Ahmet Çapanoğlu

Ahmet Çapanoğlu

Satır arası hikayesi

Satır arası hikayesi

8 milyonluk İsrail, 1.5 milyar Müslüman arasında yaşayıp Filistine zülüm işkence ediyorsa, problemi başka yerde aramaya gerek yok! Günümüz de Müslüman âleminin yaşadığı kopukluğu, vurdumduymazlığı ve bugünkü İslam âleminin ne hallerde olduğunu gösteren, yüzyıllar öncesinden bir kıssa. Ne acıdır ki Müslüman âleminin durumu öyle bir özetlemiş ki bu kıssa, varın gerisini siz düşünün.

Vaktiyle Bursa’ da bir Müslüman şehrin en işlek muhitinde çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş:
“Her kula helâl, Müslüman’a haram!..”
Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye.
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka paça huzura getirilmiş. Bu nasıl fitnedir, dini İslâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla, olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin? diye çıkışmışlar adama. 
Adam:
- Müsaade buyurun, sebebi vardır, lâkin ispat ister, delil şarttır dedikçe kadı kızmış:
- Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın, katlin vaciptir demiş.   
   Demiş ama bir yandan da merak edermiş:
- Nedir gerekçen? diye sormuş. Adam:
- Bir tek Sultan’a derim diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş, adam yaka paça saraya götürülmüş. Padişah da sinirlenmiş ama, diğer yandan o da meraklanırmış:
- De bakalım ne diyeceksen. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, Müslüman’a haram yazarsın? Adam, başı önünde konuşur:
- Delilim vardır, lâkin ispat ister.
- Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?
- O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultanım
- Eeee!
-Sultanım, herhangi bir havradan (sinagog) rastgele bir hahamı izahsız yaka paça tutuklayın, bir hafta tutun. Bakın neler olacak. Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Museviler, 
-ne oluyor, bu ne zulüm? Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim. Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş. Bir hafta dolunca, adam:
- Sultanım, artık bırakmak zamanıdır demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler
- Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız Sultanım demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka paça alınmış pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar. Din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine. Sultan:
- Bitti mi? demiş adama.
- Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle demiş.
- Şimdi nedir isteğin?
- Efendim, payitahtımız Bursa’nın en sevilen, âlimini alınız minberinden. Adamın dediğini yapmışlar, Ulu cami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar, yaka paça götürmüşler ve. 
Bir ALLAH’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz? Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz”, gibi tek bir kelâm etmemiş, imamın peşinden giden, arayan soran da olmamış. Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen giden yok! Halk hâlinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta tutuklanan koca âlim için:
- Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik
- Kim bilir ne suç etti de tevkif edildi!
- Vah vah! Acırım arkasında kıldığım namazlara!
- Sorma, sorma!
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup bitenleri. Sonunda Padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
- Eee, ne olacak şimdi? Adam:
- Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.
- Haklısın demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
- Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
-Hava bile haram, hava bile! demiş…

İşte halimiz, pür melalimiz. 
Satır arasını okumak ve günümüze uyarlayıp ne demek istediğimi anlamak da size düşer.
Bir zahmet onu da siz çıkartıverin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Çapanoğlu Arşivi
SON YAZILAR