtına biçermiş…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Muzaffer Kırmacı Arşivi
SON YAZILAR