TAKIMIN KRAL ABİSİ: “HASAN KABZE”

takımın beyefendi abisi Hasan Kabze ile keyifli bir röportaj yaptık. Siz değerli okuyucularımızı samimi söyleşimizle baş başa bırakıyorum.

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Çocukken kurduğunuz hayallerinizi gerçekleştirebildiniz mi?

Eğitimci bir ailenin çocuğuyum. Annem ilkokul öğretmeni, babam lise müdürüdür. Sürekli derslerle haşır neşir olan, iyi bir çocuktum. Hayallere gelirsek, çocukken kurduğumuz hayaller büyüdükçe değişiyor. Ama ben çocukluğumdan bu yana kurduğum bütün hayallerimi gerçekleştirdim. İnşallah bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da gerçekleştireceğim.
Orduspor’dan Konyaspor’a geliş hikâyenizi anlatır mısınız? Sizin takıma kazandırılmanızda en büyük katkısı olan kim?
Sözleşmem bittiğinde birkaç takımdan teklif aldım. Menajer ve sportif direktör sayesinde Konyaspor’a geldim. 

“KONYA HALKI ÇOK SICAKKANLI”
Konya’ya alışabildiniz mi? Konya’yı nasıl buluyorsunuz?
Konya gerçekten gelişebilecek bir yer; çünkü daha öncelerde alışveriş merkezi bile yokmuş. Benim için en önemli şeylerden bir tanesi alışveriş merkezinin olmasıdır. Sinema, cafe, restoran, alışveriş iç içe olduğu için güzel zaman geçiriliyor. Konya halkı çok sıcakkanlı ve anlayışlı… Alışma konusunda o yüzden hiç sıkıntı çekmedim. Futbol anlamında da çok ideal bir şehir... Konya’dan çok memnunum.

Bundan sonraki planlarınız neler? Jübilenizi Konyaspor’da yapmayı düşünüyor musunuz? İlerleyen yıllarda sizi Konyaspor camiasının içinde görebilecek miyiz? Teknik Direktörlük hedefiniz var mı?
Şu an 32 yaşındayım ve oynayabileceğim gücü kendimde bulduğum sürece oynamak istiyorum. Bazı şeyleri söylemek için çok erken ama hocalık anlamında çok fazla bir şey düşünmüyorum. Belki ileride sportif direktörlük veya kulüp içerisinde yönetim anlamında bir iş olabilir. Konyaspor olabilir, başka kulüpler olabilir, yurt dışı olabilir. 

Son haftalarda yükselen formunuzla dikkat çekiyorsunuz. Uzun süren bir sakatlık sürecinden sonra çok çabuk toparlanıp takıma uyum sağladınız. Takıma bu kadar çabuk alışmanızı neye borçlusunuz?
Sezon başında çok iyi hazırlanıp geldikten sonra talihsiz bir sakatlık geçirmiştim. Takım arkadaşlarımın bana olan güveni sakatlıktan kurtulduğumda sahada iyi bir performans sergilememi sağladı. Mesut Hoca ile Aykut Hoca’nın da desteği büyük oldu bu konuda. Futbolu çok sevdiğim için işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Hangi mevkide oynarsam oynayayım elimden gelenin fazlasını yapıyorum. Takım olarak iyi bir ekibiz, inşallah daha iyi işler yaparak üst sıralara yükseliriz.

“ONLARIN İYİLİĞİ İÇİN KIZIYORUM”

Takım olarak zorlu Gaziantepspor maçında gösterdiğiniz performansla taraftarı hayran bırakmıştınız. Şüphesiz bu maçın yıldızıydınız. Bundan sonraki maçlarda da böylesine güzel performanslar izleyebilecek miyiz?
Gaziantep maçı hem kazanmak hem de üst sıralara yükselmek açısından önemli bir maçtı. Bu maçta oynayıp oynamayacağım kesin değildi; çünkü hafta içerisinde ufak bir sakatlık geçirmiştim. Cumartesi gününe kadar takımla antrenman yapamadım. Cumartesi antrenmanında hiçbir ağrı hissetmeyince bunu hocamıza ilettim. Aykut Hocam da bana güvenip oynattı, bunun için kendisine teşekkür ediyorum. Takım olarak iyi bir maç çıkardık. Güzel bir maç oynadığıma inanıyorum. Bundan sonra da böyle iyi maçlar çıkaracağımızı umuyorum.

Takım arkadaşlarınız arasında çok seviliyor ve sayılıyorsunuz. Hatta takımın vazgeçilmezlerindensiniz. Sizin için “Takımın Ağabeyi” diyenler oluyor. Bu sevgiyi neye borçlusunuz?
(Gülüyor) Yaşımdan ve kariyerimden dolayı gösterdikleri saygı fazla. Çok sinirli gibi gözükürüm ama onların iyiliği için kızdığımı iyi bilirler. Hem tecrübeli hem de genç arkadaşlarla aramızdaki diyalog çok güzel. “Allah muhabbetimizi bozmasın” diye bir dua var aramızda.  İleride iyi yerlere gelebilecek genç arkadaşlara saha içinde ve saha dışında, elimden geldiği kadarıyla tecrübelerimi aktarıp yardımcı olmaya çalışıyorum. 

Takımda en iyi anlaştığınız futbolcular kimler?
Sürekli beraber oynadığımız için hepsiyle iyi anlaşıyorum. Ali Çamdalı, Ömer Ali, Uğur İnceman gibi isimler oynadığım mevkiye yakın olunca daha çok muhabbetimiz var. Anlaşmaktan ziyade yanındaki arkadaşının nasıl oynadığını bilmek daha önemli… 

“İYİ BİR İVME KAZANDIK”

Sezon ortasında yapılan hoca değişikliği takımı nasıl etkiledi?
Geçen sezon Mesut Hoca ile çok iyi maçlar çıkarttık. Bu sezon birkaç kişinin sakatlanması takımı olumsuz etkiledi. Hala devam eden sakatlıklar olduğundan sabit bir takım oluşturulamadı. Ben sakatlandım, Djalma, Marica, Ömer Ali sakatlandı derken maalesef iyi bir başlangıç yapamadık. Türkiye’de bir takım üç beş maç mağlup olursa, istenilen sonuçları elde edemezse hoca değişikliğine gidilir. Her hocanın olduğu gibi Aykut Hoca’nın da futbol anlayışı farklı… O geldikten sonra bize çok büyük katkısı oldu. Takıma iyi bir ivme kazandırdı. Aykut Hoca’dan öğreneceğimiz çok şey var. Önemli olan bu yeniliği taraftara fark ettirebilmekti, Aykut Hoca bunu çok iyi başardı. Daha da iyi olabileceğimizin güvenini bize veriyor. İnşallah daha iyi olacağız.

Çanakkale Dardanelspor, Galatasaray, Rubin Kazan, Montpellier, Orduspor ve Konyaspor’da forma giydiniz. “Yeri bende ayrı” dediğiniz kulüp hangisi? Mutlaka sizde iz bırakan, asla unutamayacağınız bir kulüp olmuştur.
Türkiye’nin en büyük kulüplerinden Galatasaray’da oynadım. Orada elde etmiş olduğum başarılar, yaşadığım şampiyonluklar benim için çok önemli. Allah nasip etti, oynadığım her kulüpte öyle şeyler yaşadım. Galatasaray’da şampiyonluk yaşadıktan sonra Rusya’nın Rubin Kazan takımında buranın Gençlerbirliği, Konyaspor’u gibi bir takımda iki sene üst üste şampiyon olduk. Hiçbir kulübün bende iz bırakmayan bir tarafı olmadı. Her kulübün yeri ayrı bende... Ama Konyaspor beni çok mutlu eden kulüplerden biri… Galatasaray farklı, Montpellier’in yeri özel.

“FUTBOLDA CİDDİ EKSİKLERİMİZ VAR”

Galatasaray’da oynarken geçirdiğiniz günleri özlüyor musunuz? Geriye dönüp baktığınızda “iyiki”leriniz ve “keşke”leriniz neler?
O dönemlerde oynadığım futbolcularla şimdi de oynamak isterdim. Kim istemez? Hakan Şükür, Ümit Karan, Necati Ateş, Ergün Penbe, Hasan Şaş gibi Türk futboluna çok büyük hizmetler vermiş futbolcularla oynamak çok daha farklıydı. Şu yaşımda onlarla oynamak çok daha farklı olabilirdi. Özlüyor muyum? Evet, onlarla oynamayı özlüyorum. Futbol anlamında keşkelerim olmadı. Çünkü bir şeyi yaparken en ince detayına kadar düşünürüm. 

Yurt dışında yıllarca futbol oynamış profesyonelin üzerinde bir futbolcusunuz. Oradaki futbol ile ülkemizdeki futbolu kıyaslayabilir misiniz diye sorsam neler söylersiniz?
Türkiye’de, Fransa’da ve Rusya’da futbol oynadım. Benim gittiğim zamanlarda Rusya’da futbol pazarı yeni yeni gelişiyordu. Türkiye’ye göre sert oynanan bir lig… Buraya göre daha disiplinli ve profesyonel… Fransa’da hızlı oynanan, tekniği daha sağlam ve fazla sert olmayan çok kaliteli bir futbol var. Türkiye’de pek disiplin yok, yurt dışına göre profesyonel anlamda ciddi eksikliklerimiz var. 

Biz sizi çok beğeniyoruz. Peki, siz Türkiye’de ve Konyaspor’da en çok hangi futbolcuları beğeniyorsunuz?
Türkiye’de ahım şahım oynayan bir futbolcu yok. Arda vardı bir zamanlar, o da yurt dışında. Açıkçası şu çok iyi, bunu beğeniyorum diyebileceğim bir kişi yok. Tamam, ülkemizde önemli futbolcular var, dünya yıldızları var ama takım iyi gitmediği için geri planda kalabiliyorlar. Konyaspor’da bütün futbolcular bizim için değerli...

“TARAFTARIN DESTEĞİ BENİ MEMNUN EDİYOR”

Konyaspor taraftarını nasıl buluyorsunuz? Yeni stadyum hakkındaki düşünceleriniz neler? Takıma ayrı bir hava kattı mı?
Konyaspor taraftarının geldiğimden bu yana arkamda olduklarını biliyorum, hissediyorum. Verdikleri destek beni memnun ediyor. Bu memnuniyetimi oynadığım futbolla göstermeye çalışıyorum. İnşallah onlar da memnunlardır benden. Taraftarla bu zamana kadar olumsuz olan en ufak bir şey yaşamadım. Yeni stadyum Avrupa düzeyinde, sakat olduğum zamanlarda stadyumda maç izledim, izlemenin keyfi ve zevki çok daha büyük oluyor. Oynamayı söylemiyorum zaten. Taraftarın passolige gösterdiği ilgi hepimizi memnun ediyor. Takımlar arasında belki de birinciyiz. Her hafta 12-13 bin taraftar geliyor maça. Bu da passolig için iyi bir rakam. Taraftarın desteği çok önemli, içerideki maçlarda rakibi korkutabiliyor bu destek. Verdikleri desteklerden dolayı taraftarımıza teşekkür ediyorum. Bizi desteklemeye devam etsinler. 

Futbolda unutamadığınız bir anı?
Galatasaray’da atmış olduğum golleri unutamam. Hayatımın en önemli şeylerinden biridir. Mağlup olsaydık şampiyon olmazdık. Rubin Kazan’da oynarken sezonun bitmesine üç dört hafta kala attırdığım gol sayesinde şampiyon olmuştuk. Çok fazla anım var ama bunları asla unutamam.

Futbol dışında hobileriniz var mı? İzin günlerinizde nasıl vakit geçiriyorsunuz?
Genelde dışarıda yemek yerim. Neredeyse bütün sinemalara giderim. Arkadaşlarımla vakit geçiririm.

“OYUN HAVALARINI DİNLİYORUM”

Müzik ile aranız nasıl? 
Valla Konya’ya geldikten sonra oyun havalarını dinlemeye başladım. (Gülüyor) Buradaki arkadaşlardan dolayı… Eskiden Yıldız Tilbe’yi çok dinlerdim. Ayrı bir sesi var. Fettah Can’ı çok seviyorum. Fettah Ağabey’in yeri ayrıdır, her yönüyle düzgün olan biridir. Ara sıra görüşürüz. 

Takip ettiğimiz kadarıyla modayla aranız çok iyi... En tarz giyinen futbolculardan birisiniz. Sahiden modayı takip ediyor musunuz? 
Takip ediyorum. Toplumun önünde olan bir insan olduğumuz için kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor. Çok abartılı bir şekilde değil ama kendime göre bir tarzım var. 

En çok beğendiğiniz yönünüz? 
Dürüstüm ya… Plan, kurgu yapmadan neyse onu söylerim. Yalan söylemezsen ne söylediğini unutmazsın.

Gaziantepspor maçında Ömer Ali ile yaptığınız kalp işareti kime göndermeydi?
Anlık gelişen bir şeydi. Soran herkese size gönderdik diyoruz. Bir grubumuz var, onlar için yapmıştık. En iyisi bizi seven herkese gelsin diyelim.

Emine Şeyma Yıldız