"Suriye'de kantonlar rejimin elinde, PYD formalite"

"Suriye'de kantonlar rejimin elinde, PYD formalite"
Öldürülen Suriyeli siyasetçi Mişel Temo'nun kardeşi ve Geleceğin Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Temo: - "Suriye'de kantonlar rejimin elinde, tüm kantonları rejim yönetiyor, PYD formalitedir. Kamışlı ve Haseke’de rejim tüm mevcudiyetiyle orada" - "Rejim,

İSTANBUL (AA) - EMİN İLERİ - Öldürülen Suriyeli Kürt siyasetçi Mişel Temo'nun kardeşi ve Geleceğin Partisi (Şepela Peşeroje) Dış İlişkiler Sorumlusu Abdülhamit Temo, "Suriye'de kantonlar rejimin elinde, tüm kantonları rejim yönetiyor, PYD formalitedir" dedi.

Temo, Suriye'deki olaylar ve ülkedeki örgütlerle ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, El Nusra ve DAEŞ liderlerinin daha önce rejimin zindanlarında olduğunu ancak rejimin muhaliflere saldırtmak için bu kişileri serbest bıraktığını söyledi.

Rejimin terör örgütü DAEŞ’ten önce Nusra kartını kullandığını daha sonra ise bu örgütü piyasaya sürdüğünü ifade eden Temo, şöyle konuştu:

"Suriye devrimi başlayıp gün geçtikçe muhalifler güçlendi. Bunu gören rejim, genel bir af çıkarıp bu Nusra, DAEŞ gibi örgüt liderlerini ve üyelerini serbest bıraktı. Amacı ise meşru ve güçlü muhalif bloku dağıtıp, Suriye halkının demokrasi ve özgürlük isteğini terörist örgütlerle manipüle etmek. Demokratik, medeni mücadeleyi, mezhep savaşına çevirip İran ve Rusya gibi devletlerin de Suriye’ye müdahale etmesi için de bir gerekçe oluşturuldu. Rejimin amacı, demokratik, medeni muhalefet karşısında, Nusra ve DAEŞ bahanesiyle 'İslamcı terör' söylemiyle kendini meşru kılmaya çalışmak."

Suriye'deki Kürt gruplarla ilgili bilgi veren Temo "Biz Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ne (ENKS) üye bir partiyiz ve hem ENKS hem de parti olarak Suriye Muhalefeti içinde yer alıyoruz" dedi.

Mişel Temo'nun Geleceğin Partisi’ni 2005'te, mevcut Kürt partilerini taklit etmeden, demokratik bir Suriye için kurduğunu ve bundan dolayı rejimin hedefi olduğunu aktaran Temo, "Mişel Temo, yeni bir bilinçle kurdu partiyi. Amacı ise Suriye’yi demokrat bir ülke haline getirmek ve bununla birlikte Kürtlerin haklarını elde etmesini sağlamak, hedef kitlesi ise gençlerdi. İstiyordu ki partisinde hep gençler olsun. Gençlere hitap ediyordu ve gençlerin yarınları için demokratik bir gelecek vadediyordu. Suriye rejimi Kürt partilerinin Kamışlı merkezli siyaset yapıp, Suriye’nin diğer bölgelerinde siyaset yapmalarını istemezdi. Araplarla, Türkmenlerle ve gayrimüslimlerle iletişim halinde olmalarını istemezdi. Rejim Kamışlı ve çevresinde kalsınlar, kendi içlerinde siyaset yapsınlar istiyordu" diye konuştu.

Rejimin bu fikir ve siyasetten çok korktuğunu ifade eden Abdülhamit Temo, "Rejim, partimize ve Mişel Temo’ya gözdağı vermek için 2007’de Halep’te iki partili arkadaşımızı öldürdü. Bu öldürülen iki kişi, PKK’dan ayrılıp gelen kişilerdi. Partimizde siyaset yapıyorlardı. Bu olaydan sonra 2008’de Mişel, Kobani’de tutuklandı. 3,5 yıl rejimin zindanlarında kaldı. 2011’in Haziran ayında ise serbest bırakıldı. Serbest bırakıldıktan sonra Kamışlı’da miting yaptı ve şunu dedi: 'Biz Suriye devrimini destekliyoruz ve parçasıyız. Biz bu süreçte Suriyeli devrimci muhalif gençlerle beraberiz ve destek olacağız. Arap ve Kürt gençleri birlikte hareket edip rejimi düşürmeli.' Serbest bırakıldıktan sonra hazirandan ekim ayına kadar mitinglerle, çalışmalarla Suriye devrimine destek oldu. 7 Ekim’de ise Esed rejimi tarafından öldürüldü. Esed bizzat Mişel Temo’nun öldürülmesi için direktif vermişti" ifadelerini kullandı.

- "Rejim, PYD'ye 'muhalif Kürtlerle savaşsın' diye destek verdi"

Abdülhamit Temo, PYD’nin bu kadar güçlenmesini rejimin istediğini belirterek, "Özellikle 2012’deki rejim çok ciddi bir şekilde PYD'ye destek vermeye başladı. PYD ise o zaman bu desteği 'Rojava devrimi' diye pazarladı. Rejim, PYD’ye destek vererek, muhalefetle birlikte hareket eden diğer Kürt partilerine karşı savaşsın istedi. Rejim Kürtlere karşı bir cephe açıp savaşmak yerine PYD’yi kullandı. PYD rejim adına muhalif Kürtlere karşı savaştı. Biz Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) olarak, bir kardeş savaşı çıkmasını istemedik. Rejim bunu istedi. PYD de bunu yerine getirdi. Suriye Kürt Ulusal Konseyi’ne (ENKS) bağlı partiler ve diğer Kürtler kardeş savaşı çıkmasını istemediği için çoğu Suriye Kürdistanını terk etti" değerlendirmesini yaptı.

Rejimin diğer amacının da Kuzey Suriye'de bulunan petrollerin PYD eliyle sağlama alınması olduğunu kaydeden Temo, "Bu petrolden kazanılan paranın yüzde 60’ı rejim, yüzde 40’nı ise PYD alıyordu. Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kurulduktan sonra da rejimin payı değişmedi, yine yüzde 60’ı alıyor. PYD yüzde 20, SDG’nin içindeki Araplar yüzde 10, yine SDG içindeki gayrimüslimler ise yüzde 10 petrol gelirini alıyor" dedi.

- "PYD değil PKK demek lazım"

Temo, PYD tarafından ilan edilen üç kantonun rejimin denetiminde olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'deki kantonlar rejimin elinde, tüm kantonları rejim yönetiyor, PYD formalitedir. Onun yönetiminde değil. Kamışlı ve Haseke’de rejim tüm mevcudiyetiyle orada. PYD başından beri yalan söylüyor. 'Rejimle hareket etmiyoruz' diyordu. Oysa muhaberat ve rejim askerleri, şimdi de Afrin’e yerleşti. PYD eskiden saklardı rejimin Suriye Kürdistanında bulunduğunu şimdi ise rejim her yerde. Hala kantonlarda çalışan tüm devlet görevlilerin maaşlarını rejim ödüyor. PYD rejimi koruma adına YPG saflarında savaşan bir sürü Kürt gencin ölmesine sebep oldu şimdi ise her şeyi Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adı altında rejime bağlı Araplara verdi. Zaten son değişikliklerle şu an YPG’nin neredeyse yüzde 60’ı Arap. Bunlar rejime bağlı Araplar. Geri kalan kısım ise Kürtlerden oluşuyor."

PKK'nın en başından bu yanai Şam yönetimi ile arasının iyi olduğunu söyleyen Temo, PYD'nin sadece göz önünde olduğunu aslında her şeyi Kandil'den gelen PKK kadrolarının organize ettiğini anlattı.

Salih Müslim ve diğer siyasilerin figüran olduğunu, asıl karar vericinin PKK olduğunu vurgulayan Temo, "Aslında PYD değil PKK demek lazım. Zira Kandil’den gelen PKK’lılar organize ediyor her şeyi ve PKK'nın başından beri Şam yönetimiyle arası iyi. Öcalan’ın yıllarca Suriye’de kalması Hafız Esed’den Beşşar Esed’e kadar aralarına bir birliktelik vardı. Öcalan tutuklandıktan sonra, rejim Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirdi ve tüm PKK ve ona bağlı birimleri Suriye’den kovdu. Devrim başladığı zaman, rejim tekrar PKK’ya ihtiyaç duydu ve onları oraya çağırdı. Salih Müslim ve diğer siyasi isimler figürandır. Asıl aktörler Kandil’den gelen PKK’lılardır. Suriye Kürdistanında karar veren PKK kadrolarıdır" diye konuştu.

- "Türkiye'nin müdahale hakkı var"

Temo, Azez-Halep hattında yaşanan son olayların amacının, İran'ın Şii milisleri ve rejimin oraya yerleşmek istemesi olduğuna dikkati çekti.

Söylendiği gibi o hatta DAEŞ ve El Nusra'nın bulunmadığını, muhaliflerin bölgesi olduğunu ifade eden Temo, "PYD, İran ve rejimle birlikte bu bölgeye saldırdı, bu bölgeyi ele geçirdi. Burada 'Nusra ve DAEŞ vardı' diye propaganda yaptılar ama öyle bir şey yok. Türkiye’nin korkusu ise Halep-Azez hattının kesilmesi ve sonrasında Azez’in ele geçirilmesi. Bu durumda Türkiye’nin o bölgeye müdahale etmesi onun hakkı. Çünkü oraya Şii milisler yani İran ve rejim yerleşecek" değerlendirmesini yaptı.

Temo, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde eğitilen Rojavalı peşmergelerin Suriye’ye geçmesini istediklerini, ABD'nin ise "sadece DAEŞ'le savaşırsanız geçin" dediği için geçmediklerini aktardı.

ABD'nin kendi adına savaşacak savaşçılar aradığını, destek verecek grubun fikrine, siyasetine bakmadığını söyleyen Temo, şunları kaydetti:

"ABD'nin isteği silah ve para vererek kendi adına savaştıracağı bir grubun olması. O grubun fikri, siyaseti vesaire ABD için önemli değil. Biz bu durumu kabul etmedik ama PYD-YPG kabul etti. YPG şu an bu durumda. ABD siyasi olarak PYD’ye yakın değil ve istemiyor aslında ama kara gücü olarak ona ihtiyacı var şimdi ve onun siyasi fikrine bakmıyor. Rusya ise ABD’den farklı. Rusya hem siyasi hem de askeri olarak YPG’yi daha yakın görüyor kendine. Mesela Cenevre toplantıları için Rusya, 'PYD/Salih Müslim Kürtlerin temsilcisidir' diyordu ama ABD öyle demiyor. ABD, Rojavalı peşmergelerin Suriye’ye geçişine şartlı destek verdi. Bize dedi ki 'eğer peşmergeler Suriye’ye geçerse sadece DAEŞ’e karşı savaşacak, rejime karşı savaşmayacaksınız' dedi. Oysa biz muhalefetin bir parçasıyız ve rejimin gitmesini savunuyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Eğer Rojavalı peşmergeler Suriye’ye geçerse, muhaliflerle birlikte hem rejim hem de DAEŞ’e karşı savaşacak. Bunu dediğimiz için geçişimize destek olmadı."

Temo, PKK’nın şehirlerde kazdığı çukurlar ve ardından çıkan çatışmalarla ilgili de "Tıpkı Suriye’de olduğu gibi Türkiye’de de PKK’nın bu çatışma siyasetini izlemesinde İran’ın parmağı var. PKK’nın tüm siyasetinde İran’ın eli var. HDP farklı bir şekilde PKK ise farklı bir şekilde hareket ediyor" dedi.

Kaynak:Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.