Çok partili sisteme geçtiğimiz 1950 yılından beri, siyasi aktörler sanılanın aksine, dar bir çevre olduğunu görürüz. Özellikle sağ siyasette, siyasi figürler, genel başkanlığı ve milletvekili seçiminde en önemli kıstas, lidere bağlılıktır, lidere ne kadar bağlıysanız, o kadar seçilme şansınız yüksektir.

Koca koca adamların, söze başlarken, hemen sayın genel başkanımız diyerek başlarlar, genel başkanın doğrusunu da doğru, eğrisini de doğru kabul etmek bu işlerde birinci şiardır. Siyasette kalite aramamak lazımdır. Zaten gerçek manada ilkeli bir kişinin de, siyasette yer alması ve başarılı olması mümkün değildir. Rahmetli Adnan Menderes, kendisine kazan kaldıran meclis grubunu, o zaman ikna etmek için, ‘siz odunu bile seçtirirsiniz’ sözü meşhurdur.

Artık şu olay gözükmektedir, yeni güçlü bir parti kurulmalıdır ve kurulacak parti, eski siyasetçilerden kimseyi almamalıdır, eskiyen yüzleri göndermelidir. ABD’de bile koca devlet başkanı ne kadar başarılı olursa olsun, sadece iki dönem ile sınırlamalıdır. Bizde gibi sürününceye kadar milletvekili veya bakan olmamaktadır. Bu durum üçüncü dünya ülkelerinde çok görülen bir durumdur.

Partiler oy alırken, milletten oy istemekte ama milletvekillerini belirlerken, millete sormayı bırakın. Kendi mensuplarına bile sormamakta, genel başkanın yazdığı kişilerden oluşmaktadır. Onun için, seçilen vekillerinde bir itibarı yoktur, işin en garibi tıp doktorlarındaki siyaset hevesini bir türlü anlayamıyoruz. Bu kadar memlekete hizmet edeceklerse, hastanelerde hizmet edebilirler, ama maşallah her yerde en öndeler. O zaman demek ki meclis de bunlar ameliyat yapacak, başka bir şey aklımıza gelmiyor.

Koalisyon görüşmelerinden muhtemelen bir sonuç çıkmayacaktır. Önümüzde genel seçimlerin tekrarı olacak gibidir. Çünkü AKP 13 yıldır elinde tuttuğu devlet imkanlarını paylaşmaya yanaşmayacaktır. CHP ve MHP ise kısa bir denemede olsa yıpranacak bir olaya girmemeye çalışacaktır. Çünkü 13 yıldır yeni nesiller bile koalisyonu bilmemekte, iktidar demek AKP demek zannetmektedirler. Yapılacak yeni bir seçimde de, asla tek başına bir iktidar gözükmeyecektir. Bu saatten sonra, hiçbir liderin, ne kadar hatip olursa milleti bundan daha fazla etkileme gücü yoktur. Siyaset ve siyasetçi eskimiştir. Bundan sonra oy etkileme artmaz azalır, metal yorgunluğu partilerin hepsinde görülmektedir.

Türk devlet geleneğinde, hanlar kendilerini yeryüzünü yönetmeyi, kendilerini görevlendirmiş kabul ederlerdi. Öyle ki kanları bile kutsal kabul edilir, kılıçla öldürülmezler, boğulurlardı. Şimdi bu devirde, kimse kendini han veya padişah zannetmemelidir. Görev süreleri dolanlar, tıpış tıpış gitmesini bilmelidirler.