Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

Mustafa Balkan (Tarih Yazıları)

TARİHÎ MÂBETLERİMİZ (30-2)

TARİHÎ MÂBETLERİMİZ (30-2)

Konya’da 3.500 liraya satılan medrese

  • Selçuklu’nun en eski eğitim kurumlarından ve ilk müderrisi Mevlâna’nın babası Sultanülulema Bahaveled olan İplikçi Medresesi, yakın tarihimizde koğuş ve cephanelik olarak kullanılarak 1931’de 3.500 liraya satılmış, 1940’da ise yıkılarak ortadan kaldırılmış.

Câminin iç mekânında tonoz örtüleri ayaklar taşımaktadır. Mâbedin iç mekânında Anadolu Selçuklu döneminden sadece günümüzdeki mihrabın altında çıkan, yapının ilk dönemine ait mihrabın çini parçaları mevcuttur. Yapının dış cepheleri onarımlar nedeniyle asıl görünümünü kaybetmiştir.

Bugünkü mihrap gök mermerdendir. Duvardan 0,25 m. çıkıntı yapan cephesi düz ve oluklu silmelerle çerçevelenmiş, altıgen niş derinliği üstte mukarnaslı kavsarayla tamamlanmıştır. Yedi sıra oluşturan mukarnasların alttakilerine gülbezekler kabartılmış, üstekiler klasik tarzda hücreciklerle doldurulmuştur. Köşeliklere yazılı birer madalyon yerleştirilerek koyu zemin üstena altın yaldızla boyanmıştır. Üstte bir kitabe yazısı dikkat çekmektedir.

Günümüz yapısında ağırlıklı olarak kullanılan malzeme tuğladır. Yapının mihrabında çininin kullanıldığı da bilinmektedir. Günümüzdeki yapıda herhangi bir süsleme unsuruna rastlanmaz.

Yapının inşa tarihini bildiren kitabesi ve vakfiyesi bulunmasa da yapının yanındaki medresenin mevcut vakfiyesi sayesinde birçok araştırmacı İplikçi Camisi’nin medrese ile birlikte inşa ettirildiğini kabul eder.

 

KİTABELER:

Günümüzde yapının kuzey cephe girişi üzerinde 14. yüzyılda geçirmiş olduğu onarımı bildiren bir kitabesi bulunmaktadır. Bunun haricinde yapıda başka bir kitabeye rastlanmaz.

iplikci-camisi-muze-olarak-kullanildiginda,-kible-tarafindaki-tek-kubbeli-medrese-kalintisi-ve-onundeki-aslan-heykelleri....jpg

İPLİKÇİ MEDRESESİ

İplikçi Câmii’nin güney tarafında, kıble duvarına bitişik olan alan üzerine inşa edilen medrese, ilk kurucusundan dolayı adının Altun Apa, “Altunba” da denilmiş, daha sonra mütevellisi, İplikçi evlâdından Divan Kâtibi Necibeddin Ayaz ve bitişiğindeki camiden dolayı, İplikçi Medresesi diye tanınmıştır.

İplikçi Medresesi, Türkiye Selçuklu Devleti ileri gelenlerinden komutan, atabey Abdullah oğlu Şemseddîn Said Altunba (ö.1237) tarafından XIII.  Yüzyıl başlarında yaptırılmıştır. Henüz bir temel kazısı yapılmadığından medresenin planı bilinmemektedir. Alâeddin Tepesi’ndeki Sultaniye Medresesi’nden sonra, Konya’daki en eski Selçuklu eğitim kurumudur. Karatay Medresesi gibi kubbeli, ihtişamlı bir eser olduğu tahmin edilmektedir. Medresenin, dershanesi, talebe odaları yanında bir de kütüphanesi bulunmaktadır. 1201 yılında Şemseddin Altunba tarafından kurulan bu kütüphane, Konya’da kurulan ilk kütüphane olarak bilinmektedir. Kütüphane, Osmanlı devrinde yapılan bağışlarla daha da zenginleşmiştir. Bu cümleden olarak 1671 yılında vefat eden Abdülbasir Efendi’nin kitapları, vasiyeti üzerine İplikçi Medresesi’ne verilmiştir. Medrese, Selçuklu devrinin zengin vakıflarıyla desteklenmiştir. 1202 tarihli vakfiyesine göre, medreseye bir han, kır beş dükkân, Eski Pazar’da başka dükkanlar ve toplam dokuz köy vakfedilmiştir. Vakfiye, devrinin, şehir yapısı, sosyal ve kültürel anlayışını yansıtan yüksek bir düşüncenin ürünüdür.

Osmanlı devrinde 1914’e kadar, geliri yüksek bir eğitim kurumu olarak devam eden bu medresenin, 1922’ye gelindiğinde, zengin vakıf ve gelirlerinden hiçbir şey kalmamıştır. İplikçi Medresesi’nin bilinen ilk müderrisi, Mevlâna’nın babası Sultanülulema Bahaveled’dir (ö. 1231). İplikçi’nin de müderrislik yaptığı medresenin, bilinen en son müderrisi, Mehmet Halis Efendi’nin oğlu Mustafa Feyzi (Hızal 1904-1964) ve onun naibi Hüsnü Efendi’dir.

 

CAMİ MÜZE, MEDRESE ODALARI KOĞUŞ OLMUŞ

İplikçi Medresesi, Osmanlı Devleti’nin çöküş sürecinde, farklı amaçlarla kullanılmıştır. Zira 1. Dünya Savaşı yıllarında, İplikçi Camii, İstanbul Topkapı Müzesi’ndeki kıymetli eserlerin nakledilip, korumaya alındığı bir bina hâline getirilince, medrese odaları da muhafız erlerinin koğuşu olarak kullanılmıştır. Ardından İstiklâl Harbi yıllarında, İplikçi Camii cephanelik yapıldığı zaman, yine medrese odaları, koğuş hâline getirilmiştir. Sahipliği, Vakıflardan Özel İdareye geçen İplikçi Medresesi, 24.01.1931 tarihinde 3.500 liraya satılır. 1940’lı yıllarda medrese odaları, tamamen ortadan kaldırılarak zemini arsa hâline getirilmiştir.

 

-----------

Kaynakça:

MÜLAYİM, Selçuk; “İplikçi Camii”, TDV İslam Anslikpodesi, C. 22, İstanbul, 2000, s. 373-375.

ATÇEKEN, Zeki; Konya Selçuklu Yapılarının Osmanlı Devrinde Bakımı ve Kullanılması, T.T.K, Ankara, 1998.

ERDEMİR, Yaşar; Konya Ansiklopedisi, c. 4, s. 347-348-349.

KONYALI, İ. Hakkı; Abideleri ve Kitabeleri İle Konya Tarihi, Konya, 1997.

YASA, Azize, Anadolu Selçuklularında Türk İslam Şehri  Olarak Konya (3 cilt), Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üni. Sos. Bilm. Ens. Ankara, 1996.

ARABACI, Caner; Konya Ansiklopedisi, c. 4, s. 349-350.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Balkan (Tarih Yazıları) Arşivi
SON YAZILAR