Suyla kurulan huzur ve dostluk köprüsü

İSTANBUL (AA) - HALİL İBRAHİM BAŞER - Türk yardımseverler tarafından Afrika'da açılan su kuyuları, yerli halkın hayatını kolaylaştırmanın yanı sıra göçü de engelliyor.

Gazeteci yazar Ömer Demir ile Ekrem Zor, Türk yardımseverlerin Afrika'da açtırdığı su kuyularının halk üzerindeki etkisiyle hayata ve karşılıklı olarak önyargıların kalkmasına yönelik katkılarını ele alan rapor hazırladı. İnsan ve Hayat dergisinde de yer alan rapora göre, açılan bir kuyu, halkın günlük yaşamını kolaylaştırmanın yanı sıra bölgenin en büyük sorunlarından göçün engellenmesine de ciddi katkı sunuyor.

Açılan kuyu sayesinde temiz suya kavuşan halk, hijyen sorununu giderirken hastalıkların da önlenmesi sağlanıyor. Ayrıca, suyun Afrika'da pahalı olması nedeniyle halk, ekonomik kazanım da elde ediyor.

Yılda 3,4 milyon insanın suya ulaşamaması nedeniyle yaşamını yitirdiği Afrika'da, kuyularla yüzde 80'i su ve hijyen yokluğundan kaynaklanan hastalıkların önüne geçiliyor.

Su kuyuları, özellikle her gün kilometrelerce mesafeden su taşımak zorunda kalan kadınların yüzünü güldürürken, günleri su kuyusu ve ev arasında geçen kadınlar için su, elektrikten daha fazla önem taşıyor. Su kuyusu açılmadan önce kadınlar, başlarının üzerine koydukları en az 25 litrelik kovalarla, yüksek sıcakta kilometrelerce uzaklıktan su taşımak zorunda kalırken, kuyulardan sonra zamanlarını temizlik, yemek ve diğer işlere ayırabiliyorlar.

- "Temiz su, göçü durduruyor"

Raporda görüşlerine yer verilen Diversity Farklılık Derneği’nin Afrika Şubesi UICT'nin (Universal Islamic and Cultural Trust) Nijer Temsilcisi İsmail Büyükbaş, Afrika'da suya kavuşmanın, göçün durması ve ekonominin canlanmasına katkı sağladığını belirtti.

Su olmayan yerlerden insanların göç etmek zorunda kaldığını aktaran Büyükbaş, "Bölgelerinden göç etmeye başlayan insanlar tarafından Avrupa ülkelerine doğru bir yolculuk başlıyor. Asıl problem, bölgelerinden uzaklaştıkça din ve ahlaklarından yavaş yavaş kopuyor olmaları. Bir köyde açılan su kuyusu, her ne kadar basit bir şeymiş gibi görünse de bu kadar önemli bir sorunu çözmüş olabiliyor" ifadelerini kullandı.

Büyükbaş, kuyuların iki toplum arasında kaynaşma vasıtası olduğunu belirterek, "Afrika halkı, yüzyıllardır Batılı beyaz adamın sömürüsü altında yaşadığı için ilk başta Türklere de şüpheyle yaklaşıyordu. Afrika'nın köylerine açılan su kuyuları, şüpheleri yavaş yavaş bertaraf ediyor. Bir kuyu açtıktan sonra orayı kendi haline bırakıp, bağlantıyı kesmiyoruz. Şayet kuyu açılan bir köye ikinci defa gelmişsek, insanlar bizi kendi komşularından daha muhabbetle kucaklıyor" diye konuştu.