"Şehitlerimizin, Gazilerimizin Hesabı Acilen Sorulmalı"

ANKARA (AA) - ENES DURAN - Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki Genelkurmay çatı davasını takip eden 15 Temmuz gazileri ve şehit yakınları, suçluların en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili dava, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde devam ediyor. 15 Temmuz gazileri ve şehit yakınları, yargılamaları yakından takip ediyor.

Duruşmayı izleyen 15 Temmuz gazisi Şinasi Kanat, sanıkların duruşma salonunda adeta "şov" yaptığını ve birbirlerine "komutanım" diye seslenerek mağdur yakınlarını rencide etmeye çalıştıklarını söyledi.

Sanıkların takındıkları bu tavır karşısında gazi ve şehit ailelerinin kendilerini tutamadığını ve sözlü itirazlarda bulunduğunu dile getiren Kanat, bu serzeniş karşısında mahkeme başkanının kendilerini bazen dışarı çıkarttığını anlattı.

Şinasi Kanat, sanıkların kullandıkları ifadelerin gazi ve şehit yakınlarını çok üzdüğünü ifade ederek, "Bunlar komutan değil, hiçbirinin rütbesi yok, hain bunlar. Hainin biri 'Kara Kuvvetleri personeliyim, darbe gecesi Akıncı Üssü'ne gittim.' diyor. Akıncı Üssü'nde senin ne işin var? Ben 24 ay askerlik yaptım, bunlar tamamen yalan söylüyor. Bunların en ağır şekilde cezalandırılmasını, gerekirse idamın getirilmesini, idamla yargılanmalarını istiyoruz. Şehitlerimizin, gazilerimizin hesabı acilen sorulmalı. Devlet bu konuda elinden geleni yapmalı." diye konuştu.

- "Burada tüm devleti suçluyorlar"

15 Temmuz gazisi Kazım Yılmaz da darbe teşebbüsünün yaşandığı gece Genelkurmay Başkanlığı önünde yaralandığını belirterek, gaziler olarak yargı sürecini başından beri takip etmeye çalıştıklarını söyledi.

Birçok gazi ve şehit ailesinin, iş yerinden izin alamadığı için duruşmalara katılamadığını belirten Yılmaz, duruşmalara gazi ve şehit ailelerinin yanında sivil toplum kuruluşları (STK) ve devlet kurumları temsilcilerinin de katılması gerektiğini savundu.

Kazım Yılmaz, sanıkların kendilerini aklamak için her yolu denediğini kaydederek, şöyle konuştu:

"Herkes 'Ben buradaydım, ben şuradaydım, bulunduğum yerden ayrılmadım.' diyor. O zaman bu helikopterler, uçaklar nasıl uçtu. Hiç kimsenin haberi yok. Genelkurmaydan askerin ateş açtığını, tankların yürüdüğünü, hiçbirini mi seyretmiyor bunlar. Burada Cumhurbaşkanı'nı, Genelkurmay Başkanı'nı, bakanları, tüm devleti suçluyorlar. Devletimiz de yanımızda olsun, şurada bir avuç gaziyiz. Burada hepimiz müdahiliz bu olaya, biz buralara gitmezsek bu adamlar burada 'şov' yapar. Devletin sanıklara atadığı avukat bizimle dalga geçiyor, bize 'geçmiş olsun.' diyor."

Avrupa Birliği üyelik sürecinden dolayı idam cezası getirmenin zor olacağını bildiklerini belirten Yılmaz, "Olağanüstü hal varken bunu bir şekilde çıkartabilirler. Avrupa Birliği'ne bağlı değilsek, idam getirilebilir. Yapsınlar referandum, gidelim orada da oyumuzu kullanalım. Yoksa bu hainliklerin sonu gelmez. Bunları başkası dinlese devleti suçlar. Bunlarla mücadele için tüm STK'ları, teşkilatları buraya bekliyoruz. İdamı istiyoruz ama olmazsa da en ağır şekilde yargılanmalarını bekliyoruz." ifadesini kullandı.

- "Cumhurbaşkanımızın yanındayız"

15 Temmuz gazisi Mehmet Koca ise sanıkların kendilerini aklamak için akıl almaz yalanlar söylediklerini ifade ederek, "Bugün ifade veren sanıklardan biri, darbenin sivil bir darbe olduğundan bahsetti. Bombalanan yerlerin boş olduğundan bahsetti. Yani saçma sapan iddialarda bulundu. Biz bunları asla kabul etmiyoruz. Bir de kontrollü darbe olayından bahsetti. Doğru, kontrollü darbe, onlar darbe yapmaya kalktı, biz kontrol ettik bu ülke için. Allah ülkemize, memleketimize zeval vermesin. Sonuna kadar Cumhurbaşkanımızın yanındayız." şeklinde konuştu.

Adalet Bakanlığından emekli olduğunu belirten Koca, yasaların ağırlaştırılmış müebbet öngördüğünü ancak bu cezanın 15 Temmuz gazi ve şehit ailelerine yetmediğini söyledi.