Tarkan Büyükoktar

Tarkan Büyükoktar

Tatilüs Boykotus…

Tatilüs Boykotus…

Hiçbir siyasal örgütlenme içerisinde taşın altına elini koymadan, yuvarlak laflarla ahkam kesenler Ekmel Bey’i aday gösteren partileri eleştiriyorlar…

Bunu yapan arkadaşlardan ricam önce dönüp kendinize bir bakın lütfen… “Erdoğan’ın seçilmemesi için ben ne yaptım” diye kendinizi bir sorgulayın…

Seçim süreci içerisinde elbette partilerin hataları, elbette örgütsel yanlışlar yapılmıştır. Ama vatandaşlık görevini yapmayan bir yurttaşın partileri eleştirme hakkı yoktur.

Partilerin hatası varsa genel seçimlerde bunun gereği yapılır ama parti seçimi olmayan bu seçimde oy kullanmamak Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermek anlamına geldi ne yazık ki!!!

Genel başkanların, yöneticilerin, örgütlerin ve partililerin yaptığı yanlışların hesabı parti içi platformlarda görülecektir. O ayrı bir olaydır. Ama bunun için de partiye üye olacaksınız, parti içi mücadelede yer alacaksınız. Siz parti seçimi olmayan bu seçimde “bitaraf” oldunuz. Peki bu tarafsızlığınızın sonucu ne oldu?

Seçim mi geçersiz sayıldı? Adaylar mı yetersiz bulundu?…

Hayır, Recep Tayyip Erdoğan, o çok eleştirdiğiniz, o beğenmediğiniz aday cumhurbaşkanı oldu… Çünkü geçerli oyların salt çoğunluğu gibi saçma bir sistem söz konusu. Bu sistemle girilen bir seçimde siz eğer tatil ve boykot diyerek seçime gitmezseniz bu seçmeni sandığa giden ve adayına sahip çıkan gruba yarayacaktır. Onların adayları seçilecektir. Bu anlamda partilere gelmeyen, partilerde çalışmayan, bu ülke için Türkiye için parti içi mücadelede olmayanların dışarıdan eleştiri yapmalarını yadırgıyorum. Partili arkadaşların da parti yöneticilerine yönelik eleştirilerini sosyal medya üzerinden gerçekleştirmelerini yanlış bulduğumu ifade etmeliyim… Parti içi mücadelede kazanım elde etmek isteyenlerin örgütleri sosyal medya üzerinden eleştirmeleri deyim yerindeyse belaltı vurmaktır.

Yaklaşık yüzde yirmi beşlik bir oy kullanmamanın gerçekleştiği bir seçimde çalışmaların hiçbir aşamasına müdahil olmayanların kendilerinde bu denli acımasızca eleştiri hakkını görebiliyor olmaları üzücüdür. Hem seçimlere katılmayacaksın, oy kullanmayacaksın, tercihini belli etmeyeceksin… Ama en acımasız eleştirilerde bulunacaksın…

Yukarıda da belirttiğim gibi bu arkadaşlar önce kendisine bakmalı “ben ne yaptım” diye…

Bir çalışma yapmadan, üretmeden, sorumluluk noktasında taşın altına elini koymadan başkalarını kenardan bacak bacak üstüne atarak eleştirmeleri anlaşılabilir bir tavır değildir… Çalışmalarda söyleyecek sözü olmayanların eleştirecek sözü oluyor ne yazık ki!...

Sayın Erdoğan’ın seçilmesinde hepimizin hatası vardır. Özeleştirimizi elbette yapmalıyız. Elbette örgütlerinde hataları vardır ve bunlar da parti içi platformlarda değerlendirilecektir. Ama… Sandığa gitmeyen, vatandaşlık görevini yerine getirmeyenler artık susmalıdır… Konuşmamalıdır… Onlar eleştiri haklarını kaybetmişlerdir… “Tıpış tıpış” sözünden alınıp Ahmet Necdet Sezer gibi sandığa gitmeyenler Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına “seve seve” katlanacaklardır… Çünkü Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesine halkın % 38 i oy kullanarak nasıl destek verdiyse, tatilci ve boykotçu kesimden de % 14’lük bir katkı aldılar… Bu yüzde on dört boykotçuların, tatilcilerin eseridir.

Bu seçim bizlere her seçimde varolan ama bu seçim dönemi biraz daha fazla ortaya çıkan ve adından söz ettiren bir canlı türünü gösterdi. Bu tür üzerinde biraz durmakta fayda görüyorum…

Tatilüs boykotuslar aslında doğada hep varolan ve fakat yeniden üzerinde çalışmalar yapılması gerekli canlı türüdür. Bu türler kenarda kalmayı tercih ederler, sorumluluk almazlar… Ön plana çıkmayı istemezler… Çünkü ön planda dururlarsa safları belli olur… Yuvarlak hatlı oldukları için eğilim nereye ise o tarafa doğru giderler… Kazanın yanında saf tutmayı,  kendilerine şiar edinen bu canlı türü çeşitli rant türlerine göre çoğalma yeteneğine sahiptir.

Boykotuslar genelde kimseyi beğenmezler ama öneri getirmeksizin eleştirmekten asla geri durmazlar deyim yerindeyse ekabir canlılardır. Onlar sadece eleştirir… Hadi birlikte çalışalım iş yapalım dediğinizde ise Konya tabiri ile “omuzum, yamızım” derler…

Genellikle sahil ve yayla yörelerinde yaşayan tatilüsler ise eleştirmeyi severler ancak biraz tembel oldukları için çalışmak yerine konuşmayı tercih ederler… Bu açıdan ağustos böceğini andırırlar. Ağustos böceğinden farkları onun yazın yaptığı eğlencenin bedelini bir kış ödemesi iken bunların bir yaz eğlencesinin bedeli beş kış öderler.

Dahası bu tatilüs boykotusların eğlencesinin ve eleştirisinin bedelini tatilüs boykotus olmayan canlılar da öderler… Ne diyeyim… Anlayan anladı…

Seçilen adayı ve ekibini kutluyor, seçim sonuçlarının ülkemize güzellikler getirmesini diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Tarkan Büyükoktar Arşivi
SON YAZILAR