Mustafa Balkan

Mustafa Balkan

Süper Ay ve Uzayı Fethetmek…

Süper Ay ve Uzayı Fethetmek…

 

“Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine uygun yaşayın/aykırı davranmaktan sakının! O’nun (son) Resûlü’ne de inanın ki, rahmetinden size iki pay versin; size hem (imanınızdan dolayı) ışığı ile yürüyeceğiniz bir nur lütfetsin hem de sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.” (Hadid/28)

 

 

Süper Ay ve Dolunay’ı ehli kitap sahipleri nasıl izlediler bilemiyorum.

Biz Müslümanlar olarak iman esaslarımızdan birisi de peygamberlere imandır. Biz bütün peygamberlere iman ederiz. Çünkü peygamberlerin birine bile iman edilmezse hiç iman edilmemiş sayılır.

Onlar bizim peygamberimize iman ediyorlar mı?..

Şu Konya’daki Hükümet Meydanı’nın ortasına bir su havuzu yaptılar. Çok şatafatlı bir de açılışı yapılmıştı. Bu havuz uluslararası bir projeydi. Bu projenin sahibi yabancı bir kadın mühendis. Daha başka Batı ülkelerinde de bunun benzerleri yapılmış.

Defalarca yazdım ve manşetten haber de yaptık. Hangi dine mensup olduğunu bilmediğim bu ecnebi kadın mühendisin sitesinde, Peygamber Efendimiz’e hakaret eden, aşağılayan karikatürler yer alıyordu. Yâni o ecnebi kadın, bir yerde niyetini ve hangi tarafta durduğunu belli ediyordu.

Müslüman idareciler aynı zamanda izzet ve şeref sahibi insanlardır. Bu arada, Konya’yı idare edenlerin kendilerini bir yoklamaları gerekmez mi?..

Resûlullah’a iman ettiklerini söyleyenler, yukarıdaki surede, “sadece iman ettiğinizi söylemekle kalmayın, imanınızı, amellerinizle de ispat edin” diye uyarılıyorlar.

İspat etme makamında olanlar harekete geçip, hangi tarafta durduklarını belli etmelidirler.

 

***

Şimdi ay, ışığını veya nurunu nerden alıp bize (dünya’ya) yansıtıyor…

Ay bildiğiniz gibi ışığını şemsten (güneş) alıp o şekilde direk değil, endirek olarak dünyaya yansıtıyor. Bunu yaparken de belli bir kanun etrafında takip ederek bunu gerçekleştiriyor.

Ebû Hüreyre; “Ben, Resûlullâh Aleyhisselâmdan daha güzelini görmedim. Sanki, yüzünde güneş çağlardı!” diyor. Hind b. Ebî Hâle ise; “Onun yüzü, ayın on dürdü gibi parlardı.” diyerek Peygamberimizin şemâl-i şerifi hakkında bize bir bilgi sunuyor.

Yüzü güneş gibi çağlayan ve ayın on dördü gibi parlayan bir Peygambere, baktığı zaman kim iman etmez ve inanmaz ki…

O’nun vasıtasıyla indirilen Yüce Kitabımız Kur’an sayesinde hak ve bâtılı birbirinden ayırdedebilmek için şu geçici imtihan dünyasında ilim ve basireti biz, kimden ve nasıl öğrendik. İki Ömer’den birini düşünün.

İşittiği güzel Kur’an-ı Kerim’in etkileyici sesiyle irkilerek imana gelen Hz. Ömer ile kız çocuğunu diri diri toprağa gömen Ömer arasındaki farkı bir düşünün.

Hz. Ömer’in beşerî zaaflarından dolayı yaptığı hatalar ve İslâm’a girmeden önce işlediği bütün günahları affedilmedi mi?..

 

***

Yüce Kitabımız Furkân’da o kadar çok kozmik âyet var ki…

Uzaycı âlim Muhammed (Mehmet) Emin Eminoğlu, bu kozmik ayetlerden ve sûrelerden yola çıkarak uzayın derinliklerine, tefekkür gemisine binerek dalar ve elde ettiği şeyleri yazdığı kitapları, makaleleri vasıtasıyla paylaşırdı.

İnsanoğlu önce ayda su aradı, fakat bulamadı. Sonra gözünü,  dünyaya en yakın veya uzaktaki gezegenlere dikerek “acaba dünyaya benzer başka gezegenlerde de su var mı” diyerek merakını gidermek için uzay araçları yaptı ve uzay teleskopları icat etti. Uydular vasıtasıyla o gezegenlere uzay araç ve aletleri indirerek o gezegende hayat belirtisi aramaya başladı.

Eminoğlu hocam, her defasında bana hatırlatırdı:

“Mustafa’m! Şunu kulağına iyice yerleştir. Ve yazılarında devamla yer ver. Fezaya çıkmadan ve uzayı fethetmeden Müslümanlar, bu dünyada ehli salibe karşı muvaffak olamayacak.”

 

AZİZİM DİYOR Kİ…

Fezalarda yol almak ve uzayı fethetmek için feza araçları yapmak, füze kuleleri ve rampaları inşa etmek, gökyüzünü yararcasına bize birşeyler söyleyen minarelere benzer uzay vasıtaları ve NASA’nınkine benzer uydu ve uzay istasyonları kurmak icap ediyor.

Geriye sadece; içten, samimi, riy’asız ve günahsız bir şekilde iman ederek yürekten, dünyayı ve uzayın ilk semasının kapısını titretecek şekilde “Lâ ilâhe illâllah” demek kalıyor.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mustafa Balkan Arşivi
SON YAZILAR